Ekim ayının başında, Japonya'da birçok gazetenin ekonomi sayfalarında aniden "muz sıkıntısı" yaşandığı haberleri yer aldı. Bunun sebebi ise Japonlar arasında birden bire popüler hale gelen "muzla zayıflama yöntemi"dir. Bu, Japonya'daki birçok markette kısa bir süre içinde tüm muzların tükenmesine ve hatta talebin karşılanamaz hale gelmesine neden oldu. Marketlerde muz fiyatı yüzde 10 artmasına rağmen, üreticiler talebi karşılamakta halen güçlük çekiyor. Hatta bazı meyve ithalatçıları, Güneydoğu Asya ülkelerinden yüksek fiyatla muz ithal etmeye başladı.
Söz konusu zayıflama yöntemini tanıtan kitabın piyasaya sürülmesinden sonra, Japonya'nın birçok televizyonu da konuyla ilgili özel programlar yaptı. Birçok yıldız da televizyonlara çıkarak "muzla zayıflama yöntemi"ni denediklerini ve başarılı olduklarını anlattılar.
Kahvaltıda doyuncaya kadar su içip muz yenebilir, öğle ve akşam yemeklerinde ise normal öğün yemek yenir. İşte bu, "muzla zayıflama yöntemi"nin "ana tekniği"dir. Bu rejimi geliştirenler, muzun tokluk hissi verdiğini, muzda bulunan mayanın sindirimi hızlandırdığını, böylece öğle ve akşam yemeklerinde normal yeseniz bile vücutta yağ birikiminin engellendiğini savunuyor. Rejim yapıp açlığa katlanmak veya ağzınıza koyduğunuz her lokma için kalori hesabı yapmak gibi zayıflama yöntemleriyle karşılaştırıldığında "muzla zayıflama yöntemi" çok daha rahat ve kolay...
Muzun içerdiği yüksek miktarda lif, bağırsakların temizlenmesine yararlı olur ve insana tokluk hissi verir. Bu nedenle bu meyva, sık sık diyet listelerinde yer alır. Üstelik muzda bulunan zengin potasyum, insan vücudundaki fazla suyun boşaltılmasına da yardımcı olur. Şişkin olmayan bir insan, zaten daha zayıf gösterir.
Ancak uzmanlar, "muzla zayıflama yöntemi"nden yana değil. Çünkü uzun bir süre boyunca düzenli olarak aç karnına yenen muz, kalp ve böbreklere zarar verebilir. Ayrıca mide boşken yenen muz genellikle ishal yapar. Uzun süre ishal olmak, bağırsakların normal çalışma düzenini bozarak çeşitli hastalıklara davetiye çıkarır. Muzdaki bol lif de, mide ve bağırsakların hareketlerini ve kan dolaşımını hızlandırmanın yanı sıra kalbin yükünü de artırır, bu da kalp krizine yol açabilir.
Yorumunuzu Gönderin
