Güneşin soğuğun griliğini ısıttığı günlerden yazılan bir mektup

"Brahms`a

Dünyada senlen yaşaması zor

Ellerini tutuyorum ellerim yok

Ayaklarını okşuyorum

Ayaklarım kayboluyor

Dudaklarım dudakların

Gökyüzüne bakıyorum dudakların

Bulutlar

Bu işte

Bu işte Kerem ile Aslının hikayesi

Bu hikayenin aslı sana dokundukça

Tutuşuyorum

Sana dokundukça tutuşuyorum.

Benim bütün yaptıklarım yanan bir kor

Seni içimden seviyorum

Aynada bakmıyorum sana

Sen bensin

Gel yürüyelim kekliklerle

Aşkım benim şiirim

Can Yücel"

Canım Kızım,

Güneşin soğuğun griliğini ısıttığı günlerden merhaba,

Geride kalan hafta içinde Ankara, Türkiye-Çin ilişkileri açısından yoğun bir trafik yaşadı. Beijing'den yazılan bu mektubun konusu Ankara'daki temaslar olacak.

TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Murat Mercan, Çin Halk Cumhuriyeti Ulusal Halk Kongresi Dışişleri Komisyonu Başkan Yardımcısı Jiang Futang ve beraberindeki heyet ile görüştü. Görüşmede konuşan Mercan, Çin ile Türkiye arasındaki ilişkilerin her alanda gelişmesinden memnuniyet duyacaklarını söyledi.

Türkiye'nin, bölgesini çok iyi tanıdığını, dünyanın her yerinde Türk işadamlarının bulunduğunu anlatan Mercan, ''Ortadoğu'da, Orta Asya'da ve Afrika'da ortak projeler geliştirebiliriz. Türkiye ile Çin'in arasında ticaret hacminde bir uçurum var. Bunu azaltmak zorundayız'' dedi.

Jiang Futang da Türkiye'nin ülkesiyle rüzgar ve güneş enerjisi, iletişim, internet ve demiryolu alanında ortak projeler gerçekleştirebileceğini belirterek, Türkiye'nin aleyhine olan ticaret hacminin, Türk işadamlarının ülkesinde yatırım yapmasıyla dengelenebileceğini söyledi.

TBMM Başkanvekili Nevzat Pakdil de Çin heyetini kabul etti. Pakdil, Çin ile Türkiye'nin geçmişe dayanan tarihi ve kültürel ilişkilerinin bulunduğuna işaret ederek, dünyanın en önemli ülkelerinden biri olan Çin'in, ekonomik ve ticari alanda önemli bir yerinin bulunduğunu söyledi.

Pakdil, Türkiye Cumhuriyeti'nin, Çin Halk Cumhuriyeti ile dostane ilişkilerini geliştirmek istediğini belirterek, ''Çin ve Türkiye, dünya siyasetinde önemli bir ülke. Her iki ülke de birbirlerinin tecrübelerinden faydalanarak, dünya barışına katkıda bulunabilirler. İki ülke arasındaki ticari ilişkilerin gelişmesi önemli. Bunun için gayret ediyoruz'' dedi.

Çin'in iç istikrarını önemsediklerini de anlatan Pakdil, bu ülkede meydana gelecek bir istikrarsızlığın tüm dünyayı etkileyeceğini kaydetti.

Jiang Futang da Türkiye'nin, çok parlak bir geçmişinin bulunduğunu dile getirerek, ''Şimdi de uluslararası bir konuma sahip. Çin ile Türkiye arasında çeşitli alanlarda işbirliği yapıyor. İki ülke arasında geçmişe dayanan ilişkiler artıyor'' diye konuştu.

Kabulde Pakdil, Futang'a çini işlemeli bir tabak hediye etti. Futang da Pakdil'e Çin Seddi'nin resmedildiği bir tablo verdi.

Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen Çin heyetiyle görüşürken, Türkiye olarak, kriz ithal etmemeye çalışıldığını belirterek, ancak ilişkilerin küreselleşme doğrultusunda devam etmesi nedeniyle hiçbir ülkenin bundan kendini kurtaramadığını, Türkiye ve Çin olarak hızla beraberce hareket etmek gerektiğini söyledi.

Bakan Tüzmen, son dönemde Türkiye ve Çin arasındaki ticari ve siyasi ilişkilerin büyük bir gelişme gösterdiğini belirterek, bu sene Türkiye'nin Çin'e ihracatının ilk defa 1 milyar doları aştığını, Çin ile Türkiye arasında 11-12 milyar dolar dış ticaret açığının bulunduğunu kaydetti.

Dünyada ekonomi ekseni değişirken, batıdan doğuya kayışın krizin etkisiyle daha da hızlandığını ve Çin'in dünyanın en büyük ekonomisi olma yolunda hızla ilerlediğini ifade eden Tüzmen, iki ülke arasındaki ticari ve siyasi ilişkilere büyük önem verdiklerini belirtti.

