|
|||||||||||||||||||||
|
Dünyanın belli başlı gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerinin liderleri, G-20'ler Zirvesi'nde makro ekonomi alanındaki eşgüdümün pekiştirilmesi temelinde daha geniş kapsamlı eylemlere geçilerek finans krizi ile küresel ekonominin büyümesinde görülen yavaşlamanın etkisinin giderilmesi ve gelişmekte olan ülkelere destek verilmesi gerektiğini fikir birliğiyle ifade etti. Ekonomik büyümeyi sürdürmek ve istikrarı korumak amacıyla gerekli mali politika ile para politikasının uygulanması çağrısının da yapıldığı zirvede, ayrıntılar Mart ayına kadar belirlenmek şartıyla, uluslararası finans sisteminde yapılacak reforma ilişkin beş ilke saptandı.
Uzmanlar, zirveden yoğun beklentiler olmasına karşın finans krizinin bir gecede çözülemeyeceğine dikkat çekerek, ayrıntılı çözüm önlemlerinin zirveden sonra yapılacak istişarelerle belirleneceğini kaydetti. Fudan Üniversitesi Çin Ekonomisi Araştırma Merkezi Müdürü Zhang Jun, zirvenin en önemli rolünün güven artırma olduğunu savunarak şunları kaydetti:
"Zirveden verilen en önemli mesaj, güven oldu. G-20'ler liderlerinin bir araya gelmesi, eşgüdümlü eylem planı belirleyerek finans krizinin daha da yayılmasını, özellikle reel ekonominin gerilemesini önleyecekleri mesajını verdi. Bence asıl önemli olan da budur."
Gelişmiş ülkeler, krize karşı büyümeyi sürdürmek için genel olarak faiz indirimi gibi para politikaları uyguladı. Ancak zirvede ekonomiyi canlandıracak mali politikaların da uygulanmasının gereğine vurgu yapıldı. Nitekim Çin'in zirveden kısa süre önce açıkladığı toplam 4 trilyon yuan tutarındaki ekonomiyi canlandırma paketi, tüm dünyada olumlu yankı buldu.
Fudan Üniversitesi Çin Ekonomisi Araştırma Merkezi Müdürü Zhang Jun, Çin'in aldığı önlemlerin başka ülkeler için örnek oluşturduğunu kaydederek görüşlerini şöyle ifade etti:
"Çin gibi büyük bir ekonominin 4 trilyon yuan tutarında bir plan belirlemesi, zirvede çok konuşulan bir konu oldu. Bu önlemler, gelişmekte olan ülkeler için bir örnek oluşturduğu gibi, küresel ekonomi üzerinde de olumlu etkiler yaratacaktır."
Bunun yanı sıra zirvede, uluslararası finans sisteminde yapılacak reformların bazı ilkeleri üzerinde de fikir birliği sağlandı. Bu ilkeler doğrultusunda uluslararası finans kuruluşları yeniden yapılandıracak, bünyelerine daha fazla yeni kalkınan ekonomi katılacak ve Çin, Brezilya ve Hindistan gibi yeni ekonomiler uluslararası finans sisteminde daha önemli rol oynayacak. Bunun yanı sıra küresel finans denetim mekanizması ile muhasabecilik kurallarında da değişiklikler yapılacak, G-20'ler'e üye ülkeler küresel nitelikli finans kuruluşlarına yönelik bir denetim birliği oluşturacak.
Dünyanın dördüncü büyük ekonomisine ve en fazla döviz stokuna sahip ülke olan Çin'in uluslararası finans sisteminde yapılacak reform sürecinde daha büyük rol oynaması, zirveye katılanların genel beklentisi oldu. Çin Cumhurbaşkanı Hu Jintao zirvede yaptığı konuşmada, yüksek sorumluluk bilinciyle hareket eden Çin'in uluslararası finans istikrarını koruyarak dünyanın ekonomik gelişmesini hızlandırmayı amaçlayan uluslararası işbirliğine katılacağını söyledi.
J. P. Morgan Chase şirketinin Asya-Pasifik Bölgesi Başekonomisti Gong Fangxiong, Çin'in bu kritik dönemde küresel ekonominin yeniden canlanmasına etkin bir biçimde katkı yapması, karşılığında da bu katkıyla orantılı söz hakkına sahip olması gerektiğini söyledi. Gong şunları söyledi:
"Çin, bir yandan küresel ekonomiyi canlandırma çalışmalarına etkin bir şekilde katılmalı, aynı zamanda layık olduğu statüyü ve hakları elde etmeye çalışmalıdır. Çin, ancak böylelikle, yaptığı harcamaların getirmesi gereken etkilere sahip olabilecektir.
Uzmanlar, Çin, Brezilya ve Hindistan başta olmak üzere yeni kalkınan ekonomilerin G-20'ler Zirvesi'nin baş aktörleri haline gelerek uluslararası finans reformunda seslerini duyurmasının, küresel ekonomik güçler dengesinde son yıllarda meydana gelen değişimlerin bir göstergesi olduğuna da dikkat çekti.
© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040 |