|
|||||||||||||||||||||
|
"Kültür Devrimi"nin etkisiyle Çin ekonomisi, çöküşün eşiğine gelmişti. 1978 yılında Çin'de yoksul nüfus 250 milyon civarındaydı. O dönemde her beş kentli ve kasabalı gençten biri, işsizdi.
Aralık 1978'de Çin'in doğusundaki Anhui eyaletine bağlı Xiaogang köyünde yaşayanlar, hapishaneye girmeyi göze alarak ekili alanları ailelere paylaştırdı. Dönemin lideri Deng Xiaoping, 31 Mayıs 1980'de yaptığı konuşmada, köylülerin bu girişimini olumlu değerlendirdi. Deng'in bu konuşması, kırsal bölgelerde reformun ilerlemesine hız kazandırdı. Çin Komünist Partisi'nin 11. Merkez Komitesi'nin 3. Genel Toplantısı'nda da reformlar için elverişli bir ortam oluştu.
Ekonomiyi canlandırmak için piyasa mekanizmasının hayata geçirilmesi gerekiyordu. Dolayısıyla Çin, önce "planlı mal ekonomisi"nin uygulanması, sonra da "sosyalist piyasa ekonomisi"nin geliştirilmesi gerektiğini ileri sürdü.
Uluslararası piyasaya uyum sağlamak için ise, önce kıyı bölgelerinde birkaç özel ekonomi bölgesi kuruldu ve bu bölgeler dışa açılmanın temeli olarak saptandı.
Bunun ardından, ekonomik gelişmeden doğan ihtiyaçların karşılanması amacıyla ülkede sermaye piyasası oluşturuldu. Kasım 1984'te reform ve dışa açılma siyasetinin uygulanmaya başlamasından sonra Shanghai'da "Çin'in ilk borsası" açıldı. Bu dönemde reformlara kuşkuyla yaklaşan sesler duyulmaya başlamıştı. Bu kritik anda dönemin lider Deng Xiaoping, 1992 yılının Ocak ve Şubat aylarında ülkenin güneyindeki Wuchang, Shenzhen, Zhuhai ve Shanghai gibi kentleri ziyaret ederek önemli konuşmalar yaptı.
Deng Xiaoping, devlet sisteminin üstün olup olmadığını anlamak için üretici güçlere bakmak gerektiğini, sosyalizmin uygulandığı bir ülkede de piyasa ekonomisinin geliştirilebileceğini savundu. Deng'in bu konuşmaları, Çin vatandaşlarının kuşkularını ve tereddütlerini ortadan kaldırdı. Bundan sonra Çin, ekonomiyi geliştirme ve toplumsal gelişmeyi sağlama yolunda kararlı adımlarla ilerlemeye devam etti.
17 Eylül 2001'de Çin'in Dünya Ticaret Örgütü'ne katılmasıyla ilgili tüm görüşmeler sona erdi. Bu, Çin'in uluslararası toplumla kaynaşmasının bir göstergesi oldu. 2007 yılına kadar Çin'in gayrisafi yurtiçi hasılası, tüm dünyanınkinin yüzde 6'sını oluşturdu. Yoksul nüfus, 1978 yılındaki 250 milyondan 20 milyona düştü.
Çin Başbakanı Wen Jiabao bu yılın Eylül ayında 2. Davos toplantısında yaptığı konuşmada, reform ve dışa açılmanın, çağdaş Çin'in kaderini belirleyen kritik bir tercih olduğuna işaret ederek şöyle konuştu:
"Çin, ekonomik sistemde reformları derinleştirmeye devam edecek; temel ekonomi sistemini ve piyasa sistemini olgunlaştıracak. Çin, siyasi sistemdeki ve diğer alanlardaki reformları da ilerleterek ekonomiyi geliştirme yoluyla vatandaşların yaşam düzeyini yükseltecek. Çin'in uyguladığı dışa açılma siyaseti, uzun vadeli, kapsamlı ve karşılıklı yarara dayalıdır."
© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040 |