|
|||||||||||||||||||||
|
Xining kentinden otobüsle batıya doğru yola çıktık. Yeşillikler arasında uzanan karayolunun iki yanında, bazen tek tük köyler, bazen de şırıl şırıl akan dereler görüyoruz... Menah adlı nahiyeye ulaştığımızda sağımızda geniş ve sakin Qinghai Gölü belirdi. Buradan üç kilometre ilerledikten sonra Kuş Adası'na ulaşıyoruz...
Qinghai Gölü'ndeki Kuş Adası, aslında birbirine bağlı iki adacıktan oluşur. Karşımıza çıkan manzara, bizi hayrete düşürdü: Beyaz tüylü kuşlar sağımızdaki, siyah tüylü kuşlar ise solumuzdaki adacıkta toplanmış, birbirlerine hiç karışmadan duruyorlardı.
Kuş Adası'na gelen ziyaretçilerin kuşları daha iyi izlemesine imkân sağlamak için adacıklardan birinde yüksek bir platform kurulmuş. Platforma çıktığımızda, ayaklarımızın altındaki kumsalı dolduran siyah başlı, beyaz boyunlu martıların oluşturduğu manzara görmeye değerdi. Daha yakınımızda ise, kuluçkaya yatmış yüzlerce yabani kaz, güneşin tadını çıkarıyordu. Kuşlar arasında bazen kimsesiz yumurtalar fark ediliyordu.
Adacıklardan diğeri ise, ters konmuş bir tencereyi andırıyordu. Bu ada ise, karabatakların diyarı olarak biliniyor. Adanın her karış toprağı karabatak yuvalarıyla kaplanmıştı. Bu simsiyah kuşlar, yavruları büyüyünceye kadar burada kalırlar.
İki adacık arasındaki otlağın ortasında, gri bir kuş tüyü heykeli, yanında da kocaman bir kuş yumurtası heykeli göze çarpıyor. Bu heykeller, kuşların doğanın gözdesi ve insanoğlunun dostu olduğunu simgeliyor.
Qinghai Gölü, aslında yalnızca kuşlarıyla değil, genişliğiyle, sakin ancak görkemli manzarasıyla, sahip olduğu zengin madenlerle ve balık kaynaklarıyla da turistlerin ilgisini çekiyor. Uçsuz bucaksız gölde kayıkla gezinti yapmak veya göl çevresindeki geniş bozkırda at koşturmak da sizlere ayrı bir keyif verecektir.
© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040 |