|
|||||||||||||||||||||
|
1 Ocak 1979'da Çin ile ABD arasında diplomatik ilişkiler kuruldu. O günden bugüne zaman çok çabuk geçti. Pasifik Okyanusu'nun iki ucunda bulunan bu iki büyük ülke, geçmişte birbirlerine tam anlamıyla zıt iken, bugün ortak çıkarlara sahip yapıcı işbirliği ortakları haline geldi. Çin ile ABD arasında ortak stratejik çıkarlar bulunduğu, bugün somut gerçeklerle kanıtlandı. Çin-ABD ilişkilerinin üzerinde yükseldiği bu temel, gelecekte de ikili ilişkilerin gelişmesinde itici güç olacaktır.
ABD'nin ulusal güvenlik birimlerinde görev yapmış Brent Scowcro, ABD-Çin ilişkilerini şöyle değerlendirmişti: "Sosyal rejimleri ve ideolojileri farklı olan ABD ile Çin arasında diplomatik ilişki kurulması, devlet çıkarlarının ideoloji karşısında zafer kazandığını gösteriyor." Scowcro'nun bu değerlendirmesi, Çin-ABD ilişkilerinin çekirdeğinde devlet çıkarlarının yer aldığını açıkça ortaya koyuyor.
Gerçekten de son 30 yıl içinde Çin-ABD ilişkilerinde zikzaklar yaşandı. Buna rağmen iki ülke arasındaki ilişkiler, hiçbir zaman genel yönelimin dışına çıkmadı. 30 yıl içinde iki ülke arasındaki üst düzey ziyaretler, birkaç yılda bir defadan, yılda birkaç defaya çıktı. Bunun yanı sıra iki ülke arasında stratejik diyalog da başlatıldı. Şu ana kadar 60'dan fazla diyalog mekanizması oluşturuldu. İkili ticaret hacmi, diplomatik ilişkilerin kurulduğu ilk dönemdeki 2.4 milyar dolardan, 2007 yılında 300 milyar dolara yükseldi. Bu süreçte Çin ve ABD, birbirlerinin ikinci büyük ticaret ortağı haline geldiler. Tüm bunlar, iki tarafın ortak stratejik çıkarlara sahip olduğunu gösteriyor.
Ekim 2002'de Çin Cumhurbaşkanı Jiang Zemin ABD'ye çalışma ziyaretinde bulunmuştu. Bu sırada iki taraf, geniş ortak çıkarlara sahip olan iki büyük ülke olan Çin ve ABD'nin, her alanı kapsayan işbirliğini genişletmesi gerektiği konusunda fikir birliğine vardı. Nisan 2006'da Çin Cumhurbaşkanı Hu Jintao'nun ABD'ye yaptığı resmi ziyarette iki lider, Çin ve ABD'nin, ortak stratejik çıkarlara sahip olmanın ötesinde, yapıcı işbirliği ortağı olduklarını da bir kez daha ifade ettiler.
Uluslararası koşullarda meydana gelen değişikliklere paralel olarak, Çin-ABD ilişkilerindeki çıkar bağlantıları da sağlamlaştı; iki ülke birbirlerine bağımlı hale geldi. 21. yüzyıla girildiğinde terörle mücadele, kitle imha silahlarının yayılmasının önlenmesi, Taiwan Boğazı'nda istikrarın korunması ve Taiwan'ın bağımsızlığı yanlısı bölücü güçlerle mücadele gibi konularda Çin ve ABD, karşı tarafın çıkarlarını gözeterek iyi işbirliği yaptı.
Hızlı gelişen bir ülke olan Çin ile dünyanın tek süper gücü olan ABD arasında gelecekte ticaret anlaşmazlığı, fikri mülkiyet haklarının korunması, Taiwan ve Tibet sorunları, insan hakları gibi konularda mutlaka çelişki ve anlaşmazlıklar yaşanacaktır. Ancak barışçı gelişme politikası izleyen Çin, eskiden olduğu gibi gelecekte de, ABD'yle haksız rekabet ilişkileri içine girmeyecek. İki ülke arasındaki işbirliği de, iki tarafın ortak çıkarlar doğrultusunda ortak kazanç sağlamasının bir yansımasıdır.
© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040 |