Hakkımızda | CRI  Hakkında | Eski Versiyonumuz
 
Türkler'den Çin'e Bakış | Ekonomi, Bilim ve Sağlık | Xinjiang | Çin Ansiklopedisi
Ana sayfa | Haber & Gündem | Kültür & Sanat | Yaşam Panoraması | Spor | Çin'i Gezelim | Çince Öğreniyoruz | Sanal Türk-Çin Dostluk Kulübü | Ankara Radyosu

Erhu sanatçısı kör dostum

(GMT+08:00) 2008-12-10 17:47:47 cri
    Nihayet geri geldi.

    Onu çoktandır görmüyordum.

    Oysa birkaç günde bir caddede oturduğu yerin önünden geçerdim. Sesini uzaktan duyar, yine orada olduğunu anlardım.

    Ama işte ne zamandır görünmüyordu ortalıkta.

    Günlerce haftalarca dikkat ettim görür müyüm diye...

    Ama nafile!

    KIŞA KADAR AYRILIK

    Kaybolduğunda Beijing Olimpiyat Oyunları'nın başlamasına birkaç hafta kalmıştı. Olimpıyatlar geldi geçti, ardından Engelliler Olimpiyatları da yapıldı. Sıcak yaz günlerinde acaba başka bir yere mi gitmişti?

    Birkaç kişiden, benim oturduğum semtteki Babaoshan istasyonundan bir sonraki metro durağı olan Yuquanlu'da gördüklerini duymuştum. Yuquanlu'ya her gittiğimde istasyon çevresine dikkatle bakıyordum. Hatta bir defasında belki onu görürüm umuduyla özel olarak gitmiştim.

    Ama göremedim...

    ...Tâ yaz geçip ardından sonbahar gelene, sonbahar da geçip yerini kışa bırakana kadar...

    VARLIĞIMDAN HABERİ OLMAYAN DOSTUM

    Bu benim kör çalgıcı dostumdu.

    Görme engellilere "kör" denmesini yakışıksız bulanlar olduğunu biliyorum. Hatta görme engellilere kör dememek için, yine aynı anlamına gelen "âmâ" sözcüğünün kullanıldığını da biliyorum. Fakat görme engellilerin çoğu kendilerine kör diyor ve sözün dolaştırılarak başka tanımlamalar yapılmasını uygun bulmuyor. Onun için ben de dostuma kör demekten kaçınmayacağım.

    'Çalgıcı' sözüne gelince... Kimileri bu sözcükte de küçültücü bir anlam keşfetmeyi beceriyor. Bu türden bir bilgiçlik çabasından da uzak durarak dostumun yaptığı işe çalgıcılık demekten yüksünmeyeceğim.

    Tabii, aramızdaki dostluğu da açıklamam gerek. Ben onu dostum olarak kabul ediyorum. Gelgelelim, onun beni dostu olarak kabul edip etmediğini sormak bile anlamsız, çünkü varlığımdan haberi olup olmadığından bile tam olarak emin değilim. Ama yine de o benim dostum.

    ERHU SANATÇISI

    Çin'e geldiğim ilk günlerde dikkatimi çekmişti. "Sesini daha uzaktan duyar, yine orada olduğunu anlardım" derken, kastettiğim çaldığı müzik aletinin sesiydi.

    Evet, o zamanlar daha adını bilmediğim iki telli bir çalgısı vardı. Bir yayı bu iki tele sürterek tatlı Çin melodileri çalıyordu. Bu çalgıyı ilk defa görüyordum. Daha doğrusu, filmlerde, resimlerde gördüysem de dikkat etmemişim. Çalgının yayı, tellerin iç tarafından, sürtülerek çalınıyordu.

    Daha sonra bu çalgıya "Erhu" adı verildiğini öğrenecektim. Erhu, sözcük anlamı olarak Türkçeye çevrildiğinde, belki "iki telli" denebilir. "Çiftetelli" demek isterdim, ama bu neşeli, oynak bir oyunun da adı olduğundan hiç uygun düşmüyor; çünkü Erhu ile son derece hüzünlü ezgiler çalınıyor. 80 santimetre kadar uzunluğunda bir sapı, çay bardağı şeklinde gövdesi olan basit bir çalgı aleti bu. Bazı kişilerin "Çin kemanı" olarak da adlandırdığı Erhu, operalarda ve geleneksel tiyatrolarda çalınıyor. Daha sonra dinlediğim Çin orkestralarında Erhu'nun keman rolü oynadığını farkedecektim. Ama solo olarak da çalınıyor. Tıpkı benim kör çalgıcı dostumun yaptığı gibi.

