|
|||||||||||||||||||||
|
ABD'nin önde gelen yazarlarından David Ignatius, önümüzdeki pazar "Washington Post"taki yazısını Türkiye'ye ayırmak niyetinde.
Bu hafta Türkiye'de temaslarda bulunan yazar, Bahçeşehir Üniversitesi'ndeki bir yemekli toplantıda, bu yazısıyla yeni Başkan Barack Obama'ya bazı önemli mesajlar vereceğini açıkladı.
Ignatius'a göre, yeni ABD yönetiminin Türkiye'nin bilgi ve deneyimlerinden öğreneceği çok şey var. Ankara'nın son dönemde bölgede oynadığı aktif rol, stratejik bir partner olarak ABD için büyük önem taşıyor.
Dedesi Harputlu olan ve Türkiye ile yakından ilgilenen yazarın, Türkiye ile ilgili olarak Obama'ya tavsiyelerde bulunması, herhalde ses getirecek...
Washington'dan gelen haberlere göre, Barack Hussain Obama, 20 Ocak'ta görevine başladıktan sonra, ilk dış ziyaretini bir Müslüman ülkeye yapmayı planlıyor. Bu konuda düşünülen ülkeler arasında Türkiye, Mısır ve Katar var; ancak onun daha çok Endonezya üzerinde durduğu söyleniyor.
Endonezya için tercih nedeni, Müslüman ağırlıklı ve aynı zamanda çok ırklı ve çok dinli bir Asya ülkesi olması kadar, Obama'nın çocukluğunun bir kısmını Endonezya'da geçirip ilköğrenimini orada yapmış olması olsa gerek.
ABD'nin önceliği
AMERİKALI yazar Ignatius'un Obama'nın dikkatine sunmak istediği Türkiye'nin jeostratejik önemi, son zamanlarda Türk diplomasisinin üstlendiği bölgesel misyonlar nedeniyle ABD'de olduğu kadar Avrupa'da da büyük ilgi topluyor.
Washington küresel stratejisi çerçevesinde Türkiye'nin konumuna ve rolüne büyük önem veriyor. Amerikalı analistler ve diplomatlar, dünyaya bakış açısı farklı da olsa, Obama'nın ve Demokrat yönetiminin gözünde Türkiye'nin jeostratejik öneminin ilk planda yerini koruyacağı kanısında. Hatta Washington'un bölgeyle ilgili yeni adımlar atarken, Türkiye ile daha yakın bir işbirliği kurmak ihtiyacını duyabileceğini düşünüyorlar...
Ankara'nın son zamanlarda (Arap-İsrail, Irak, İran, Kafkasya, Afganistan, enerji koridoru, Doğu-Batı diyaloğu gibi çeşitli alanlarda) üstlendiği roller, Avrupalıların nazarında da Türkiye'nin değerini artırmış görünüyor.
Geçen hafta Brüksel'de toplanan AB Konseyi'nin Türkiye'nin bu konudaki çabalarını övmesi oldukça anlamlı.
AB'nin tercihi
Birçok Avrupalı lider, Türkiye'nin bu konumunun AB için de taşıdığı önemi belirten konuşmalar yapıyor. Bu bağlamda, eski Fransız Başbakanı Michel Rocard'ın, "Türkiye'ye evet" başlıklı kitabında, AB'nin Türkiye'yi üye olarak kabul etmesi için sıraladığı nedenlerin başında, Türkiye'nin jeostratejik önemini vurgulaması da çok önemli.
Rocard, geçenlerde İstanbul'da Galatasaray Üniversitesi'ndeki konferansında, AB'nin küresel bir siyasi güç olabilmesi için Türkiye'ye büyük ihtiyaç duyacağını belirtmişti.
Bu görüş, Uluslararası Kriz Grubu'nun (ICG) son raporunda da yer alıyor.
Buna rağmen AB açısından Türkiye'nin üyeliği konusunda esas belirleyici faktörün, stratejik öneminden çok, iç durumu ve özellikle siyasal reformlar konusundaki performansının olduğunu görmemiz lazım.
AB yetkilileri için öncelik budur.
Daha açık bir deyişle, Türkiye'nin sadece stratejik önemini ve rolünü öne çıkararak AB'nin yolunu açması mümkün değil. Sırf stratejik faktör, olsa olsa, yolun kapatılmamasını sağlar, o kadar...
© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040 |