Reform ve dışa açılmanın değiştirdikleri (I) Çinlilerin sofrasındaki değişiklikler

1982'nin kış aylarında Beijing'de yaklaşık 34 bin kişi Çin lahanası depoladı.

Beijing'de bugün pazar yerlerini dolduran farklı sebze çeşitleri.

1970'li yıllarda Ay Bayramı kutlamaları.

1960'lı ve 1970'li yıllarda yılbaşı alışverişi bile kuponlarla yapılırdı. Fotoğrafta Heilongjiang eyaletinin merkezi Ha'erbin kentinde bayram malzemeleri taşıyan bir kamyon görülüyor.

2002 yılında Nanjing şehrindeki Bahar Bayramı alışverişinden bir manzara.

Yabancı gıda ürünlerinin Çin'e girişiyle, 1987'de Kentucky Fried Chicken Beijing'de ilk şubesini açtı.

    Can boğazdan gelir… Kalabalık bir nüfusa sahip Çin için tüm vatandaşları beslemek, eskiden beri öncelik verilen bir konu olmuştur. 30 yıl önce çoğu insanın aç olduğu Çin'de, reform ve dışa açılmayla beraber, sofralar da her geçen gün zenginleşiyor.

    Örnek olarak Beijing'i ele alırsak, Çin lahanası, turp ve patates bundan 30 yıl önce şehir sakinlerinin sofralarında yer alan temel yiyeceklerdi. Başta pirinç ve un olmak üzere hemen hemen bütün gıda ürünleri ise, çok sınırlı kontenjana göre dağıtılan kuponlarla alınırdı. Et yemek ise, tam anlamıyla bir lükstü. Et kokusu duyabilenler bile şanslı sayılırdı. Aradan 30 yıl geçtikten sonra şehrin her köşesinde kurulan süpermarketlerde ve pazar yerlerinde satılan yiyecekler, gözleri kamaştırıyor.

    Seracılığın gelişmesi ve mal dolaşımının kolaylaşmasıyla birlikte Çin'deki sebze üretiminde de hızlı artış kaydedildi. Çin Tarım Bakanlığı'nın istatistiklerine göre ülkedeki sebze üretimi 2007'de 599 milyon tona ulaştı. Bu, kişi başına her yıl 450 kilo anlamına geliyor. Hızla artan sebze üretimi, iç talebi karşılamanın yanı sıra, Çin'in bugün dünyanın en çok sebze ihraç eden ülkesi haline gelmesini de sağladı. Benzer bir durum, et üretimi için de geçerli.

    30 yıl önce lüks sayılan lokantada yemek yemek ise, bugün artık sıradan vatandaşların günlük yaşamının bir parçası haline geldi. Hızlı talep artışıyla birlikte lokantacılık sektöründe de hızlı gelişme yaşandı. Sayıları giderek artan yerli lokantaların yanı sıra, değişik ülkelerin özgün yemeklerini sunan yabancı lokantalarına da her gün yenileri ekleniyor. Ülkenin lokantacılık sektörünün yıllık cirosu, 2006'da 1 trilyon 34 milyar 550 milyon yuana ulaşarak 1978'e göre 188 kat arttı. Bu rakam, 2007'de 1 trilyon 235 milyar 200 milyon yuana çıktı. Çinliler, ekonomik gelişme ve gelir artışıyla birlikte, artık karınlarını doyurmaktan çok, lezzet ve değişiklik aramaya başladı.

    Ayrıca 21. yüzyılda öne çıkan "organik tarım" ve "doğal beslenme" kavramları, Çin toplumunda da popüler hale gelerek gıda tüketimi anlayışını değiştirdi. Artık sağlıklı beslenmeye büyük önem veren Çinliler, kimyasal gübre kullanılmayan sebzeleri ve canlı su ürünlerini tercih ediyor. Tahıl, yağ ve şeker tüketimi azalırken, et, yumurta, süt ve su ürünleri gibi besin değeri yüksek gıdaların tüketimi de sürekli artıyor.