|
|||||||||||||||||||||
|
ABD ve Irak basınında dün (15 Şubat) yer alan haberlerde, iki ülke arasında toplam tutarı 5 milyar doları aşan bir askeri işbirliği anlaşması imzalandığı, anlaşma uyarınca Irak'ın ABD'den askeri donanım satın alacağı ve askeri eğitim yapılacağı bildirildi. Kamuoyunda yapılan yorumlarda, ABD'nin söz konusu girişimle Irak'taki hakim statüsünü güçlendirmeyi amaçladığı savunuluyor.
Irak'taki ABD birlikleri tarafından da söz konusu haber doğrulandı. ABD tarafından yapılan açıklamada, Irak güvenlik birliklerinin ABD'den toplam tutarı 1.5 milyar doları bulan askeri hizmet, araç, uçak parçaları, hafif silah ve üniforma aldığı, bunların dışında 3.5 milyar dolarlık mühimmat alacağı kaydedildi. Irak Savunma Bakanlığı sözcüsü, içinde savunma bakanının da bulunduğu Irak askeri yetkililerinin ABD'yi ziyaret edeceğini açıkladı; ancak ziyaret tarihi hakkında kesin bilgi verilmedi. Basında yer alan haberlerde, Irak'ın 2009 yılında güvenlik ve savunma için ayırdığı bütçenin 8 milyar doları bulduğu belirtiliyor. Bu durumda, ABD ve Irak arasında imzalanan bu askeri işbirliği anlaşmasının tutarı, Irak'ın bu yılki askeri bütçesinin yüzde 60'ını oluşturuyor.
Geçen yıldan bu yana Irak'taki güvenlik durumu iyileşmeye başladı. Bunun ardından ABD ve Irak arasında imzalanan güvenlik işbirliği anlaşmasında, 2011 yılının sonuna kadar ABD askerlerinin Irak'tan tümüyle çekileceği maddesi yer aldı. Irak'ta zaman zaman terör saldırıları yaşanmasına rağmen, genel olarak iyileşmeye giden güvenlik durumu bundan pek etkilenmedi. Bu nedenle çok sayıda askerin bu ülkede konuşlandırılması, ABD için yarardan çok zarar getirecek. Nitekim, Obama'nın göreve başlamasından sonra iç siyasette yapması gereken en büyük iş, ülkenin gitgide kötüleşen ekonomisini toparlamak olacak. Dış siyasette Obama yönetimi "terörle mücadele"nin ağırlığını Irak'tan Afganistan'a çevirerek, yeniden canlanan Taliban güçlerine darbe vurmaya çalışıyor. ABD askerlerinin zamanında Irak'tan çekilmesi durumunda, Irak güvenlik birlikleri tek başlarına "ülkelerini koruma" görevini üstlenecek; böylece silah ve donanımların yenilenmesi ve askerlerin eğitimi, Irak güvenlik birlikleri için en önemli görev haline gelecek. Bundan dolayı bu silah satışının, ABD'nin Irak'tan çekilmesi için yaptığı bir hazırlık ve aynı zamanda Irak'ın güvenlik işlerindeki yönlendirici statüsünü sürdürme çabası olarak görülüyor.
Irak'ta son zamanlarda meydana gelen bazı olaylara bakıldığında, ABD'nin bu silah satışının daha derin bir niyet taşıdığı düşünülebilir. Geçen ayın sonunda Irak'ta, 2005 yılından bu yana ilk defa eyalet düzeyinde meclis seçimleri yapıldı. İlk sonuçlara göre, Başbakan Nuri el Maliki liderliğindeki "Hukuk Devleti" koalisyonu, Şiilerin toplu halde yaşadığı 10 eyaletten 9'unda galip çıktı. Seçimlerin sorunsuz yapılması ve seçimlerden elde edilen ilk sonuçlardan ABD, Maliki yönetiminin birkaç yılın ardından olgunlaştığını açıkça gördü. Nitekim geçen hafta Maliki bir basın toplantısında yaptığı konuşmada, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'in ABD'nin Iark'ın siyasi sürecine daha fazla "baskı yapması" gerektiği yönündeki konuşmasını değerlendirirken, ilk kez ABD'nin Irak'a baskı uyguladığı tarihin artık geride kaldığını söyledi. Irak liderlerinin ABD'ye karşı her geçen gün sertleşen tutumları, Maliki yönetiminin ABD'den koptuğunu ve askerlerin çekilmesinden sonra ülkenin yeniden yapılanmasını tek başına yapmaya hazırlandığını hissettiriyor. Bu nedenle ABD'nin, Irak'ın yeniden yapılanmasındaki sarsılmaz statüsünü yeni yöntemlerle kanıtlaması gerekiyor. İşte son silah satışıyla ABD, Irak liderlerine ülkede güvenlik ve istikrar sağlanması için hâlâ kendilerine ihtiyaç duyduklarını ima ediyor.
Dış ortam açısından bakıldığında Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, geçen hafta Irak'a sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdi. Bilindiği gibi Fransa öteden beri ABD'nin başlattığı Irak Savaşı'na karşı çıkıyor. Bundan dolayı Fransa-ABD ve Fransa-Irak ilişkileri ne sıcak, ne de soğuk seyrediyor. Ancak, Sarkozy'nin son ziyaretiyle Fransa-Irak ilişkileri iyileşmeye başladı. Sarkozy, Bağdat'ta büyükelçiliğin yanı sıra Irak'ın kuzeyinde ve güneyinde de birer konsolosluk açacaklarını duyurdu. Bunun yanı sıra Sarkozy, son Irak ziyaretiyle, Fransız işletmelere "Irak'a yatırım yapma zamanının geldiği" sinyalini verdi. Öte yandan ABD'nin "düşmanı" olan İran da geçen hafta Irak'a Dışişleri Bakanı Manuçehr Muttaki'yi gönderdi. Fransa ve İran gibi ülkelerin, Irak'la olan ilişkilerini iyileştirmeye çalışması da belli ölçüde ABD'nin Irak'taki statüsüne potansiyel tehdit oluşturdu. Bunun üzerine ABD, son silah satışıyla, Irak'ta diğer ülkelerin sahip olmadığı "yeri doldurulamaz rol"ünü gösterdi.
© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040 |