|
|||||||||||||||||||||
|
Reform ve dışa açılmayla Çin toplumunda yaşanan büyük değişimlere paralel olarak Çin Anayasası'nda da defalarca değişiklik yapıldı. Gelişmelerin getirdiği ihtiyaçlar doğrultusunda yapılan bu değişikliklerle vatandaşların hak ve özgürlükleri pekiştirildi.
1978'de başlatılan reform ve dışa açılma uygulamaları kapsamında Çin Anayasası'nda 1979'dan bu yana toplam yedi kez değişiklik yapıldı. Çin Sosyal Bilimler Akademisi hukuk uzmanlarından Prof. Mo Jihong, anayasa değişiklikleri hakkında şu bilgileri verdi:
"Reform ve dışa açılmanın uygulandığı son 30 yılda anayasamızda yedi kez değişiklik yapıldı. Bunların ilk üçü, 1954 Anayasası'nda belirlenen temel ilkelerin yeniden benimsenmesini sağlamıştır."
Çin Halk Cumhuriyeti'nin kurulmasından sonra 1954'te yürürlüğe giren ilk anayasada belirlenen "Bütün vatandaşlar hukuk karşısında eşittir" ilkesi, Kültür Devrimi sırasında kaldırılmıştı. 10 yıl süren kaos döneminde yapılan hataları gidermek ve reform ve dışa açılmayla başlayan yeni dönemin ihtiyaçlarını karşılamak üzere, Çin Anayasası'nda 1979 ve 1980 yıllarında iki kez değişiklik yapıldı. 1982'de ise bugünkü anayasa yürürlüğe girdi.
1982 Anayasası'nda Çin'in temel görevinin bütün güçleri seferber ederek modernleşme inşasını gerçekleştirme, temel çizginin ise reform ve dışa açılma olduğu belirtildi. "Bütün vatandaşlar hukuk karşısında eşittir" ifadesinin anayasaya yeniden yazılmasıyla, vatandaşların kişisel onuru ve güvenliği yeniden anayasal güvence altına alındı. Ancak Çin'deki anayasa çalışmalarının adımları, 1982 Anayasası'yla sona ermedi. Reform ve dışa açılmayla tarihi değişimlere sahne olan Çin'de anayasanın daha sağlıklı hale gelmesinin büyük önem taşıdığına işaret eden Prof. Mo, sözlerini şöyle sürdürdü:
"1982 Anayasası'nın uygulandığı son 26 yılda ülkemizin reform ve dışa açılma çabaları durmadan derinleşti; buna paralel olarak bir dizi yeni sorun da ortaya çıktı. Dolayısıyla sosyalist hukuk devleti inşasının yeni ihtiyaçlarını karşılamak üzere 1982 Anayasası'nda dört kez değişiklik yapıldı."
1980'li yıllarda Çin'de hızla sürdürülen ekonomik yapısal reformla birlikte özel sektör de gelişti, hatta bazı bölgelerde en dinamik ekonomik güç haline geldi. Özel sektörün niteliğine açıklık getirerek, üretici güçlerin gelişmesi ve ekonomik refah için daha büyük rol oynamasını sağlamak amacıyla 1988'de 1982 Anayasası'nda ilk kez değişiklik yapıldı. Prof. Mo, bu değişikliğin hedefini şöyle anlattı:
"O zamanki başlıca hedefimiz, özel sektöre hukuki bir tanım getirerek piyasa ekonomisinin önemli bir unsuru olmasına hukuki güvence sağlamaktı."
1988 yılından bu yana dört kez yapılan değişikliklerle "Özel sektör, sosyalist kamu ekonomisini tamamlar", "Devlet, sosyalist piyasa ekonomisini uygular", "Ülke hukukla yönetilir", "Vatandaşların özel mülkiyetine dokunulamaz" ve "Devlet insan haklarını saygıyla korur" gibi ifadeler anayasaya yazıldı.
Çin Ulusal Halk Meclisi'nin 21 yıllık üyesi Ji Yujun, yapılan değişiklikleri şöyle değerlendirdi:
"Kamu dışı ekonomi kuruluşlarının ve özel mülkiyetin anayasal güvence altına alınması, vatandaşların kaygılarını giderdi. Bütün bu değişiklikler, vatandaşların talepleri doğrultusunda yapıldı."
Anayasa uzmanı olan Prof. Mo Jihong, Çin Anayasası'nda yapılan değişikliklerin devlet yönetim anlayışındaki ilerlemelerin göstergesi olduğunu belirterek şöyle konuştu:
"Önceliğimiz, devlet yönetiminin yapılandırılmasından adım adım vatandaşların temel yaşamı ve hakları üzerine kaydı. Bu da devletin toplumun sağlıklı gelişmesini hızlandırma anlayışını gösteriyor."
Prof. Mo, anayasanın daha sağlıklı hale gelmesiyle Çin'in daha sağlam adımlarla gelişerek daha güzel yarınlara kavuşacağı yönündeki derin inancını da dile getirdi.
© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040 |