    GÖNÜL GÖZÜYLE

    Onu Lugu caddesinin köşesinden dönünce, Babaoshan istasyonuna giden yol üzerinde, benzinliğin biraz berisinde görüyordum. Bazan da yolun tam tersi yönde, Yuan Yen Shan Shui adlı büyük konut sitesinin ana girişinin biraz ötesinde, banka şubesine yakın olarak oturmuş, aynı iç parçalayıcı, yürek yakan ezgileri çalarken görürdüm.

    Sesini duyduğumda biraz para hazırlar, geçerken önüne koyduğu eski boya kutusunun içine yavaşça bırakırdım. Ama metal paraların sesini yine de duyar, çalmasına bir an ara verip dudaklarını belli belirsiz kımıldatarak teşekkür ederdi: "Xie xie!" Sonraları metal paraların sesini duymasın diye kağıt paralar atmaya başladım. Ama düşerken hiç ses bırakmadığı halde para bıraktığımı yine anlar, bir anlığına çalmayı bırakıp usulcacık "Xie xie" derdi. Sanki ben duymasam da o yine içinden teşekkür ediyor gibiydi.

    İÇİNDEN BANA BAKIYOR MUYDU?

    Gözleri görmeyen bu Erhu sanatçısı kimdi? Adı neydi? Çin'in neresindendi?

    Köylü kökenini ele veren hatlarıyla çopur yüzüne bakınca Beijingli olmadığını söyleyebiliyordum. Ama nereden olduğunu bilebilmek için elimde hiçbir ipucu yoktu.

    Sormak isterdim, ama Çince bilmiyordum. Hem Çince bilseydim de konuşmam acaba doğru olur muydu?

    Önünden geçerken adımlarımı iyice yavaşlatır, sanki baktığımı anlayıp hoşlanmayacakmış gibi adeta ona farkettirmeden bakmaya çalışırdım.

    Sonra bakmamı hoşnutsuzlukla karşılamayacağı düşüncesi belirdi içimde. Bana göre, o benim dostumdu. Bir kişinin dostuna bakmasını tuhaf karşımayacak duyarlığa sahip olduğundan emindim.

    Belki içinden o da bana bakıyordu.

    Bu duygunun verdiği rahatlıkla birgün resmini de çektim. Bana kalırsa, resmini çektiğimi muhakkak biliyordu. Çünkü, bu kadar duygulu melodileri çalan bu sanatçının, görmediği şeyleri algılayabilme becerisi geliştirmiş bu insanın hissetmemesi mümkün değildi. Resmini çekerken çalmasına ara vermişti, yanında getirdiği öğle yemeğini yiyordu. En doğal hali olduğuna inandığım görüntülerini böylece saptayabildim.

    KİMİ KİMSESİ VAR MIYDI?

    Yüzüne baktığımda bir ailesi olup olmadığını düşünürdüm. Kimi kimsesi var mıydı? Belki bakmakla sonumlu olduğu kişiler vardı...

    Çin devleti engelli vatandaşlara elinden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyor. Son yıllarda alınan önlemlerle engellilerin yaşamı eskisine göre çok daha kolaylaşmış. Fakat, Çin ne de olsa, kendi yetkililerinin söylediği gibi, gelişmekte olaan bir ülke. Her alanda sağladığı muazzam başarılara rağmen toplumsal alanda yapılacak daha çok iş var. O nedenle durumu iyi olmayan engellilere belki de devletin yaptığı yardım yetirli olmuyordu.

    Benim çalgıcı dostum da herşeyi devletten bekleyeceğine, kendi çabasıyla kendisinin ve ailesinin geçimini sağlamaya çalışıyor olmalıydı.

    CENGİZ İLE ERHU ÇALGICISI

    Onun önünden geçerken İstanbul'da İstiklal Caddesi'nde mendil satan spastik dostum Cengiz'i düşünürdüm bazan. Cengiz'in geçimine yardımcı olmak zorunda olduğu bir ailesi vardı. Bazı günler günlük kazancını çıkaramaz, yüzünü bir üzüntü dalgası kaplardı. Kimi günler de güzü parlar, gülümserdi. Bazan da sağlığı iyice bozuk olarak görürdüm onu. O zaman yere çömelik otururdu. Bulutlanmış gözleri yere çevrili, bir rüya aleminin içinden bakar gibi olurdu. Sanki başka kimsenin duymadığı birşeyi dinler gibi... Kimbilir, belki de çok uzaklardan bir melodi geliyordu kulağına.

    Mendil satıcısı spastik arkadaşım, ismini bilmediğim Çinli kör dostumun Erhu ile çaldığı ezgileri duysaydı mutlaka çok beğenirdi.

    Zihnimde İstanbul'daki mendil satıcısı arkadaşım ile Pekin'de Erhu çalan ismini bilmediğim dostumu tanıştırdım. Cengiz oturup onu dinledi ve yüzü ışıldadı.

