|
|||||||||||||||||||||
|
Yabancı damat ve yerli gelin
Düğün
Bundan sonra sıra bir evlilik törenini izlemeye gelmişti. Törenin icra edilebilmesi için bir damat adayı gerekiyordu. Nedendir bilmem, bu görev önce bana teklif edildi. Bu köyden bir Miao kızıyla evlenecektim. Ama bir sorun vardı: Ben evliydim. Kız evi açısından bu durum bir sorun teşkil etmiyormuş. Dört eşe kadar almama izin vardı. Ama benim açımdan sorun yine de çözümlenmiş sayılmıyordu. Çin'in Guizhou eyaletinin Congjiang ilçesine bağlı Biasha köyünde bir eşim daha olduğunu, bunca yıllık eşime ve başka mercilere nasıl anlatacak, bunun heasabını nasıl verecektim? Sonra evlenen erkek acaba karısının köyünde mi yaşamak zorundaydı? Damadın, evlenir evlenmez köyden ayrılmasına ne gözle bakılacaktı? Boşanmaya izin var mıydı? Ben bunların cevabını net olarak almadan damat adayı olmazdım. Onun için aday adaylığıyla yetinmek en iyisi olacaktı. Zaten Türkçeden Çinceye, Çinceden Miao diline, oradan tekrar Çince ve Türkçeye çeviri işlemi uzun sürecekti ve kız tarafının olduğu kadar töreni izleyecek olanların o kadar beklemeye vakti yoktu. Törenin icra edilmesi gerekiyordu. Bu durumda damatlık görevi, radyomuzun Hausa servisinde görevli Nijeryalı arkadaşımız Mamuda Laval'a teklif edildi. Mamuda hiç nazlanmadan ve benim gibi ince eleyip sık dokumadan görevi yiğitçe kabul etti. Gerçi Mamuda da evliydi ve üç tane çocuğu vardı. Ama eşinin kendisini bağışlayacağından emindi. Nitekim sonradan olayı anlatınca eşinin engin hoşgörüsüyle karşılaşmış. Tören için ortaya çıkınca Mamuda'ya baktım. Görünüşe göre evlendikten hemen sonra yeni gelin olmuş eşini köyde bırakıp başka diyarlara gidince arkasından söyleneceklere aldırmıyordu. Mamuda'yı uyarmaya çalıştım: "Bari 'Evet' demeden önce boşanma hakkın olup olmadığını sorsaydın!" Ama hiç umursadığı yoktu. Omuzlarını silkip düğünün tadını çıkarmaya koyuldu. Gelinle geleneksel dansı yaptı. Sonra yeni eşiyle birlikte tebrikleri kabul etti, hediyeleri topladı. Herşey olup bittikten sonra da, nikahının üzerinden daha yarım saat bile geçmemişken eşini acımasızca köyde bırakıp otobüse bindi. Bana öyle geldi ki, otobüsteki kadınlar Mamuda'ya kötü kötü bakıp içlerinden şöyle diyordu: "Erkeklerin hepsi böyledir işte! Herşey evlenene kadar..." Ama galiba böyle sanan sadece ben oldum. Yolda zalim damada baktım. Kâh uyuyor, kâh etrafını seyrediyordu. Geride bıraktığı taze gelin eşini düşünür gibi bir hâli yoktu. Galiba otobüste kimsenin onun hakkında kötü düşündüğü de yoktu. Daha sonra öğrendiğime göre, heyetimizdeki Çinli görevliler kendi aralarındaki değerlendirmede Mamuda'yı "En fazla güven uyandıran uzman" olarak nitelemişti. Belki bu yüzden önce bana teklif edilen damatlık görevi de sonra ona verilmişti. Galiba herşeyi bu kadar ciddiye alıp masum bir gösteriyi zihninde bir aile trajedisine çeviren sadece ben olmuştum. Bunu Mamuda'ya söyleyince o iyilik akan yüzünde sadece bir gülümseme belirdi.
Yazımı bitirmeden bir görevi de yerine getirmem gerekiyor. Köydeyken bir Miao savaşçısı nereli olduğumu sordu. Çevirmenimiz Wu Fan aracılığıyla "Türkiye" cevabını alınca, elimi sıkıp Miaolardan Türkiye'ye selam söyledi. Sonra bunu Miao dilinde de tekrarladı. Bir önceki gün ziyaret ettiğimiz Dong köyündeki güzel genç kızlar da Türkiye'ye selamlarını göndermişti. Selam aktarmak bir görevdir, üzerimde kalmasın; böylece aktarmış olayım. Son olarak Dong kızlarından bir mesaj: Şarkılarından bazıları Türk delikanlılarına gitti.
© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040 |