|
|||||||||||||||||||||
|
ABD başkanlık yarışına Demokrat aday Barack Obama önde giriyor. Cumhuriyetçi Mc Cain'in şansının giderek azaldığı kanısı yaygın. Cumhuriyetçiler, hâlâ umutlarını yitirmiş değiller. Bu umut, bazı seçmenlerin sandık başında "siyah aday"a oy vermektense Mc Cain'e oy verecekleri beklentisinden besleniyor.
Obama savaş karşıtı mı?
Obama'nın yükselmesinde Bush yönetiminin Irak'taki başarısızlığının önemli payı olduğu biliniyor. Barack Obama, iyi bir sörfçü gibi bu dalgayı kaçırmadı. Bu dalgayla mesafe aldı. Tabii tek neden bu değil. Değişim vaadi, hitabeti, ABD ekonomisinin krize girmesi gibi diğer önemli faktörleri de belirtmek gerekir.
Demokrat senatör, 2000'li yılların başında savaş karşıtı nutuklar atıyordu. Irak savaşına gidişi görmüştü. Chicago'da düzenlenen savaş karşıtı mitingdeki konuşmasıyla dikkat çekmişti. Obama, "Bütün savaşlara karşı değilim. Aptalca savaşa karşıyım" demiş ve Irak savaşının mimarları sayılan Richard Perle ve Paul Wolfowitz'e yüklenmişti. Onları, kaybedilecek yaşamları düşünmeden savaşa yönelmekle suçlamıştı.
Bu sözlere bakıp Obama'nın amansız bir savaş karşıtı olduğunu söylemek mümkün değil. Zaten "Bütün savaşlara karşı değilim" diyerek, bazı savaşlardan yana olduğunu belirtiyor.
Obama'nın başlangıçtaki söylemi, ABD askerlerini Irak'tan çekeceği biçimindeydi. Giderek bu söylemini yumuşattı. "16 ayda" Irak'tan çekileceğini söyleyen Obama, seçim yaklaştıkça, bu kararını ancak cephedeki komutanların fikrini aldıktan ve ABD askerlerinin güvenliğini sağladıktan sonra kesinleştireceğini söylemeye başladı.
Bunun anlamı şudur: Obama, Beyaz Saray'a yerleşirse değişebilir. ABD sistemi, yeni başkanı, "ABD'nin ulusal çıkarları bunu gerektiriyor" noktasına çekebilir. Muhtemelen olacak olan da budur.
Irak'tan çekilmek
Obama, Irak'taki ABD askerlerinin tümüyle çekilmesinden söz etmiyor. Son günlerde Irak'tan çekilmeyeceği daha da net olarak ortaya çıktı. Obama elbette bazı ABD askerlerini Irak'tan çekecektir. Ancak bunun göstermelik bir çekiliş olması olasılığı daha yüksektir. ABD, Irak'taki varlığıyla koruduğu çıkarlarından vazgeçmeyecektir. Petrol kaynaklarının başında durma, Ortadoğu, Kafkasya ve Orta Asya'da enerji kaynaklarını ve yollarını mümkün olduğu kadar kontrolü altında tutma politikasını terk etmeyecektir. Buna İran'a set oluşturma ve İsrail'in güvenliğini sağlama amaçlarını da eklemek gerekir. Başkan Obama da olsa Beyaz Saray'ın aksine davranacağını beklemek gerçekçi olmaz.
Obama'nın yöneleceği iki seçenek görünüyor:
1- Irak'taki askerlerinin önemli bir kısmını Kuzey Irak'a yerleştirmek, bu bölgeyi ABD üssüne çevirmek,
2- Bölgede operasyonel gücünü etkilemeyecek biçimde çekeceği askerleri -kendisinin de ifade ettiği gibi- Afganistan'a göndermek.
İki seçenek de Irak'tan çekilmek veya savaş karşıtı bir politikaya yönelmek anlamına gelmiyor.
Türkiye'nin durumu
Obama'nın Irak politikası Türkiye açısından da büyük önem taşıyor. Özellikle Obama'nın Hamilton Planı'nı uygulamaya sokup ABD askerlerini Kuzey Irak'a çekmesi Türkiye'yi yakından ilgilendirecektir.
Talabani ve Barzani'nin, ABD'nin çekilmesini istemedikleri, en azından Kuzey Irak'a yerleşmelerini destekledikleri biliniyor.
Böyle bir durumda Türkiye, Kuzey Irak'a yerleşmiş ABD'nin PKK'ya karşı tavrına bakacaktır.
Türkiye-ABD-Kuzey Irak yerel yönetimi, bu konuda bir uzlaşma sağlayabilir mi?
ABD ve Barzani, PKK'ya karşı Türkiye'nin yanında mücadele yürütür mü? Eğer bu sağlanırsa, bunun karşılığında, Ankara'nın, Kuzey Irak'ta bağımsızlığa doğru yol alan bu sürecin, Ankara tarafından da engellenmemesi istenebilir mi?
Ankara'nın önceliği, bu sorulara yanıt aramak olacaktır.
© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040 |