Hakkımızda | CRI  Hakkında | Eski Versiyonumuz
 
Türkler'den Çin'e Bakış | Ekonomi, Bilim ve Sağlık | Xinjiang | Çin Ansiklopedisi
Ana sayfa | Haber & Gündem | Kültür & Sanat | Yaşam Panoraması | Spor | Çin'i Gezelim | Çince Öğreniyoruz | Sanal Türk-Çin Dostluk Kulübü | Ankara Radyosu

Umut Ergunsü: "İngilizceden sonra, bence Çince. Başka bir dil yok."

(GMT+08:00) 2009-01-01 16:52:53 cri

Sevgili dinleyiciler, Sayın Umut Ergunsü'yle sohbetimizin ikinci bölümünden merhaba.

CRI- Çin'i tanıma adına neler yapıyorsunuz Umut Bey? Beijing, dışında başka kentleri gördünüz mü? Beijing'den farkları nedir bu kentlerin?

U.E.- Beijing, dışında şehirlere gittim. İlk, tabii herkesin söylediği, Shanghai'dan başlayayım. Shanghai, ilk gittiğinizde insana, binalar veya metro ve altyapı olarak, tamamen bir New York, Hongkong kategorisine koyduğu bir şehir. Ama, aynı zamanda da bir Çinli, yanı da var. Mesela, bir Hongkong'a baktığımda, o biraz daha İngiliz gibi gelir bana. Shanghai, birazcık daha Çinli, ama gene de, o en üst kategorideki gökdelenlerin olduğu, bir dünya şehri. Çok güzel bir de nehir geçiyor ortadan. Shanghai'ın tabii farkı, ilk gittiğim yer tabii Shanghai'di, Beijing dışında. Şunu fark ettim, konuştukları dil, tam Beijing'de konuşulan lehçeyle aynı değil. Her ne kadar anlaşsak da onlarla, gene de bir şaşırdım. Tabii, bunu döndükten sonra, genel Çin'in haritasına bakıp, Çin'in kıta Avrupasızdan daha fazla, daha büyük bir yüzölçümüne sahip, görünce, doğal olması lazım diye düşündüm. Harbin'ne gittim kuzeyde. Harbin'ne gitmemin nedeni de, CNN'de haberleri izlerken, geçen ocakta. Hep Harbin'ni gösterdi. Orada bir buz festivali varmış. Onu gördüm, hadi gideyim bari. Harbin'e gittim. O'da çok ilginçti. Çok çok güzel bir yerdi. Buzları içinden geçirmişler ışıkları, rüya gibi. Aynı zamanda, dünyada sayısı çok olmayan, Sibirya kaplanın da olduğu Harbin'ni gördüm. Harbin, birazcık daha soğuk bi yer olduğu için, Beijing'de veya Shanghai'da veya Çin'in diğer yerlerinde görmeye alışık olduğumuz, böyle çok çok sayıda insan yoktu orada. Gece bir saatten sonra, sokaklar boştu. Ben, hiç görmedim Beijing'de. O ilginçti ve çok soğuktu! Çok soğuk, gece bir saatten sonra – 40'ın, -30'un olduğu zamanlardı. Onun dışında, Xi'an'a gittim. Xi'an'da çok duyduğum bir yerdi. Terakota Askerlerinden dolayı. Oradan da çok etkilendim. Oradan etkilenmemenin zaten imkanı yok. O, Terakota Askerleri ve o askerlerin hepsinin suratının veya elbiselerinin veya saç yapılarının birbirlerinden farklı olması ve bunların binlerce, on binlerce, bilemiyorum kaç tane olması, çok etkiledi beni. Ben, küçükken Çin'le, ilgili ilk öğrendiğim, ilk bildiğim şey, kungfuydu. Küçükken, benim zamanımda, bu Shaolin Tapınaklarındaki çevrilen filmler, Türkiye'de çok vardı. Bir gün arkadaşlar, Saholin Tapınağı dediklerinde, tabii ben hemen gelirim dedim. Saholin Tapınağı, çok ilginç, çok hoşuma gitti. Savaşta gerçi çok zarar görmüş, sonradan orijinalini uygun yapmışlar. Orada, Çin'deki felsefeyle ilgili, çok ciddi bir fikrim oldu. Oradaki tapınaklardaki hayat tarzı ve bu kendini savunma tekniği olan kungfuyu, birilerini zarar vermek, amiyane tabiriyle, dövmek için değil. Fakat, kendi ruhani yolculuklarında yükselebilmekle eşdeğer tutmuşlar. O kungfuyu ne kadar iyi yaparsa, o yolculukta o kadar ileri olacağım gibi. O çok çok hoşuma gitti Saholin Tapınağı.