Bakan Tüzmen, ABD'nin mal ve hizmet ihraç ederken, şimdi bütün dünyaya kriz ihraç etmeye başladığını ifade ederek, şöyle devam etti:

''Bu da bir ihraç kalemi, enflasyon bir ithal kalemi haline geldi. Enflasyonu şimdi Çin de ithal etmeye başladı, Türkiye de ithal etmeye başladı. Şimdi biz, kriz ithal etmemeye çalışıyoruz. Ancak ilişkiler küreselleşmenin doğrultusunda devam ettiği için artık hiçbir ülke bundan kendini kurtaramıyor. Dolayısıyla, Türkiye ve Çin olarak hızla beraberce hareket etmemiz lazım. Enerji, müteahhitlik, yenilenebilir enerji alanında da çok önemli çalışmaları beraberce yapabiliriz.''

Çin Halk Cumhuriyeti Halk Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu Başkan Yardımcısı Jiang Futang da, çeşitli alanlarda yatırımlarla, ikili ticaretteki dengesizlik sorununun çözümlenebileceğini bildirdi. iang, Türkiye ve Çin arasında telekomünikasyon, demiryolu, liman projeleri ve nükleer enerji alanlarında işbirliği yapılabileceğini ve bu şekilde ticarette denge sağlanacağını kaydetti.

Küresel finansal krizden Çin'in de etkilendiğine işaret eden Jiang, özellikle Çin'in dış ticaretinin etkilendiğini, Çin'in ihracata dayalı büyüme modeli yerine iç talebe dayalı büyüme modelini benimsediğini anlattı. Jiang, Çin'in demiryolu ve karayolu yatırımı için gelecek birkaç yıl içinde 5 trilyon yuan yatırım yapacağını da sözlerine ekledi.

Öte yandan, Yeni Haber Ajansı Xinhua Genel Müdürü Li Congjun ve beraberindeki heyet, Ankara'da temaslarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Yeni Çin Haber Ajansı heyeti ile Anadolu Ajansı (AA) Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür Hilmi Bengi'yi kabul etti. Çankaya Köşkü'nde gerçekleşen kabulde, Çin Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Wu Chuntai ile Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu üyeleri bulundu.

Cumhurbaşkanı Gül kabulde, AA ile Xinhua arasındaki iş birliğine önem verdiğini ve takdirle karşıladığını belirterek, Çin'in Türkiye'de, Türkiye'nin de Çin'de daha iyi tanınması için karşılıklı iş birliğinin önemli olduğunu söyledi.

İki ülke arasındaki ticaret dengesizliğinin Çin'den Türkiye'ye yapılacak yatırımlar ve gelen turist sayısının artmasıyla dengeye kavuşabileceğine işaret eden Gül, insanlara ya da firmalara zorla 'Türkiye'ye gidin' denemeyeceğini, bunun altyapısının Türkiye ile ilgili daha fazla haber yapılarak sağlanabileceğini kaydetti. Cumhurbaşkanı Gül, ''Talimatla yapılamayacak şey gönüllü olarak yapılabilir. Tüm bu faaliyetler neticesinde ekonomik denge de sağlanır. Kararlı ve planlı bir şekilde, teşvik edici, bilgilendirici haber akışı olursa mutlaka Çin halkı üzerinde iz bırakır ve insanlar gönüllü olarak gelirler'' dedi.

Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin, bölgesel sorunların çözümü için gayret gösteren bir ülke olduğunu hatırlatarak, Güney Kafkasya ve Orta Doğu'daki sorunların çözümünün enerji güvenliği ve istikrar açısından Çin için de önemli olduğuna işaret etti. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) daimi üyesi olan Çin ile geçici üyeliğe seçilen Türkiye'nin bölgesel konuların çözümü için iş birliği yapabileceğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Gül, Li'den, Çin Devlet Başkanı Hu Jintao'ya selamlarını iletmesini istedi ve Türkiye'de görmekten duyacağı memnuniyeti dile getirdi.

Xinhua Haber Ajansı Genel Müdürü Li de Cumhurbaşkanı Gül'e, ajansın çalışmalarına ilişkin bilgi vererek, Türkiye'nin Çin'de tanıtımına yönelik daha fazla haber yapmak için gayret göstermeye hazır olduklarını ifade etti. Anadolu Ajansı ile yaptıkları işbirliği sayesinde Türkiye'den daha sağlıklı haber aldıklarını söyleyen Li, iki ülke arasındaki dostluk ilişkilerinin gelişmesi için de çaba göstereceklerini belirtti.

Li, Pekin Olimpiyatları öncesinde Olimpiyat Meşalesi'nin İstanbul'dan geçişi sırasında gösterilen ilgiye de teşekkür ederek, ''Olimpiyatların 'başarılı' olarak tanımlanmasında sizin de katkınız var'' dedi.

