|
|||||||||||||||||||||
|
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ile Hindistan arasında 2 Şubat günü Avusturya'nın başkenti Viyana'da nükleer güvenlik anlaşması imzalandı. Böylece uluslararası toplumun Hindistan'a 30 yıldır uyguladığı nükleer ticaret ambargosunun kaldırılmasının önü açıldı. Bunun yanı sıra bu anlaşmanın imzalanması, Hindistan ile ABD arasında 2006 yılında varılan "Hindistan-ABD Sivil Amaçlı Nükleer İşbirliği Anlaşması"nın uygulanmasına da yeşil ışık yaktı. Kamuoyunda Hindistan'ın, nükleer güvenlik anlaşmasından neler alacağına dikkat çekiliyor.
1974 yılında ilk nükleer denemesini gerçekleştiren Hindistan, bugüne kadar "Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması"nı imzalamayı reddetti. Bu yüzden Batılı ülkeler Hindistan'a nükleer ambargo uyguladı. Ancak uluslararası koşullarda yaşanan değişikliklerle birlikte ABD, kendi çıkarlarından hareket ederek nükleer tedarik konusunda Hindistan'a "arka kapı"yı açtı. Hindistan ile ABD arasında Mart 2006'da "Hindistan-ABD Sivil Amaçlı Nükleer İşbirliği Anlaşması" imzalandı. Anlaşmaya göre Hindistan, "Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması"nı imzalamadan ABD'den nükleer teknoloji ve nükleer yakıt alabiliyor. Kasım 2007'de Hindistan ile UAEA arasında Hindistan'ın nükleer tesislerinin UAEA tarafından denetlenmesiyle ilgili görüşmeler başlatıldı. Ağustos 2008'de UAEA Konseyi'ne üye 35 ülke toplantı düzenleyerek Hindistan'la nükleer güvenlik anlaşmasını imzalamayı kabul etti. Eylül 2008'de Nükleer Tedarikçiler Grubu'na üye 45 ülke, nükleer ihracat konusunda Hindistan'a uygulanan sınırlamaların kaldırılması konusunda anlaştı. Hindistan ile UAEA arasında nükleer güvenlik anlaşması imzalanması, Hindistan'ın "Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması"nı imzalamadan, uluslararası toplumdan nükleer yakıt ve teknoloji alabilmesi anlamına geliyor.
Kamuoyunda, "Hindistan-ABD Sivil Amaçlı Nükleer İşbirliği Anlaşması" ve nükleer güvenlik anlaşmasının imzalanmasıyla, Hindistan'a "nükleer enerjiye sahip ülke" statüsü kazandırıldığı ifade ediliyor. Bunun yanı sıra Hindistan ile ABD arasındaki özel ilişkilere de vurgu yapılıyor. Böylelikle Hindistan, uluslararası toplumdan ileri nükleer teknoloji ve nükleer yakıt alabilmenin yanı sıra, gerektiğinde nükleer deneme yapma hakkını da kaybetmedi.
Karmaşık uluslararası durumda Hindistan, ABD'nin desteğiyle özel muamele gördü. "Hindistan-ABD Sivil Amaçlı Nükleer İşbirliği Anlaşması"na göre Hindistan'ın bir daha nükleer deneme yapmama sözü vermesi gerekiyor. Ancak Hindistan'ın "Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması"nı imzalamamasıyla, ABD'nin eski yönetimi olan Bush yönetimi, Hindistan'a ayrıcalık tanıyarak özel bir statü verdi. ABD, Hindistan-ABD nükleer işbirliğinden endişe duyan ülkeleri yatıştırmak için de, ABD Kongresi'nde kabul edilen "Hyde Act" yasasına göre Hindistan'ın yeni nükleer deneme yapması durumunda ikili nükleer işbirliğini durduracaklarını ve tüm nükleer malzeme, teknoloji ve tesisleri geri alacaklarını ilan etti. Fakat Hindistan tarafı, "Hindistan-ABD Sivil Amaçlı Nükleer İşbirliği Anlaşması"nda yeni nükleer denemelerin yasaklanmasıyla ilgili bir madde bulunmadığını savunuyor.
UAEA ile Hindistan arasında imzalanan nükleer güvenlik anlaşması, "Hindistan-ABD Sivil Amaçlı Nükleer İşbirliği Anlaşması"nın gerçek anlamda uygulanmasının yolunu açtı. "Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması"nı imzalamayı reddeden Hindistan'ın gelecekte nasıl bir nükleer politika izleyeceği zamanla belli olacak.
© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040 |