Hakkımızda | CRI  Hakkında | Eski Versiyonumuz
 
Türkler'den Çin'e Bakış | Ekonomi, Bilim ve Sağlık | Xinjiang | Çin Ansiklopedisi
Ana sayfa | Haber & Gündem | Kültür & Sanat | Yaşam Panoraması | Spor | Çin'i Gezelim | Çince Öğreniyoruz | Sanal Türk-Çin Dostluk Kulübü | Ankara Radyosu

Uluslararası ilişkilerin daha çok konuşulduğu günlerden yazılan bir mekturp

(GMT+08:00) 2008-11-07 15:59:30 cri

"Arayış

En kısa ceza

Ömür-boyu olandır..

Kimse bilmediğinden.

Kim bilir;

Belki bir yalan'dır..

Kendiliğinden.

Bir korku'dur belki,

Saklanandır..

Çirkinliğinden.

Bir soru olsa gerek;

Sorulmadığındandır..

Birden.

Özdemir Asaf"

Canım Kızım,

Uluslararası ilişkilerin daha çok konuşulduğu günlerden merhaba,

Küresel kriz, ABD'deki başkanlık seçimleri derken, son günlerde uluslar arası ilişkiler ülklerin gündemini daha fazla meşgul etti.

Bu mektubumda sana Çin-Rusya ve Çin-Pakistan ilişkileriyle ilgili iki makaleden bölümler aktaracağım. Muharrem Ekşi'nin "Zorunlu stratejik işbirliği" başlıklı makalesinde şu satırlar yer alıyor:

"Rusya-Çin ilişkileri, çatışan çıkarlara rağmen, örtüşen çıkarlar temelinde Şangay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) çerçevesinde 'zorunlu stratejik işbirliği' perspektifinde gelişmektedir. Sino-Russo ilişkilerini kurumsal bir mekanizma bünyesinde yönlendirme işlevi gören ŞİÖ'nun bu yıl gerçekleşen toplantı ve bildirileri, artık bariz bir şekilde iki ülkenin iç ve dış faktörler nedeniyle zoraki jeopolitik işbirliğine gittiklerini göstermektedir.

"Sino-Russo işbirliğinin dayandığı parametreleri neo-realist ve neo-liberal yaklaşım doğrultusunda değerlendirmek mümkündür. Rusya ve Çin, realist açıdan ortak tehdit algılamaları, güvenlik ikilemi ve liberal perspektifte karşılıklı ekonomik entegrasyon ve enerji faktörleri nedeniyle zorunlu işbirliğine gitmektedir. İki ülke arasında; ABD hegemonyası ve tek kutuplu dünya sistemi, ABD-Japonya ittifakı, NATO'nun Doğu'ya genişlemesi ve her ikisinin de ABD'ye karşı görece zayıflığına karşı ortak tehdit algılamaları söz konusudur. Ayrıca, Rusya-Çin arasındaki güvenlik ikilemi temelinde nükleer caydırıcılık (nuclear deterrent), Rusya'nın yeniden güçlenmesi ve Çin'in süper güç potansiyeli etkenleri mahkûmun ikilemi ilişkisindeki gibi tarafları rekabetten uzak tutmakta ve işbirliğine (diğer bir ifadeyle Nash dengesine yönlendirmektedir. Bununla birlikte, ekonominin hızla büyümesi ve buna paralel olarak enerji ihtiyacının giderek artması, Çin'i bölge enerji kaynaklarına yönlendirmektedir. Ancak Çin, Rusya'yı ürkütmeden, ekonomik bütünleşme temelinde Orta Asya enerji kaynaklarına yönelik çok taraflı ve uzun dönemli derinden ve sessiz bir açılım stratejisi benimsemekte, buna karşı, Rusya Çin'le rekabetten kaçınarak, ŞİÖ bünyesinde Çin'in açılımlarını kontrol altına almayı tercih etmektedir. Bu ilişkiler, iki ülke arasında jeopolitik gereklilikten doğan zorunlu bir stratejik işbirliği sağlamaktadır. Yukarıdaki parametreler temelinde gelişen Sino-Russo işbirliği, önceleri ŞİÖ'nun bildirilerine de yansıyan şekliyle, radikal İslam, aşırıcılık, uyuşturucu trafiği ve terörizm gibi bölgesel güvenlik sorunlarına karşı stratejik bir ortaklık ilişkisi çerçevesinde şekillenmiştir. Şimdilerde ise iki ülke arasında ekonomik entegrasyon ve enerji işbirliği ekseninde ilerlemeler kaydedilmektedir. Nitekim Bişkek zirvesi ve Taşkent toplantısı ile artık ŞİÖ içinde enerji ilişkilerini düzenleyecek bir mekanizma kurulmasının gündeme gelmesi bu duruma işaret etmektedir.

"Bu mekanizma ile başta Rusya ve Çin arasında olmak üzere, enerji zengini bölge devletleri arasında enerji ilişkilerini kurumsallaştıracak bir yapının oluşturulması amaçlanmaktadır. Aynı zamanda Rusya ile Çin'in bölge enerji kaynakları üzerindeki olası rekabetini engelleme işlevi görmesi de amaçlanan bu mekanizma ile bir anlamda, bölgedeki Sino-Russo çıkarlarının dengelenmesi hedeflenmektedir."