Li Congjun başkanlığındaki heyet, Ankara'da ilk olarak Anıtkabir'i ziyaret etti. Heyet başkanı Li'nin Atatürk'ün mozolesine çelenk koymasının ardından saygı duruşunda bulunuldu. Li, Anıtkabir Özel Defteri'ne, ''Kahraman Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün tarihi katkıları dünya halkları için de kalıcı olacaktır'' yazdı.

Kurtuluş Savaşı ve Atatürk Müzesi'ni de gezen heyete Anadolu Ajansı (AA) Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür Hilmi Bengi de eşlik etti.

İki haber ajansı arasında uzun yıllara dayanan iyi, samimi ve işlevsel bir işbirliği bulunduğunu söyleyen Bengi, bu işbirliğinin diğer basın kuruluşlarına da örnek olacak şekilde yürütüldüğünü kaydetti.

Hilmi Bengi, Çin'in son yıllarda büyük önem kazandığını, 21. yüzyılın yükselen değeri olduğunu belirterek, ekonomik açılımlarıyla da dünyanın ilgi odağı haline gelen Çin ile ilgili haberlerin, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de büyük ilgi gördüğünü anlattı.

Çin'e yönelik ticari faaliyetlerin son yıllarda artış gösterdiğini ifade eden Bengi, Türkiye'de Çince öğrenmek isteyenlerin sayısının da arttığını söyledi. Hilmi Bengi, ''Bütün bu ilgi, habere olan ihtiyacı da artırıyor. Bu ihtiyacı karşılayacak en önemli platform da AA ile Çin Haber Ajansı Xinhua arasındaki işbirliği'' dedi.

AA'nın Pekin'de bürosu olduğunu hatırlatan Bengi, Çin'deki gelişmelerin AA muhabiri aracılığıyla da Türk kamuoyuna duyurulduğunu belirtti.

Xinhua'nın Türkiye'deki temsilcilerine her türlü destek, yardım ve katkıyı sağlamaya hazır olduklarını ifade eden Bengi, Li'nin ziyaretinin, iki ülke halklarının birbirlerini daha iyi tanımasına da vesile olacağını belirtti.

Çin Haber Ajansı Xinhua Genel Müdürü Li de Türkiye'ye davetinden dolayı Hilmi Bengi'ye teşekkür ederek, iki haber ajansı arasındaki iyi işbirliğinin sağlıklı şekilde devam etmesinden memnuniyet duyduğunu söyledi.

Haber ve fotoğraf alanlarında sürdürülen işbirliğinin çeşitlendirilebileceğini ifade eden Li, görüntülü haberler alanında da işbirliği için çalışmalar yürütülmesini istedi. Li, bu işbirliğinin iki haber ajansı açısından da faydalı olacağına dikkati çekti.

Li, medya dünyasının ve medya teknolojilerinin, internetin hızla geliştiğini belirterek, bu nedenle abonelerin talebinin de gittikçe arttığını anlattı. Ajans olarak Çin'deki abonelerin yanı sıra Dünya'daki abonelerini de düşünmeleri gerektiğini ifade eden Li, Xinhua'nın Dünya genelinde 100 ofisi bulunduğunu, önümüzdeki 5 yıl içerisinde aralarında İstanbul'un da bulunduğu 50 merkezde temsilcilik açacaklarını bildirdi. Li, İstanbul'da kurulacak ofis için AA'nın desteğini beklediklerini de söyledi.

Haftaya devam etmek üzere seni özelm ve sevgiyle kuvaklıyorum.

Öptüm.

Baban Cemil Kaptan

14 Kasım 2008

"Bayrak

Ey bir muharebe meydanında

Avuçları kanımla dolu,

Kafası gövdemin altında,

Bacağı kolumun üstünde,

Cansız uyuyan insan kardeşim!

Ne adını biliyorum,

Ne günahını.

İhtimal aynı ordunun neferleriyiz,

İhtimal düşman.

Belki de tanırsın beni.

Ben İstanbul' da şarkı söyleyen

Tayyareyle Hamburg' a düşen,

Majino' da yaralanan,

Atina' da açlıktan ölen,

Singapur' da esir edilenim.

Alınyazımı kendim yazmadım.

Bununla beraber biliyorum,

O yazıyı yazanlar kadar olsun,

Çiçekli dondurmanın tadını,

Cazbant sesindeki sevinci,

Meşhur olmanın azametini.

Sen de nimetler tanırsın biliyorum;

Çaydan, simitten,

Kalınca bir paltodan gayrı.

Zeytinyağlı enginar, kremalı keklik

Bir kadeh

Black And White viski,

Kıl pranga kızıl çengi bir esvap.

Yirmi yıllık çalışmanın

Bir kurşunluk hükmü varmış,

Hayata

Harkof bölgesinde atılmakmış nasip;

Aldırma.

Biz bir bayrak getirdik buraya kadar;

Onu da ileriye götürürler;

Şu dünyada topu topu

İki milyar kişiyiz,

Birbirimizi biliriz.

Orhan Veli Kanık"