CRI- Burada eğitiminizi devam ettiriyorsunuz. Türkiye'de de üniversiteyi bitirdiniz. İki ülke arasındaki eğitim sistemini karşılaştırmanızı istesem, bana neler anlatırsınız?

U.E.- Türkiye'de okuduğum mühendislikle, Çin'de okuduğum dil öğrenme, o da bir üniversite ama, birbirinden çok farklı şeyler. Karşılaştırmak gerekirse; benim okuduğum üniversite, Çin'de, Çinceyi, yabancılara öğretmek konusunda en tecrübeli üniversite. O yüzden, buranın Çince öğretme sistemi benim, çok hoşuma gitti. Özellikle kitaplar, okulun kendi kitapları hepsi. Yazdığı kitaplar ve onu öğretme tarzı. Mesela, ilk başlarken ilk iki ay, İngilizce konuşuyor, öğretmenler. Ondan sonra hiç İngilizce konuşmamaya başlıyor. Bu kendi dilini öğretmek konusunda, çok iyi olduklarına kanaat getirdim. Mühendislik konusuna gelince, mühendislik okuyan ve mühendislik bölümüyle ilgili Çin'de ne yapıyorlar, bu konuda çok bilgim yok. Türkiye'de, en iyi, yani benim okuduğum okulda, mühendislik okumaktan çok memnunum. Ama, şunu söyleyebilirim, karşılaştırmamın sonunda, eğer Çince, öğrenmek isteyen bir Türk arkadaşım varsa, mutlaka ve mutlaka Beijing'e gelsin ve bunu, Beijing'de öğrensin. Beijing'de öğrenin dememim de nedeni, Beijing'de Mandarin'in öğretiliyor olması. Mesela, Shanghai'a gitmeyi pek önermiyorum ben, orada da iyi okullar olmasına rağmen. Okulda iyi öğreniyorsunuz fakat, dışarı çıktığınızda konuşulan dil, Mandarin değil. O yüzden Beijing'in bu işte çok uzmanlaşmış olduğunu düşünüyorum.

Sayın Umut Ergunsü'yle sohbetimizin üçüncü bölümünü, önümüzdeki hafta aynı gün dinleyebilirsiniz.

  İlgili Haberler
  Yorumunuzu Gönderin
Yayın Çizelgesi
Günlük Konuşma
• Ders 45 Kayıt yaptırmak
• Ders 44 Kaybedilen önemli belgeler için bildirimde bulunmak
• Ders 43 Kredi kartı kullanmak
• Ders 42 Havale yapmak
• Ders 41 Ödemek
Diğer>>
Tavsiye Edilen Programlar
• Çin döviz rezervleri ve Amerika
• Amerika'yı "kazanmak" stratejisi
• "Avrupa futbol takımları 18 yaşı altındaki yabancı futbolcuları almamalı"
• Çin Seddi'nde Beşiktaş kutlaması
• "Çıplak ayaklı doktorlar"dan köy hastanelerine
• Makam sanatının "ilkbaharı" için
• Dışlanan rejimlerle ilişkiler...
• An Lee, Booker ödüllüromanını peyaz perdeye aktaracak
• Almanya Badminton Açık Turnuvası'nda en büyük galibiyet Çin takımının
• "Çirkin ördek yavrusundan güzel kuğu"ya dönüşen halterci Chen Xiexia
Diğer>>
china radio international china radio international

© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040