Özellikle Rusya, Çin'in kendisinden bağımsız olarak Orta Asya devletleriyle enerji anlaşmaları yapması yerine, kendi kontrolünde bu ilişkileri sürdürmesi için ŞİÖ bünyesinde bir enerji kulübünün kurulmasını şiddetle önermektedir. Çünkü Rusya, Çin'in Orta Asya ekonomisi ve enerji pazarı üzerinde ağırlığının artmasını bölgede rekabeti artıracak bir potansiyel olarak algılamaktadır. Nitekim Çin'in 1995'te başlattığı 6700 kilometre ve tahmini 12 milyar dolarlık Türkmenistan-Kazakistan-Çin-Japonya boru hattı projesi 1997'de Amerikalı ve Rus rakiplerini eleyerek Kazakistan'ın iki zengin petrol yatağının işletmesini kazanması ve 3000 kilometrelik Kazak-Çin boru hattı projesi (toplam 12 milyar dolar) hamleleri Rusya'yı önlem almaya itmiştir.

"Rusya, Çin'in açılımlarını ŞİÖ içinde kontrol etmek ve dengelemek isterken, aynı şekilde, Çin de ekonomik gelişmesini sürdürebilmek için Rusya'nın hâkim (dominant) olduğu Orta Asya enerji sektöründe rekabet yerine işbirliği anlayışını hâkim kılmayı faydalı bulmaktadır. Ayrıca, Çin askeri teknolojisini sürdürebilmek için Rusya'nın yardımına gereksinim duymakta ve Rusya ile işbirliğine gitmektedir. İşte bu karşılıklı bağımlılık (askeri, güvenlik, ekonomi, enerji konularında) temelinde ve jeopolitik zorunluluk nedeniyle her iki ülke de stratejik işbirliğini tercih etmektedir."

Barış Adıbelli'nin "Pakistan beklentileri karşılamadı" başlıklı makalesinin girişi ise şöyle:

"Pakistan'ın yeni seçilen Cumhurbaşkanı Asıf Ali Zerdari, ilk yurtdışı gezisini Çin Devlet Başkanının resmi davetlisi olarak 14-17 Ekim 2008 tarihleri arasında Çin'e gerçekleştirdi. Seçilmesinden kısa bir süre sonra Çin'e böyle bir ziyaret gerçekleştirmesi sürpriz bir gelişme olarak yorumlandı. Zira Batı ve ABD yanlısı olarak tanınan Zerdari'nin Çin'e mesafeli duracağı tahmin ediliyordu. Hatta parti lideri olarak davet edildiği 2008 Pekin olimpiyatlarının açılış törenine gitmemiş yerine çocuklarını göndermişti. Ziyaret sırasında Çin ve Pakistan arasında, ekonomi, teknoloji, ticaret, maden, tarım, çevre koruma, haberleşme uydusu, radyo, sinema ve televizyon alanlarında 12 işbirliği anlaşmaları imzalandı. Bu anlaşmaların en dikkat çekici olanı Çin'in Pakistan'a sivil nükleer yardım vereceğini taahhüt eden anlaşma oldu. Bu anlaşma uyarınca Çin, Pakistan'ın nükleer reaktör yapımında yardımcı olarak yeni bir reaktörün de kurulması konusunda taahhüt altına girdi. Ayrıca, Zerdari, bundan böyle Pakistan-Çin ekonomik bütünleşmesini geliştirmek maksadıyla Çin'i üç ayda bir ziyaret etmeyi planladığını kamuoyuna duyurdu. Çin'in resmi rakamlarına göre, iki ülke arasındaki ticaret hacmi ilk 8 ayda geçen yıla oranla yüzde 6,3 artarak 4 milyar dolar oldu."

Haftaya devam etmek üzere seni özlem ve sevgiyle kucaklıyorum.

Öptüm.

Baban Cemil Kaptan

7 Kasım 2008

"Giderayak...

Giderayak işlerim var bitirilecek,

giderayak.

Ceylanı kurtardım avcının elinden

ama daha baygın yatar ayılamadı.

Kopardım portakalı dalından

ama kabuğu soyulamadı.

Oldum yıldızlarla haşır neşir

ama sayısı bir tamam sayılamadı.

Kuyudan çektim suyu

ama bardaklara konulamadı.

Güller dizildi tepsiye

ama taştan fincan oyulamadı.

Sevdalara doyulamadı.

Giderayak işlerim var bitirilecek,

giderayak.

Nazım Hikmet"

  İlgili Haberler
  Yorumunuzu Gönderin
Yayın Çizelgesi
Günlük Konuşma
• Ders 45 Kayıt yaptırmak
• Ders 44 Kaybedilen önemli belgeler için bildirimde bulunmak
• Ders 43 Kredi kartı kullanmak
• Ders 42 Havale yapmak
• Ders 41 Ödemek
Diğer>>
Tavsiye Edilen Programlar
• Çin döviz rezervleri ve Amerika
• Amerika'yı "kazanmak" stratejisi
• "Avrupa futbol takımları 18 yaşı altındaki yabancı futbolcuları almamalı"
• Çin Seddi'nde Beşiktaş kutlaması
• "Çıplak ayaklı doktorlar"dan köy hastanelerine
• Makam sanatının "ilkbaharı" için
• Dışlanan rejimlerle ilişkiler...
• An Lee, Booker ödüllüromanını peyaz perdeye aktaracak
• Almanya Badminton Açık Turnuvası'nda en büyük galibiyet Çin takımının
• "Çirkin ördek yavrusundan güzel kuğu"ya dönüşen halterci Chen Xiexia
Diğer>>
china radio international china radio international

© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040