Hakkımızda | CRI  Hakkında | Eski Versiyonumuz
 
Türkler'den Çin'e Bakış | Ekonomi, Bilim ve Sağlık | Xinjiang | Çin Ansiklopedisi
Ana sayfa | Haber & Gündem | Kültür & Sanat | Yaşam Panoraması | Spor | Çin'i Gezelim | Çince Öğreniyoruz | Sanal Türk-Çin Dostluk Kulübü | Ankara Radyosu

Bai Juyi ve trajik aşk şiiri Sonsuz Üzüntüler

(GMT+08:00) 2008-12-15 13:38:45 cri

     Çin'in Tang hanedanı döneminde yazılan şiirler ait oldukları yıllara göre dörde ayrılır. Bu dört dönem şöyledir:

     -618-712 yıllarını kapsayan Başlangıç Dönemi,

     -713-765 yılları arasında yaşanan Doruk Dönemi,

     -766-827 yıllarını içeren Orta Dönem ve

     -829-907 yıllarında süren Geç Dönem.

     Her dönemin ünlü şairleri vardı. Özellikle Orta Tang Dönemi'nde çeşitli gruplara ait çok sayıda ünlü şair ortaya çıktı. Şairler bu dönemde şiirsel anlatımda yeni yöntemler arar, yeni teori yaratır ve farklı üsluplarda şiirler yazardı. Bu dönemin şairlerinden bir grup, gerçek hayatın özelliklerini yansıtmaya ve popüler olmaya özen göstererek, şiir yazımında yaratıcı yenilikler yaptı. Bai Juyi bu grubun temsilcisi olarak kabul ediliyor.

     772 ile 846 yılları arasında yaşıyan Bai Juyi, Çin edebiyat tarihinde derin izler bırakan ünlü şair ve edebiyatçılardan biri olmuş ve "Şiir Kralı" olarak adlandırılmıştır. Bai Juyi'nin şiirleri Çin'in yanı sıra, Japonya ve Kore Dekomratik Halk Cumhuriyeti gibi ülkelerde de geniş etkiye sahiptir.

      Bai Juyi, çocukken savaş alevinden kaçmak için hep oradan oraya taşınıyordu. Bai gençliğinde sınavla devlet memuru olduktan sonra hanedanın siyasi işlerini tartışmaya ve siyasi yaşama katılmaya büyük bir istek duydu. Ama annesinin ölümü nedeniyle memleketine döndü ve giderek siyasi işlere katılma hevesini kaybetti. Konfüçyus düşüncesini inceleyen Bai Juyi, sonunda "kendini iyi yönetme" yolunu seçti. Bai Juyi, huzur içinde dünyadan ayrıldı.

      Bai Juyi'nin şiirleri eleştiri, pastoral yaşam, gezi ve trajedi olmak üzere 4 gruba ayırılabilir. Eleştiri şiirlerinde, Tang hanedanının orta döneminde sosyal yaşamlardaki sorunlar kaleme alınarak, toplumdaki karanlık yönler ve halkın acıları sert bir dille tasvir edilirek eleştirilir ve bunun ardından şairin kendi rüyası ifade edilir. Pastoral yaşama ilişkin şiirlerde, kırsal kesimdeki tatlı ve huzurlu yaşama duyulan özlem ile gerçek yaşamda hissedilen hoşnutsuzluk da kağıda dökülür. Gezi şiirlerinde şairin gezdiği dağlar ve sular yer alır. Bu şiirleri insanlar bugün bile kopyalıyor.

     Bai Juyi'nin şiirleri içinde ayrı bir yeri olan trajedi şiirlerinin özel bir konumu vardır. Karmaşık bir olay örgüsü ve şiddetli duygular, bu şiirlere kendine özgü bir renk kattı ve daha sonra yaşayan insanların beğenisini kazandı. Bu gruptaki en ünlü şiir ise Sonsuz Üzüntüler'dir. Bu şiir, Bai Juyi'nin arkadaşıyla bir tapınağı gezerken konuştukları bir öyküye dayanır. Öykü, zamanın imparatoru -yani, Tang hanedanının 6. imparatoru Xuanzong- ile en sevdiği cariyesi Yang arasındaki trajik aşkın bir anlatımıdır. Şiiri okuyan bazı kişiler, Bai Juyi'nin bu eserde sevdiği kadınla birlikte olamayışından duyduğu derin acıyı ifade ettiğini savunuyor.

     Şiir, Xuanzong'ın güzel kızların peşinde koşma tutkusunun dile getirilişiyle başlar. Şiirin iki önemli karakterinden biri olan güzel cariye Yang sahneye çıkınca, onun güzelliği özellikle ayrınyılı olarak tasvir edilir. Sıradan bir aileden gelen Yang, imparator Xuanzong'un sevgisinden yararlanarak, yakınlarına soyluluk ünvanı verilmesini sağlar. İmparator Xuanzong ise her gününü Yang'la ve diğer kızlarla geçirir, devlet işlerine bakmaz. Sonunda bir komutan isyan eder ve imparatorluğun güvenliği tehlikeye girer.

     Xuanzong, askeri darbeden sonra saraydan kaçar. Kaçış yolu sarı tozlar, dar geçitler ve yüksek dağlarla doludur. Yolda koruma görevlilerinin baskısı altında kalan Xuanzong, en sevdiği cariyesi Yang'a intihar etme emri verir. Askeri darbe bastırıldıktan sonra, İmparator Xuanzong sarayına döner, ancak sarayda en sevdiği cariyesi Yang'ı bulamaz. Yang'la geçirdiği günleri ve geceleri hatırlayan Xuanzong hep büyük bir acıyla ağlar. Sonunda bir büyücüye başvurur. Rüyasında cariyesi Yang'la bir kez buluşmak ister. Şiiri buraya kadar okuyan herkes, İmparator Xuanzong'un "doğal insan" olarak aşkından vazgeçemeyişinden duygulanır. Şiirin son 4 cümlesi İmparator Xuanzong ile cariyesi Yang'ın aşklarına olan sadakatini yansıtır ve Çince'de aşk sadakatini öven ünlü cümleler olarak bugün bile hala sık sık kullanılır. Son 4 cümle şöyledir:

     Gökte yan yana uçan iki aşk kuşu olalım,

     Yerde bir ağacın sıkıca sarılmış dalları olalım.

     Göğün ve yerin uzun ömrü olsa da sonu var,

     Bu üzüntü ise uzun, sonsuza kadar...

  İlgili Haberler
  Yorumunuzu Gönderin
Yayın Çizelgesi
Günlük Konuşma
• Ders 45 Kayıt yaptırmak
• Ders 44 Kaybedilen önemli belgeler için bildirimde bulunmak
• Ders 43 Kredi kartı kullanmak
• Ders 42 Havale yapmak
• Ders 41 Ödemek
Diğer>>
Tavsiye Edilen Programlar
• Çin döviz rezervleri ve Amerika
• Amerika'yı "kazanmak" stratejisi
• "Avrupa futbol takımları 18 yaşı altındaki yabancı futbolcuları almamalı"
• Çin Seddi'nde Beşiktaş kutlaması
• "Çıplak ayaklı doktorlar"dan köy hastanelerine
• Makam sanatının "ilkbaharı" için
• Dışlanan rejimlerle ilişkiler...
• An Lee, Booker ödüllüromanını peyaz perdeye aktaracak
• Almanya Badminton Açık Turnuvası'nda en büyük galibiyet Çin takımının
• "Çirkin ördek yavrusundan güzel kuğu"ya dönüşen halterci Chen Xiexia
Diğer>>
china radio international china radio international

© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040