    ENGELLİLER OLİMPİYATLARINI İZLEDİ Mİ?

    Beijing Olimpiyatları'ndan sonra yapılan Engelliler Olimpiyatları beni daha fazla etkilemişti. Bana sorarsanız, Engelli Olimpiyatları'nın açılış ve kapanış törenleri Beijing Olimpiyatları'ndan daha güzel oldu. Ama bence asıl önemli olan, Engelli Olimpiyatları'nın biz engelsizlere öğrettiğiydi. Biz hiçbir bedensel engelimiz olmadığı halde kimi zaman herhangi bir işi yapacak gücü kendimizde bulamazken, engelliler bizim aklımıza bile getirmediğimiz güçlüklerle boğuşarak başarı kazanacak gücü kendilerinde nasıl buluyordu? Bu gücü ruhlarından alıyorlardı. Onlardan öğrenmemiz gereken çok şey vardı. Engelli Olimpiyatları sırasında, engellilere çok şeyler borçlu olduğumuzu düşündüm.

    O günlerde kör çalgıcı dostumu da çok düşünüyordum. Gözleri görmediği için, açılış ve kapanış törenleri ile yarışmaları televizyondan görsel olarak izleme olanağı yoktu. Ama o günlerde kendisi gibi engelli olan sporcuların katıldığı oyunlarından haberdar olduğundan, hatta bir şekilde izlediğinden eminim.

    GÖÇMEN KUŞ MİSALİ

    Engelli sporcular nasıl bizlere mücadele azmi aşılıyorsa, engelli sanatçılar da insanların güçlüklere rağmen neler yapabileceğini kanıtlayarak yaşattıkları estetik hazlarla ruhumuzu güçlendiriyor. Engelliler Sanat Topluluğu'nun "Merhamet Tanrıçası-Bin Kollu Buda" gösterisinin de dahil olduğu unutulmaz gösterisini izlerken son derece duygulandığımı hatırlıyorum. Hatırladığım bir başka şey de, gösteri sırasında Erhu sanatçısı dostumu düşünmuş olmamdı. Belki o, burada izlediğimiz kadar yüksek bir sanatsal düzey sergilemiyor, uluslararası turnelere çıkmıyordu. Ama o da, sokakta kendisini dinleyenlere aynı ruh güzelliğini gösteriyor, bizlerin üzerinde ruhumuzu güçlendiren bir etki yapıyor. Kimbilir, onu görmediğim süre içinde belki o da başka yerlerde küçük turnelere çıkmıştır.

    Beijing'de havalar iyice soğumaya başlamışti ki, bir sabah gene o tanıdık sesi duydum.

    İtiraf etmeliyim ki, içim bir tuhaf oldu. Tuhaf diyorum, çünkü o duyguyu nasıl tanımlayabileceğimi bilmiyorum. Sevindim. Bir tanıdığa kavuşulunca duyulan o duyguyu hissettim. Çaldığı ezgi gene içimde bir yerlere dokundu. Engelli olmasına rağmen verdiği hayat mücadelesi gene içimde birşeyleri titretti. Sonra hangi sözcüklerle ifade edeceğimi bilemediğim daha başka birçok duygu...

    Göçmen kuşlar gittikten bir süre sonra gelmişti. Belki o da bir göçmen kuştur. Sıcak iklimlerden yukarılara çıkan göçmen kuşlar buradayken, o başka yerlerdeydi.

    Şimdi burada.

    Hoşgeldin dostum.

  İlgili Haberler
  Yorumunuzu Gönderin
Yayın Çizelgesi
Günlük Konuşma
• Ders 45 Kayıt yaptırmak
• Ders 44 Kaybedilen önemli belgeler için bildirimde bulunmak
• Ders 43 Kredi kartı kullanmak
• Ders 42 Havale yapmak
• Ders 41 Ödemek
Diğer>>
Tavsiye Edilen Programlar
• Çin döviz rezervleri ve Amerika
• Amerika'yı "kazanmak" stratejisi
• "Avrupa futbol takımları 18 yaşı altındaki yabancı futbolcuları almamalı"
• Çin Seddi'nde Beşiktaş kutlaması
• "Çıplak ayaklı doktorlar"dan köy hastanelerine
• Makam sanatının "ilkbaharı" için
• Dışlanan rejimlerle ilişkiler...
• An Lee, Booker ödüllüromanını peyaz perdeye aktaracak
• Almanya Badminton Açık Turnuvası'nda en büyük galibiyet Çin takımının
• "Çirkin ördek yavrusundan güzel kuğu"ya dönüşen halterci Chen Xiexia
Diğer>>
china radio international china radio international

© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040