|
|||||||||||||||||||||
|
AB bir ay önce, finans krizinin etkisi altında kalan reel ekonomiyi canlandırmak için toplam değeri 200 milyar avroyu bulan bir ekonomiyi canlandırma planı uygulamaya başlamıştı. Ne var ki, bu plan şu ana kadar henüz fazla bir etki göstermedi. Son veriler, bu yıl avro bölgesi ve AB ekonomisinde önemli bir küçülme görüleceğini, gerileme eğiliminin kısa süre içinde geriye döndürülemeyeceğini gösteriyor.
AB Komisyonu tarafından 19 Ocak'ta yayımlanan son ekonomik tahmin raporunda, finans krizinin reel ekonomi üzerindeki etkilerinin sürekli artmasından dolayı, bu yıl avro bölgesindeki ekonominin yüzde 1.9, AB ekonomisinin ise yüzde 1.8 oranında eksi büyüme kaydedeceği; bunun yanı sıra, avro bölgesinde geçen yıl yüzde 7.5 olan işsizlik oranının yüzde 9.3'e yükseleceği; ve önümüzdeki yıl, nadir rastlanan yüzde 10'luk psikolojik duvarın kırılacağı öngörüsünde bulunuluyor. Bu türden huzursuzluk verici tahminlerin ise, AB'ce hazırlanan ekonomi planının amacına aykırı olduğu aşikâr.
Finans krizinin yılın üçüncü çeyreğinde avro bölgesinde tarihte ilk kez gerilemeye yol açması, AB'nin piyasa kurtarma planında ağırlığı, finans krizini gidermeden reel ekonomiyi kurtarmaya vermesine neden oldu. Böylece, Aralık ayında düzenlenen AB Zirvesi'nde, toplam değeri 200 milyar avroyu bulan ekonomiyi canlandırma amaçlı bir plan onaylandı. Gelgelelim, plan geçen bir ayı aşkın süre içinde beklenen sonucu veremedi. Bunun nedeni, planın bir uzlaşmanın sonucu olması. 200 milyar avronun yalnızca 30 milyarlık bölümü bir bütün olarak AB tarafından sağlanıyor; geri kalanı ise tek tek üye ülkeler tarafından karşılanıyor. O nedenle, planın gerektirdiği "eşgüdümlü hareket", sağlam bir temelden yoksun bulunuyor. Daha da önemlisi, planda ortaya konan kamu giderlerini artırma, vergi ve faizleri indirme gibi genişleme niteliğindeki mali politikanın doğuştan kusurlu olması...
Her şeyden önce, kamu giderlerini artırma, daha şimdiden yan etkilerini gösterdi. AB'nin "İstikrar ve Büyüme Antlaşması" uyarınca, üye ülkelerin mali açıklarını gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde 3'ü sınırında tutmaları gerekiyor. Ancak tahminlere göre, geçen yıl yüzde 2 olan bu oran bu yıl yüzde 4.5'e çıkacak ve AB'ye üye 27 ülkeden 12'sinin mali açıkları çıtayı aşacak. Bu da gösteriyor ki, üye ülkeler kamu giderlerini istedikleri gibi arttırdığı takdirde, AB ekonomisi eski haline kavuştuktan sonra da mali istikrarı sağlamak zor olacak.
Vergi indirimi konusunda AB, bu uygulamayla çalışanların satın alma gücünü yükseltmeyi ve iç tüketimi canlandırmayı amaçlıyordu. Fakat vergi indirimi, aynı zamanda kamu gelirlerinin azalması anlamına da geliyor. Bu ise, zaten ciddi olan mali açık riskini daha da artırıyor. Nitekim, avro bölgesi ekonomisinin iki motoru olan Fransa ve Almanya, ekonomilerini canlandırmak için katma değer vergisini düşürme yoluna gitmeyeceklerini açıklamış ve bu AB'nin bu konuda ortaklaşa hareket edemeyeceğini göstermişti.
Faiz indirimi konusunda, Avrupa Merkez Bankası ekonomik büyümeyi hızlandırmak amacıyla geçen yıl Ocak ayından itibaren ard arda 4 kez faiz oranlarını düşürerek yüzde 2'ye indirdi. Bunun yanı sıra, uluslararası petrol fiyatlarının düşmesiyle avro bölgesindeki enflasyon baskısı son zamanlarda devamlı olarak hafifledi. Bu da Avrupa Merkez Bankası'nın faizleri daha fazla düşürmesine imkan sağladı. Ne var ki, faiz indirimi etkisini kısa süre içinde göstermez.
Son olarak, dünya ekonomisindeki yavaşlamanın etkisiyle dış talebin düşmesi, AB ekonomisinin temel dayanaklarından biri olan ihracatın son derece büyük bir tehditle karşı karşıya kalmasına neden oldu.
Yukarda belirtilen nedenlerden dolayı, AB'nin mevcut ekonomi planının etkisini kısa süre içinde gösterme ihtimali çok düşük görünüyor. AB sorunu uygun şekilde çözebileceği başka çare de bulamıyor. Nitekim, Avro Grubu Başkanı Jean Claude Junker, daha önce yaptığı konuşmada, AB ekonomisinin daha "iki yıllık zor bir dönem"den geçeceğini ve eski haline ancak 2010 ya da 2012 yılında dönebileceğini söylemişti.
© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040 |