|
|||||||||||||||||||||
|
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, dört Asya ülkesini ziyaret etmek üzere dün (15 Şubat) yola çıktı. Bu Asya gezisi, Hillary Clinton'un dışişleri bakanlığına getirildikten sonra yaptığı ilk diplomatik ziyaret oluyor. ABD kamuoyunda, Çin'in Clinton'un gezisinin son durağı olmasına rağmen, gezinin ağırlık noktası olacağı savunuluyor.
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton bu gezide Japonya, Endonezya, Kore Cumhuriyeti ve Çin'i ziyaret edecek. ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan bir yetkili Hillary Clinton'un, son 50 yıl içinde ilk dış ziyaretini Asya ülkelerine gerçekleştiren ilk ABD dışişleri bakanı olduğuna dikkat çekti. Hillary Clinton, ziyaretleri sırasında adı geçen ülkelerin hükümet yetkilileriyle finans kriziyle mücadele, insani yardım, güvenlik ve iklim değişikliği gibi çeşitli meydan okumalarla ortaklaşa mücadele edilmesi konusunda fikir alışverişinde bulunacak. Hillary Clinton, New York'ta bulunan ABD Asya Derneği'nin genel merkezinde yaptığı konuşmada, bu Asya gezisiyle dünyaya ABD'nin Asya işleri için çabalarını sürdüreceği sinyalini vermeyi arzuladığını belirtti. Hillary Clinton, geleneksel işbirliği ortakları ve müttefikleriyle ilişkilerini güçlendirmenin yanı sıra bütün ülkelerle ilişkilerini derinleştireceklerini ifade ederek, Asya ülkelerinin liderleriyle özellikle Pasifik bölgesi olmak üzere tüm dünyaya tehdit oluşturan ekonomik krizi ele alacaklarını kaydetti.
ABD'de çeşitli çevrelerden şahsiyetler, Hillary Clinton'un ilk olarak Japonya'yı ziyaret etmesinin, Asya'daki en önemli müttefiki açısından büyük önem taşıdığı, Kore Cumhuriyeti ziyaretinde önemli gündem maddesi olarak Kore Yarımadası'ndaki nükleer sorunun tartışılacağı, Endonezya ziyaretinde ise ABD'nin Güneydoğu Asya ülkeleriyle ilişkileri derinleştirme arzusunu ifade edeceği, bunlara rağmen gezisinin ağırlığının son durak olan Çin'de yoğunlaşacağı görüşündeler.
ABD'de yayımlanan "The Washington Post" gazetesinde dün yer alan "Çin, Hillary Clinton'un ilk dış ziyaretinin çekirdeği" başlıklı yazıda, ABD Dışişleri Bakanı'nın geçen yıl seçim kampanyasında yaptığı konuşmalarda "Çin'le ilişkilerimiz, dünyanın en önemli ikili ilişkileri" şeklinde ifadeler geçtiği hatırlatıldı. Hillary Clinton, ABD'nin Asya Derneği'nde yaptığı konuşmada bazılarının, kalkınan Çin'in ABD'nin yeni güçlü rakibi olacağını söylediklerini, ancak tam tersine ABD'nin Çin'le her iki tarafı da ilgilendiren alanlarda işbirliğini güçlendirmesinin ABD'nin çıkarlarına uygun olduğunu belirtti.
Gözlemciler, günümüzde ABD'nin Çin'le iyi ilişkiler kurmasının, dış politikada pek de parlak olamayan Bush yönetiminin başarıya ulaştığı birkaç alandan biri olduğunu savunuyor. George Washington Üniversitesi'nden Çin politikası uzmanı David Shambaugh, Obama yönetiminin Çin'le son 20 yılın en uyumlu ilişkilerini kuracağı tahmininde bulundu.
Kamuoyunda ayrıca küresel finans krizinin aşılmasının, ABD ile Çin arasındaki işbirliğine giderek daha çok bağlı hale geldiği savunuluyor. Uluslararası Para Fonu IMF tarafından bu ay yapılan değerlendirmede, gayri safi yurtiçi hasılaya oranlandığında Çin'in hazırladığı teşvik paketinin G-20 ülkeleri içinde Suudi Arabistan'ın ardından ikinci büyük paket olduğu, üçüncü sırada Obama yönetiminin hazırladığı paketin geldiği, ekonomik krizin etkilerini giderme konusunda da Çin'in G-20 içinde ikinci sırada yer alacağı savunuluyor.
Ancak gözlemciler, Hillary Clinton'un insan hakları ve Tibet sorunundaki tavrının, ABD-Çin ilişkilerinin gelişmesinin önünde engel oluşturabileceğini kaydetti. Kamuoyuna göre, Obama yönetiminin dış politikasında önceki yönetimlere göre ne gibi değişimler yaşanacağı, Hillary Clinton'un gezisinde bir miktar belli olacak; ancak elbette bu yalnızca ABD'ye de bağlı olmayacak…
© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040 |