Mahmut Akıllı: "Çin'i, beş duyumuzla görmemiz gerekiyor ."

Sevgili dinleyiciler, Sayın Mahmut Akıllı'yla sohbetimizin ikinci bölümünden merhaba.

CRI- Çin'e daha önce gelmiş miydiniz? Ne amaçla buradasınız?

M.A.- Çin'e, daha önce gelmedim ama çok gelmek istedim. Çin'in coğrafi konumundan öte, tarihsel olarak, kültürel olarak, ırksal olarak diğer milletlerden ayıran, bazı temel özellikleri vardır. Çin, dış dünyaya binlerce yıl mümkün olduğu kadar, kapalı kalmıştır. Açık olmamıştır. İpek Yolu ticaretiyle, Avrupa ekseninde, Ortadoğu ekseninde bir takım temaslar sağlamış. Batı Avrupa'dan buraya gelenler olmuş. Kuzey Afrika'dan, Ortadoğu'dan. O dönemdeki dünya hakimiyetinde büyük imparatorluklar kurmuş, Cengiz, Timur dönemlerinde, kırkar kilometre, yirmişer kilometre bu İpek Yolu'nda, karakollar kurulmuş. Kervanların güvenliğini sağlamak için. Çin, insan yapısıyla çok farklı, mevcut düzenine, sistemine uyum sağlayan, isyankar olmayan bir toplum yapısı mevcut. Devletine sadık bireylerden oluşuyor. İnanç dünyasında, kendini mutlu görebilen, hissedebilen bireylerden oluşur. Bu çok önemli. Başka milletlerde bunu göremiyorsun yani, toplumlarda. Bunu sağlamak, iklim şartları diyelim, eğitim diyelim, yönetimin koymuş olduğu temel doğrular, kurallar diyelim. Bunun dışında da bazı faktörler ekleyebiliriz. Dolayısıyla Çin'i, doğru anlamak, doğru görmek gerekiyor ve Çin'i, beş duyumuzla görmemiz gerekiyor. Yani, kalp gözüyle, akıl gözüyle, mantık gözüyle, vicdan gözüyle, felsefe gözüyle görmek gerekiyor. Çin'i, sadece nüfusuyla, sadece bu coğrafyada büyük bir alana sahip yüksek binalarıyla değil. Ekonomide de Çin, gerçekten, çok planlı, programlı bir stratejik planla günümüzde, kıskandıracak, gıpta edilecek bir seviyeye ulaştı. Problemlerini çözmüş müdür? Biz buradaki yapıyı tam bilemesek de, hayır çözememiştir. Problemler her millette, her ülkede vardır. Yani, ekonomik problemler diyorum. Fakat, burada irade ve kararlılık önemli. Bu dengeler önemli. Yani, çalışan bireylerin, bireysel sorumluluğu, toplumsal sorumluluğu, ülkesine olan, saygısı ve güveni, sorumluluğu. Bunlar aynı paralelde ve dengeli giderse, o ülkenin kalkınmasında, önünde engeller kendiliğinden kalkar.

CRI- Peki, niçin buradasınız?

M.A.- Niçin buradayız? Dünya medyasında, batı dünyasında, İslam dünyasında, Türk dünyasında, Latin Amerika'ya varana kadar son yirmi yıldır, hele hele on yıldır Çin, hani ekonomik, sosyal olaylarda hep Çin, konuşuluyor. Öncelikle Çin'den, bahsediliyor. Biz de makine sektörü olarak, zaten Çin'e, çok daha önceki yıllarda hep gelmeyi düşündük. Bir ticari heyet yapalım, dedik veya fuar yapalım, uluslararası fuar. Ama, bizimde, iş yoğunluğu demeyi kabul etmiyorum. Çünkü, işler yoğun olması demek, öncelikli yapan gereken işlerin ertelenmesine, haklı bir mazeret olamaz. Güzel bir söz var. " En meşgul insan, kendine boş zaman ayırabilen kişidir." Bir de şu var. Biz de bu dış programlar, birden fazla kurumun, bir araya gelerek, ortak karar vermesiyle olduğu için. Pratiğe indirgemek, zaman zaman zor oluyor. Yani zaman olarak, uzayabiliyor. Ama, nihayetinde geldik. Kaldığımız otelden, fuardaki fuar yönetimiyle bir araya gelmemiz, Makine İmalatçıları Birliği başkanı arkadaş geldi, standımızı ziyaret etti. Bizi mutlu ettiler. Hepsi, komplekssiz, samimi. Bizi, kendilerinden biri gibi kabul ettiler. Bu ilişki kurmamızda zaten, Türkler ile Çinlilerin, böyle bir avantajı var. Yani, batı ve diğer toplumlarda, Çinlilerle, bizim kadar sağlıklı, sıhhatli ilişki kuramazlar. Bizim ruh yapımız, duygularımız, hayat, dünya görüşümüz paralellik arz ediyor. Genlerimizde var yani. Çinlilerle, böyle tabii, , mahallemizdeki, evimizdeki gibi, rahatız. Bu çok önemli bir hadise.

Sevgili dinleyiciler, Sayın Mahmut Akıllı'yla sohbetimizin, üçüncü bölümünü önümüzdeki hafta, aynı gün dinleyebilirsiniz.