|
|||||||||||||||||||||
|
20'ler Grubu Zirvesi için hazırlık yapmak üzere dün (22 Şubat) Almanya'nın başkenti Berlin'de bir araya gelen Avrupa ülkelerinin liderleri, finans piyasasına yönelik denetim ve ayarlama sistemi kurulması üzerinde fikir birliğine vardı. Liderler, ticari korumacılığın önlenmesi konusunda eşgüdüm sağlamaya da çalıştı.
Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, İngiltere Başbakanı Gordon Brown, İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapatero, İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi, Hollanda Başbakanı Jan Peter Balkenende ve AB dönem başkanlığını yürüten Çek Cumhuriyeti'nin Başbakanı Mirek Topolanek, dünkü toplantıya maliye bakanları eşliğinde katıldı. Ayrıca AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Durao Barroso, Avrupa Merkez Bankası Jean Claude Trichet, Avro Grubu Başkanı Jean Claude Juncker de, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in başkanlığındaki toplantıda hazır bulundu.
Toplantıdan önce Almanya, dünya finans piyasasındaki şeffaflığın artırılması, işletme yöneticilerinin maaşlarına ilişkin kuralların belirlenmesi ve Uluslararası Para Fonu IMF'nin rolünün güçlendirilmesi gibi sorunları içeren bir önerge dağıttı. Dün düzenlenen toplantı birkaç saat sürmesine rağmen her hangi bir açıklama yapılmadı ve hiçbir belge yayınlanmadı. Ancak Almanya hükümeti yetkilileri, toplantıda finans piyasasına yönelik denetim ve ayarlama sistemi oluşturulması konusunda fikir birliği sağlanarak, finans piyasası, tüm finans ürünlerinin, hatta finans piyasasında faaliyet gösterenlerin tamamının denetim altında olması ve yatırım fonları üzerindeki yönetimin de güçlendirilmesi gerektiği görüşünde olduklarını belirttiler. Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy önceki gün yaptığı konuşmada, AB'nin gerçekten bütünleşmiş bir pazara ihtiyaç duyduğunu söylemişti. Şimdiki duruma bakılacak olursa, finans denetiminin güçlendirilmesi ve şu anki uluslararası finans sisteminde reform yapılması gibi konularda AB ülkeleri eşgüdüm sağlamaya yaklaştı.
Tarafların ilgilendiği ticari korumacılık sorunu üzerine AB faal olarak eşgüdüm sağlamaya çalışıyor. ABD'nin kısa süre önce onayladığı ekonomiyi canlandırma planında yer alan "ABD mallarının satın alınması" maddesi ile Fransa, İspanya ve İtalya gibi ülkelerin kendi otomotiv sektörlerini koruma amacıyla aldığı önlemler, ticari korumacılık niteliği taşıyor. Buna karşı AB ve bazı Avrupa ülkeleri, ticari korumacılığa karşı çıktıklarını vurguladılar. AB Komisyonu Başkanı Barroso, 19 Şubat günü Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen'le görüştükten sonra yaptığı açıklamada, AB içinde günden güne ciddileşen ticari korumacılık eğiliminden endişe duyduğuna işaret ederek, AB Komisyonu'nu, AB piyasasının açık tutulmasıyla ilgili kurallara uyulmasını sağlamaya çağırmıştı. Aynı gün İtalya Başbakanı Berlusconi ve İngiltere Başbakanı Brown Roma'da yaptıkları görüşmede, dünya ekonomilerinin ticari korumacılık tuzağına düşmemesi çağrısında bulunulmuştu. Brown 18 Şubat günü yayınlanan bir raporda, AB'nin Londra Zirvesi için ana rotayı ticari korumacılığa karşı çıkma olarak belirlemiş ve dünya ülkelerini eşgüdüm içinde hareket etmeye çağırmıştı.
Aslında, AB ülkeleri geçen yılın Kasım ayında Washington'da düzenlenen 20'ler Grubu Zirvesinden beri yeni bir küresel finans ve ekonomi sistemi kurmakla, baş rolünü ABD'nin oynadığı durumu değiştirmek ve dünya ekonomisini canlandırmak niyetinde olduğunu göstermişti. Londra Zirvesi ise bunun için iyi bir fırsat. Ancak Avrupa ekonomisinin kötüleşmesi, AB'nin planını bozuyor. Bu nedenle AB'nin acil görevi, üyelerin davranışını eşgüdümlü hale getirmek ve iç anlaşmazlıkları azaltmak oldu. Alınan bilgiye göre, Avrupa'nın doğu bölgesindeki AB üyeleri 1 Mart günü küçük çaplı bir zirve toplantısı yaparak, Batı Avrupa'daki AB üyelerine ticari korumacılıkla mücadele sinyali verecek. AB Bahar Zirvesi de 19 ve 20 Mart günlerinde Brüksel'de düzenlenecek. AB içinde ticari korumacıkla mücadele konusunda tek sesin oluşup oluşmayacağı o zaman belli olacak.
© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040 |