|
|||||||||||||||||||||
|
Çin Devlet Konseyi'ne bağlı Basın Ofisi Başkanı Wang Chen, seminerde yaptığı konuşmada, reform ve dışa açılma politikasının uygulandığı 30 yılın, Çin toplumunda önemli başarıların ve insan hakları davasında en büyük ilerlemelerin kaydedildiği 30 yıl olduğunu belirtti:
"Son 30 yılda Çin Komünist Partisi (ÇKP) ve Çin hükümeti, ekonomik inşayı merkeze alma temelinde toplumun kapsamlı gelişmesini hızlandırdı, evrensel insan haklarını ve Çin'in somut koşullarını birleştirerek insan haklarını ilerletme ve korumada büyük çabalar harcadı, bu sayede tarihi atılımlar gerçekleştirildi."
Başkan Wang, geçen 30 yılda Çin ekonomisinin ortalama yüzde 10 oranında büyüdüğünü ve kişi başına düşen gayri safi yurtiçi hasılanın 10 misli arttığını hatırlatarak, vatandaşların gelir ve refah seviyesinde yükseliş görüldüğünü; halkın istihdam, eğitim, sağlık ve sosyal güvence olanaklarından yararlanma seviyesinin de sürekli yükseldiğini; Çinlilerin varlık ve gelişme haklarının güvence altına alındığını söyledi.
Çin İnsan Hakları Araştırma Derneği Başkanı Luo Haocai, seminerde yaptığı konuşmada, ekonomik reformun Çin ekonomisinin gelişmesini hızlandırdığı gibi, insan haklarının gelişmesine de sağlam bir maddi zemin hazırladığını, ayrıca vatandaşların ekonomik, toplumsal ve kültürel haklarının gelişmesini de ilerlettiğini kaydetti.
Başkan Luo, bu süreçte Çin'deki demokratik siyaset sisteminin de durmadan geliştirildiğini ve vatandaşların siyasete katılma haklarının genişletildiğini sözlerine ekledi:
"Çin'de son 30 yıldır süren reform, her alandaki özgürlüğü genişletme, halkın siyasete katılımını artırma, hakları koruma ve vatandaşlara değer ve saygınlık kazandırma ilkeleri doğrultusunda yapıldı."
Edinilen bilgiye göre, Çin'de halk meclisi sistemi durmadan iyileştiriliyor, köylü komitesi de genel olarak dolaysız seçimle seçiliyor. Bunun yanı sıra, demokrasi giderek Çin'in taban kesimlerine kadar genişletiliyor, vatandaşların siyasete düzenli şekilde katılma yolları daha pürüzsüz hale getirilerek temel insan hakları ve özgürlükler güçlü koruma altına alınıyor.
Ayrıca geçen 30 yılda Çin, yasalarla yönetim çalışmalarını aktif şekilde ilerletti; yasamadan yasa uygulamaya kadar her halka, insan haklarının korunmasına güvence oluşturdu. Yasama açısından, insan haklarının korunması her yasada ele alındı, uygulama sürecinde halkın çıkarları ön plana çıkartıldı, yolsuzluk gibi yasa dışı eylemlere karşı mücadele başlatıldı, dava işlemlerine yönelik yasa denetimi güçlendirilerek adalet sağlandı, mahkemenin bağımsız yargı ilkesi uygulandı.
Reform ve dışa açılma politikasının uygulanmasından önce Çin, insan hakları konulu uluslararası faaliyetlere çok az katılıyordu. Ancak reform ve dışa açılmanın derinleşmesiyle, Çin, insan haklarını korumada uluslararası işbirliğine katılan önemli bir ülke haline geldi. Çin, Uluslararası Ekonomik, Toplumsal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi dahil olmak üzere, 25 uluslararası insan hakları sözleşmesine imza attı.
BM İnsan Hakları Konseyi Danışma Komitesi'nden uzman Chen Shiqiu, basına verdiği demeçte, Çin'in son yıllarda daha açık bir tavırla uluslararası insan hakları davasının gelişmesini hızlandırdığını ve insan hakları alanındaki diyalog, temas ve işbirliğine faal olarak katıldığını dile getirdi:
"Avrupa Birliği ve Avrupa ülkeleriyle düzenli olarak insan hakları diyalog toplantıları gerçekleştirdik, ABD ve Avustralya'yla da insan hakları diyalogu yaptık. Gelişmekte olan ülkelerle insan hakları konusundaki temasları geliştirerek çeşitli sorunlar üzerine müzakerelerde bulunduk. İnsan hakları alanındaki diyalog ve temaslar sayesinde büyük ilerlemeler kaydedildi, insanlar bu diyalog yollarını benimsiyor. Doğru bir yöntem olan diyalog, temas ve işbirliği, şimdi sadece bir eğilim değil, aynı zamanda bir moda haline geldi."
© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040 |