Terör, ülke, ulus ve dinle ilişkilendirilmemeli

    Çin'in Birleşmiş Milletler'deki Daimi Temsilcisi Büyükelçi Zhang Yesui, terörizm ile belirli bir ülke, ulus ve din arasında bağ kurulmasına karşı olduklarını, aynı zamanda Pan-İslamizm ve Neo-Nazizm başta olmak üzere aşırılıkçı düşünce akımlarının yeniden yükselişe geçmesinden kaygı duyduklarını söyledi.

    Büyükelçi Zhang Yesui, "Barış için Dinler ve Kültürler Arası Diyalog, Anlayış ve İşbirliği" konulu üst düzey diyalog toplantısında dün (13 Kasım) Çin hükümeti adına bir konuşma yaptı. Küresel sorunların daha fazla ön plana çıktığı günümüzde bütün ülkelerin kaderlerinin tarihte benzeri görülmemiş bir biçimde birbirleriyle sıkı sıkıyla bağlı olduğuna dikkat çeken Büyükelçi Zhang, ırksal ve dinsel ayrımcılığın yarattığı medeniyetler arası çatışmaların da her geçen gün yeni bir boyut kazandığını kaydetti. Çin Büyükelçisi, bu konuda şunları söyledi:

    "Din ve medeniyetlerin başlaması ve gelişmesi, erken veya geç olabilir, ancak bunların birinin diğerinden üstün olması, asla söz konusu olamaz. Bütün din ve medeniyetler, insan zekasının birer ürünü olup insanoğlunun gelişmesine katkı yapmıştır. Dolayısıyla bunların hepsine aynı derecede saygı gösterilmelidir."

    Suudi Arabistan Kralı İkinci Abdullah'ın çağrısı üzerine önceki gün Birleşmiş Milletler'in New York'taki Genel Merkezi'nde başlayan diyalog toplantısına, ABD Başkanı George W. Bush, İngiltere Başbakanı Gordon Brown, Pakistan Devlet Başkanı Asıf Ali Zerdari, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres ve Filistin Yönetimi Başbakanı Selam Feyyad'ın da aralarında bulunduğu yaklaşık 70 ülkenin devlet liderleri ve üst düzey yetkilileri katıldı. İki gün sürmesi planlanan toplantıda, farklı dinler ve kültürler arasındaki iletişim ve kaynaşmanın hızlandırılarak dünya barışının sağlanması ele alındı.

    Çin Büyükelçisi Zhang Yesui toplantıda yaptığı konuşmada, farklılıklara saygı gösterilerek çatışmaların barışçı yollardan çözülmesini savunduklarını vurguladı. Çatışmaların genellikle farklılıkların yol açtığı uzaklaşma, ayrılık, korku ve hatta kinden kaynaklandığına işaret eden Çin Büyükelçisi, aşırı uçların yanı sıra, dinsel ve ırksal ayrımcılık, yabancı düşmanlığı ve hoşgörüsüzlüğe her zaman karşı olduklarının altını çizdi. Bütün ülkelerin gençlere hoşgörü, anlayış ve saygıya dayalı barış kültürünü aşılayarak din düşmanlığına ve ayrımcılığa karşı koyma duyarlılığı kazandırmasının gereğine dikkat çeken Büyükelçi Zhang, şöyle konuştu:  

    "Eğitim yoluyla gençlerin doğru bir medeniyet anlayışı ile dünya anlayışını benimsemesine yardımcı olunmasından yanayız. Gençler, insanoğlunun geleceğidir. Uzun vadeli ve etkili önlemlerle gençlere hoşgörü, anlayış ve saygıya dayalı barış kültürünü aşılayarak din düşmanlığı ve ayrımcılığa karşı koyma duyarlılığı kazandırmak, bütün ülkelerin hükümetlerinin vaz geçilmez görevidir."

    Medyanın bu süreçteki rolüne özellikle işaret eden Zhang, dünyadaki bütün basın kuruluşlarının sosyal yükümlülüklerini yerine getirerek, barış kültürünü tüm dünyada yaygınlaştırması, dinler ve kültürler arası çatışmaları kışkırtmaktan uzak kalması gerektiğini kaydederek sözlerini şöyle sürdürdü:

    "Bütün basın kuruluşları sosyal yükümlülüklerini bilinçli olarak yerine getirip barış kültürünün elçisi olmalı, toplumda hoşgörü, anlayış ve uyumu pekiştirmelidir. Bilgi iletişiminin bir aracı olan medya, taze ve hızlı haber verirken, kaliteye de önem vererek topluma doğru ve yararlı bilgiler aktarmalı, sosyal ahlakı ve adaleti savunmalı, kışkırtıcı ve aşağılayıcı sözler ile dinler ve kültürler arası çatışmaları provoke etmekten uzak kalmalıdır."

    Çin hükümetinin uluslararası toplumun dinler ve kültürler arası diyalogu pekiştirme çabalarına her zaman kararlı destek vererek etkin bir biçimde katıldığına işaret eden Zhang, 2007'de Çin'de düzenlenen 3. Asya-Avrupa Konferansı Dinler Arası Diyalog Toplantısı'nda bu diyalogu pekiştirmeyi amaçlayan Nanjing Bildirgesi'nin onaylandığını hatırlattı. Birleşmiş Milletler'in medeniyetler arası diyalogla ilgili öneri ve mekanizmalarına yapıcı bir tutumla katıldıklarını kaydeden Çin Büyükelçisi, başta Medeniyetler Arası Diyalog Yılı, Medeniyetler Birliği ve Dinler ve Kültürler Arası İşbirliğiyle Barışı Pekiştirme Forumu olmak üzere çeşitli mekanizmaların birbirleriyle ortak bir güç ve gerçek anlamda iletişim ve işbirliği köprüsü oluşturarak, insanlığın ortak gelişmesini ve daha güzel ve uyumlu bir dünyanın oluşturulmasını hızlandırmak için katkılarda bulunması arzusunu da ifade etti.