|
|||||||||||||||||||||
|
Sevgili dinleyiciler, Sayın Engin Uludağ'la sohbetimizin ikinci bölümüyle sizlerleyiz.
CRI- Uzakdoğu'da yaşamak, hele hele Çin gibi, çok eski bir kültüre sahip olan bir ülkede yaşamak, aynı zamanda da gelişmekte olan, dünyaya çok fazla açılan ve belki de çok ileride yaşayan bir toplum içinde olmak sana neler kattı? Neler öğretti?
E.U.- Açıkçası Çin'e gelmeden önce böyle bir coğrafya geleceğimi tahmin etmiyordum. Çin, beni biraz olsun şaşırttı. Ne kadar Beijing'e baktığımızda, yarısının fakir olduğunu düşünsek bile, gerçi biz o yerlerini tam görmüyoruz ama, diğer yarısı da gelişmiş durumda Beijing'in. Çin'i tanımak açıkçası bana, çok büyük bir avantaj oldu, böyle bir coğrafyayı tanımak. Gelmeden önce hiç bu kadar gelişmiş olacağını tahmin etmiyordum. Özellikle Beijing'de çok böyle artık yolların genişliği olsun, belli şeylerin oturmuş olması, beni şaşırttı açıkçası. Çin, zaten şuan baya bir gelişmiş durumda. Yavaş yavaş da gelişmeye devam ediyor. Burada olmak bana büyük şeyler kattı açıkçası. Burayı tanıdım. Çin adına çoğu şeyi Beijing'de görebiliyoruz. Onlar bana çok şeyler kattı. Bir de burada yabancı sayısının da çok olması, her ülkeden insanla tanışma fırsatım oldu. Açıkçası kendimde baya yani, çok şeyler kattığını düşünüyorum yani, Bejing'in.
CRI- Beijing dışında Shanghai gördüğünü söyledin. Hongkong'u gördün sanıyorum. Başka neleri gördün? Çin'i tanımak adına neler yapıyorsun?
E.U.- Çin'i tanımak adına, buralarda tabii bizim ara tatillerimiz mesela, bir kış tatili olsun, Türkiye'ye göre çok uzun. Diyelim, iki aya yakın bir kış tatilimiz var. Biz, genelde kış tatilinde Türkiye'ye dönmüyoruz. Bu zamanlarımızı genelde başka şehirleri gezerek değerlendirmeyi düşünüyoruz. Ben, bunların haricinde Tianjing'e gittim.Tianjing'de, orada da, önceden Fransız sömürgesi altında kalmış bir şehir. Onların işgal ettiği bir şehir. Mesela, orada Fransız yapıları, mimarileri var. Bunun haricinde, Xian'a gittim. Xi'an, çok büyüledi beni açıkçası. Oradaki toprak askerlerin olması, çok güzel bir şeydi. Eski bir imparatorları var Çinlilerin, Qin Shi Hua Huang denen kişi. Orayı başkent olarak kullanmışlar eskiden. Gerçekten Xian'a girdiğinizde, o Çin'in, tarihsel dokusunu, her şeyle görebiliyorsunuz Xian'da. Xian, beni çok etkiledi tarih olarak. Bunun haricinde Guangzhou. Hongkong, zaten çoğu Avrupa şehirlerinden güzel bir şehir artık yani. Dünyaya da ispatlamış kendisini Guangzhou'ya gittim, Shenzhen'e gittim. Shenzhen'da çok güzel bir şehir. Orası, Hongkong'a alternatif olarak kurulan bir şehir aslında. Genelde işte tatillerimizde diğer şehirleri gezerek geçirmeye çalışıyoruz. Çin'in çok güzel şehirleri olduğunu düşünüyorum.
CRI- Çin'i tanımak adına neler yapıyorsun?
E.U.- Açıkçası ben Çin'i, tanımak adına sokaktaki insan diye tabir edeceğimiz, normal vatandaşlarla konuşmaya çok çalışıyorum. Bu mesela, bir marketteki insan olsun veya sokakta bir şey satan normal bir Çinliyle olsun, onlarla genelde muhabbete girmeye çalışıyorum mesela. Onların dilinden Çin'i, anlamaya çalışıyorum. Onlar da gerçekten çok doğal olarak, çok objektif olarak anlatıyorlar. Mesela, eskiden nasıl olduğunu, şimdiki durumun onları gözünde nasıl olduğunu, onlara sorarak öğreniyorum. Çin'i tanımak adına, onlarla içli dışlı olmaya çalışıyorum. Mesela, taksiye bile bindiğim zaman, hemen böyle onlarla konuşuyoruz, muhabbet ediyoruz. Onların dilinden Çin'i, tanımaya çalışıyorum. Onun haricinde Çin'in, mesela geleneksel olan, işte bu Chunjie dedikleri, bahar bayramında ne yaptıklarını, nasıl geldiğini. Çok sayıda Çinlilerin bayramı var. İşte bayramlarını öğrenmeye çalışıyorum. Onun haricinde Çin'in tarihini, öğrencilerle konuşarak, Çin'in geçmiş tarihini anlamaya çalışıyorum. Çin'i tanımak için açıkçası, Çinlilerle bol bol onlarla sohbet ederek Çin'i tanımaya çalışıyorum.
CRI- Hepimizden daha çok şanslısınız. Çince, konuşuyorsunuz. Çok yakında da Chunjie bayramı var. Peki, bu bayram, Çinliler için ne ifade ediyor?
E.U.- Chunjiye Bayramı, Çinliler için, yeni yıla girme bayramları. Bildiğiniz gibi, bunların on iki hayvanlı takvimleri var işte, on iki hayvan, on iki yıl olarak hayvan takvimini kullanıyorlar. Aslında 1 Ocak dediğimiz tarih, onlar için yeni yıl değil. Onların yeni yılı şimdi başlıyor. Şimdi sokağa çıktığınız zaman, şu zamanlarda, herkes size yeni yılınız kutlu olsun diyebilir. İlk geldiğimiz zaman diyorduk yani, ne yeni yılı falan diye. Geçmişti falan. Herkes bize yeni yılınız kutlu olsun diyordu, Çince. Biz de biraz şaşırmıştık. Bu bahar bayramı, Chunjie dediğimiz bayram, Çinliler için çok büyük bir anlam ifade ediyor. Herkes mesela, hani bizdeki ramazan ve kurban bayramlarında olduğu gibi herkes, memleketlerine geri dönüyor. Baktığınız zaman mesela, genelde Beijing'de yaşayanlar, genelde Beijingli değil. Hep dışarıdan gelmiş insanlar olduğu için, Beijing'de mesela, Chunjie zamanı kimseyi göremiyorsunuz. Çok az insan oluyor. Herkes çünkü memleketine dönmüş oluyor.
Sevgili dinleyiciler, Sayın Engin Uludağ'la sohbetimizin üçüncü bölümünü haftaya, aynı gün dinleyebilirsiniz.
© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040 |