|
|||||||||||||||||||||
|
Sami Kohen
BAZI yıllar vardır, o süre içinde en çok öne çıkan adamı ve olayı seçmek zor olur... Buna karşılık, bazı yıllar var ki, bu seçimi fazla zorlanmadan yapmak mümkün.
2008 yılı ikinci kategoriye giriyor.
Dünyada "Yılın Adamı"nı ve "Yılın Olayı"nı seçerken, öteden beri uyguladığımız kıstas kısaca şu: Tarihin akışı içinde, belirleyici bir rol oynayan, dünya çapında etki yaratan ve benzerlerinden çok daha fazla dikkatleri çeken lider ve olay...
Bu açıdan bakarsak, biz 2008 için "Yılın Adamı" olarak Barack Obama'yı, "Yılın Olayı" olarak da Küresel Ekonomik Krizi seçiyoruz.
Bir liderin yükselişi
BARACK Hussein Obama'nın 4 Kasım'da Başkan seçilmesi, ABD tarihinde çok önemli bir dönüm noktası oluşturuyor.
47 yaşındaki Obama, Afrikalı bir babanın ve Amerikalı bir annenin çocuğu olarak Hawaii'de dünyaya gelen siyah derili bir melez... Çocukluğu ve gençliği zor koşullarda geçtiği halde, Harvard'ı başarıyla bitirmiş, Illinois eyaletinde siyasete atılmış, eyalet meclisine, daha sonra da ABD Senatosu'na seçilmiş... Hırslı, vizyon sahibi, karizmatik bir politikacı...
Demokrat Parti içinde Hillary Clinton gibi güçlü rakiplerini saf dışı bırakıp aday olduktan sonra, Obama Amerikan halkının karşısında ne yapmak istediğini bilen ve özgün görüşleri olan bir lider olarak çıktı. "Değişim"i bir slogan haline getirdi. Washington'daki düzene ve tabii George W. Bush'un politikalarına şiddetle karşı çıktı. İçte ve dışta, eskilerinden farklı politikalar vaat ederek, Amerikan halkının geniş kesiminin gönlünü (ve sonuçta oylarını) kazandı.
Obama bunu başarırken, Amerikan toplumundaki tarihi bir dönüşümün de ilk işaretini verdi: Halk Obama'yı hararetle desteklerken eski bir tabuyu yıkıyordu. Henüz 40 yıl önce siyah vatandaşlarının ırk ayrımına maruz kaldığı ve eşit hak mücadelesini verdiği ABD, göbek adı Hussein olan Obama'yı Beyaz Saray'a gönderecek olgunluğa kavuşuyordu...
Obama'nın kişiliği ve vizyonu, ABD'nin sınırlarını daha baştan aştı. Bütün dünya (ABD'nin düşmanları dahi) onu alkışladı. Hatta bazı ülkelerde "Bu sadece Amerika'nın değil, bizim de Başkanımız" diyenler dahi oldu...
Bütün bu nitelikleriyle Obama, rahatlıkla dünya çapında "Yılın Adamı" sıfatını hak ediyor.
Bir sistemin çöküşü
WALL Street borsasındaki çöküş eylül başlarında ortaya çıktığı zaman, sadece Amerikalılar değil, bütün dünya şok geçirmişti. Dev finans şirketleri iflas ediyor ve peşlerinden diğer birçok bankaları sürüklüyor, bu da milyonlarca insanı felaketin eşiğine getiriyordu...
Kriz çığ gibi büyüdü ve genişledi: Finans kurumlarından sonra sıra sanayinin, ticaretin ve teknolojinin devlerine geldi. Kriz hızla ABD'nin sınırlarını aştı ve Avrupa'yı, Asya'yı vurdu...
Bu olay, ABD'de (ve diğer ülkelerde) uygulanan liberal ekonomi sisteminin (veya Amerikan modeli kapitalizmin) sorgulanmasına yol açtı. ABD'de ve diğer Batı ülkelerinde, büyük şirketleri kurtarma operasyonları devlet müdahalesini gerektirdi. Bu da artık eski sistemin yerine yeni bir ekonomik ve sosyal düzen kurmak lüzumunu hissettirmeye başladı...
Kriz, ABD'nin "tek süper devlet" statüsüne de gölge düşürdü. Bunu "çok kutuplu dünya"ya gidişin ilk işareti olarak görenler de oldu. Ne var ki Rusya, Çin, Japonya, Hindistan gibi ülkeler de bu krizden nasiplerini aldılar ve sarsıldılar...
Krizin yarattığı işsizlik, fakirlik gibi sorunlar pek çok ülke için ciddi sosyal ve siyasal patlama potansiyelini taşıyor. Bazı ülkelerde (Yunanistan gibi) bunun ilk sinyalleri görülmeye başladı bile...
"Yılın Olayı" olan krizin etkilerinin farklı yerlerde ve alanlarda önümüzdeki yıl (ve belki daha sonraları da) devam edeceğini tahmin etmek için de kâhin olmaya gerek yok...
© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040 |