|
|||||||||||||||||||||
|
Rusya 1 Ocak günü Ukrayna'ya verdiği doğal gazı kestikten sonra, AB'ye hergün, Rusya'nın Birlik üyesi ülkelere Ukrayna üzerinden sevkettiği doğalgaz miktarının azaldığına ilişkin raporlar gelmeye başladı. AB, Rusya ile Ukrayna arasındaki doğal gaz anlaşmazlığının görüşmeler yoluyla çözmesi çağrısında bulunmanın yanı sıra, iki ülke arasındaki "ticari anlaşmazlık"ta arabulucu olmaya yetkili olmadığını vurguladı. Gözlemciler, kendi çıkarları tehdit altında olan AB'nin gösterdiği bu "soğukkanlılığın", aslında AB'nin çaresizliğini yanısıttığını belirtiyor.
5 Ocak, AB'de Noel Bayramı ve yeni yıl kutlamalarından sonraki ilk çalışma günü oldu. O gün "berbat" bir gündü. AB üyelerinin temsilcileri, Rusya-Ukrayna doğal gaz anlaşmazlığı nedeniyle acil bir toplantı yaptı. Bunun yanı sıra, bir AB heyeti Kiev'e gitmek üzere yola çıktı. Daha sonra Moskova'ya da gidecek olan heyet, iki ülkedeki ilgili kuruluşlarla temas ederek anlaşmazlık hakkında bilgi almayı, anlaşmazlığa çözüm bulunmasını sağlamayı ve AB'ye yapılan normal doğal gaz sevkiyatını güvence altına almayı amaçlıyor. Rusya-Ukrayna doğal gaz anlaşmazlığının Avrupa'da yol açtığı panik karşısında, AB Komisyonu Sözcüsü dün yaptığı konuşmada, bazı AB üyelerine yapılan doğal gaz sevkiyatının etkilenmesine rağmen, şu anda tüketiciler ve işletmeler için acil bir tehlike olmadığını ve Birliğin doğal gaz stokunun henüz yüksek düzeyde bulunduğunu belirtti. Ancak sözcü aynı zamanda, "durumun her dakika değiştiğini" de kabul etti.
AB'nin doğal gaz tüketiminin dörtte biri, Rusya'dan yapılan ithalatla karşılanıyor ve bunun yüzde 80'i de Ukrayna'dan geçen boru hattıyla sağlanıyor. Rusya, 1 Ocak 2006'da yine fiyat anlaşmazlığı nedeniyle Ukrayna'ya verdiği doğalgazı kesmiş ve AB üyesi birçok ülkede doğal gaz sıkıntısı doğmasına yol açmıştı. Rusya bu yeni yıl Ukrayna'ya verdiği doğal gazı tekrar kesince, bundan en önce Rus enerjisine bağımlı olan Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri etkilendi. 2 Ocak'tan sonra Macaristan, Polonya, Slovakya, Romanya, Bulgaristan, Yunanistan ve AB üye adayı Hırvatistan ile Türkiye, ard arda AB Komisyonu'na raporlar göndererek, aldıkları doğal gaz miktarında üçte bire varan ölçülerde azalma meydana geldiği yolunda şikayetlerde bulundular. 3 yıl önceki doğal gaz krizinden sonra AB, Rusya'yı enerjiyi alet olarak kullanmakla suçlamıştı. Ancak bu sefer AB, Rusya-Ukrayna doğalgaz anlaşmazlığına siyasi renk katmaktan kaçındı. Dahası, Rusya ve Ukrayna'nın arabuluculuk çağrısını reddetti, sadece iki tarafın anlaşmazlığı görüşmeler yoluyla çözmelerini ve doğal gaz nakil sözleşmesine sadık kalarak Avrupa'ya normal doğal gaz sevkiyatını güvence altına almalarını istedi. Uzmanlar, AB'nin tutumundaki değişikliğin Avrupa-Rusya ilişkilerindeki istikrarı koruma isteğinden kaynaklandığını savunuyor.
3 yıl önce meydana gelen "doğal gaz kaosu"nda AB, Rusya'nın elindeki "enerji kartının" büyük etkisine tanık olmuştu. AB, Rusya enerjisine bağımlılığının öngörülebilir gelecekte azalmayacağının, tersine daha da artabileceğinin bilincinde. Bu nedenle AB, kendi enerji güvenliği konusunda oyun oynamaya cesaret edemiyor. Tarihi deneyimler de, enerji sorunu nedeniyle AB'nin Rusya'yla giriştiği çekişmelerden hiç de yarar sağlamadığını kanıtladı. Birkaç ay önce patlak veren Gürcistan krizi de bu deneyimlerin en son örneği oldu. AB bir dönem katı tutum sergilerken, sonunda Rusya enerjisine bağımlı olan Almanya gibi ülkelerin etkisiyle tutumunu yumuşattı. Bu defa Rusya ile Ukrayna arasında yine doğal gaz anlaşmazlığı yaşanıyor ve iki ülke söz düellosu yapıyor. Ukrayna, AB'den Moskova'ya "Batı yanlısı bir komşu ülkeyi asla bu tür yöntemlerle tehdit etmemesi gerektiği" uyarısında bulunmasını istedi. Aslında AB, bünyesine katılmak istediği için Rusya'yla arasını bozan eski Sovyetler Birliği'ne bağlı iki ülkeden yana. Ancak şimdi durum değişti, Gürcistan sorunundan ders alan AB'nin dondurucu kış mevsiminde sadece Ukrayna'yı korumak için Rusya'yı kışkırtmaya cesareti kalmadı. Aayrıca doğal gaz anlaşmazlığında sorumluluğun kime ait olduğu da belli değil. Bu nedenle tarafsızlığını korumak, AB'nin alabildiği tek akıllıca tutum oldu.
2006 yılındaki "doğal gaz kesintisi"nden sonra AB ülkeleri enerji stoklarını arttırdı. Bu çalışma, son doğal gaz anlaşmazlığı sürecinde belli bir rol oynadı. Ancak "AB'ye doğalgaz sevkiyatında acil tehlike bulunmaması" hiçbir tehlike olmadığı anlamına gelmiyor. Bu nedenle AB'nin, Ukrayna ve Rusya'yla yapılan görüşmelerin sonucuna göre yeni önlemler alacağı savunuluyor.
© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040 |