|
|||||||||||||||||||||
|
Çek Cumhuriyeti Başbakanı Mirek Topolanek, geçen Kasım ayında Prag'da yaptığı konuşmada, ülkesinin AB dönem başkanlığı sırasında karşılaşacağı üç öncelikli sorunu, ekonomik gelişmeyi sürdürerek finans krizinin etkilerini giderme, küresel ısınma sorununun üstesinden gelme ve AB'nin dış ilişkilerdeki sorunları şeklinde sıralamıştı.
Bilindiği gibi Çek Cumhuriyeti AB dönem başkanlığını, küresel finans krizinin yayılmaya devam ettiği bir dönemde devraldı. Avrupa Birliği'nin bugüne kadar toplam tutarı 200 avroyu bulan piyasayı kurtarma paketi ortaya koymasına rağmen, krize karşı alınacak politikalar hakkında üye ülkeler arasında ciddi anlaşmazlıklar bulunuyor. Dolayısıyla AB dönem başkanlığı süresinde Çek Cumhuriyeti, bir yandan birlik üyeleri arasındaki ilişkilerde eşgüdüm sağlayarak krize karşı daha etkili bir mücadele yürütülmesini sağlamalı, diğer yandan ise korumacılık uyguladığı veya ulusal ekonomilere aşırı derecede müdahale ettiği suçlamalarının hedefi olmaktan da kaçınmalıdır. Bu, AB üyeliğinde beşinci yılını henüz doldurmamış olan küçük bir ülke için çok ciddi bir sınav olacaktır.
Bunların yanı sıra Çek Cumhuriyeti'ni, Lizbon Anlaşması'nın İrlanda'da yapılan referandumla reddedilmesi sonucu yaşanan sıkıntılar da bekliyor. Üstelik, henüz kendisi Lizbon Anlaşması'nı onaylamamış olan Çek Cumhuriyeti'nin İrlanda'yı ikna etmesi daha da zor olacak.
Orta Doğu sorunlarına gelince, İsrail'in Gazze'ye karşı başlattığı geniş kapsamlı askeri operasyon, uluslararası toplumda sert tepkilerle karşılandı. Soruna arabuluculuk yapmak için Çek Cumhuriyeti, AB-İsrail ve AB-Filistin zirvelerini eş zamanlı bir biçimde düzenleyeceğini açıkladı. Ancak Orta Doğu sorunları hakkında her zaman İsrail'in yanında yer alan ABD'nin yakın bir müteffiki olarak görülmesi ve son çatışmaların patlak vermesinden hemen sonra İsrail'in askeri operasyonuna açık destek vermiş olması nedenleriyle, Çek Cumhuriyeti'nin İsrail ile Filistin arasında arabuluculuk yapması pek de kolay olmayacaktır.
Ukrayna'yla 2009 yılındaki doğal gaz tedariki konusunda yapılan görüşmelerin sonuçsuz kalması sonucu Rusya'nın dün Ukrayna'ya doğal gaz sevkiyatını tamamıyla durdurması, AB dönem başkanlığını aynı gün devralan Çek Cumhuriyeti için ilk darbe oldu. AB ülkelerinin doğal gaz ihtiyacının dörtte birinin Rusya tarafından karşılanması, Rusya'dan AB ülkelerine yapılan doğal gaz sevkiyatının yüzde 80'inden fazlasının da Ukrayna üzerinden gerçekleşmesi nedeniyle Rusya ile Ukrayna arasındaki doğal gaz anlaşmazlığı, Avrupa Birliği'nin birçok ülkesinin çıkarlarını yakından ilgilendiriyor. Bu sorun, AB'nin yeni dönem başkanlığını yürütecek ülke için de ciddi bir sınav olacaktır.
ABD'de kısa süre içinde göreve gelecek Barack Obama yönetimiyle ilişkileri pekiştirme, Çek Cumhuriyeti'nin AB dönem başkanlığı boyunca üstleneceği önemli görevler arasında yer alıyor. Bu konuda Çek Cumhuriyeti, ilkbaharın sonlarına doğru Prag'da AB ile ABD arasındaki ekonomik ve askeri işbirliği ile güvenlik işbirliğini güçlendirmeyi amaçlayan AB-ABD Zirvesi'ne ev sahipliği yapmayı planlıyor. Aynı zamanda Çek Cumhuriyeti, yakın bir gelecekte Kanada'yla serbest ticaret anlaşması imzalamayı da düşünüyor.
AB dönem başkanlığını yürütecek ülkenin en önemli görevinin, Birlik tarafından sunulan önerilerin üye ülkelerin büyük çoğunluğu tarafından desteklenmesini sağlamak olduğuna işaret eden gözlemciler, Çek Cumhuriyeti'nde Devlet Başkanı Vaclav Klaus'un temsil ettiği ve AB'ye şüpheyle bakan güçlerin bulunması nedeniyle, bu ülkenin tartışmalı konularda AB'nin diğer üyelerini ikna edip edemeyeceğinin merak konusu olacağını savunuyor.
© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040 |