Hakkımızda | CRI  Hakkında | Eski Versiyonumuz
 
Türkler'den Çin'e Bakış | Ekonomi, Bilim ve Sağlık | Xinjiang | Çin Ansiklopedisi
Ana sayfa | Haber & Gündem | Kültür & Sanat | Yaşam Panoraması | Spor | Çin'i Gezelim | Çince Öğreniyoruz | Sanal Türk-Çin Dostluk Kulübü | Ankara Radyosu

Tibet'te çay içme kültürü(2)

(GMT+08:00) 2008-10-20 21:01:32 cri

     Geçen haftadaki programda çayın Tibetlilerin yaşamında önemli bir yer tuttuğunu anlatmıştık. Tibetlilerin deyimleri arasında "Hanlar yemekle, Tibetliler çayla karın doyurur" diye bir söz vardır. Bu söz çayın Tibetliler için taşıdığı önemi anlatır.

     Kırsal kesimlerdeki Tibetliler boş zamanlarında ateşin önünde toplanır, çay içerek sohbet eder. Çobanlar inek ve koyunları güderken yanlarında taşıdıkları küçük tencereyi çıkarır, 3 tane taşın üzerine oturtup kuru inek gübresi ve yaprakları yakıp çay demler. Sıkça yolculuğa çıkanlar da istedikleri yerde çay demler.

     Çay içmek, Budist rahiplerin günlük yaşamının önemli bir parçasıdır. Çayın rahipleri uyanık tutma, çalışkan yapma ve zekalarını arttırma işlevi olduğuna inanılıyor. Tibet'teki tapınaklarda günde üç defa toplu çay içme uygulaması vardır. Sabah, öğle ve akşam olmak üzere üç defa Budizm öğretilerini uygulayıp dini faaliyetlerde bulunan rahipler daha sonra tereyağlı çay içer. Tibetli rahipler bir dönem dini öğretilerle ilgili öğrenim alıp bu öğrenimi tamamladıktan sonra birkaç yıl sakin bir yerde öğretileri uygulamaya çalışır. Bu süre boyunca rahibin yanında bir çaydanlık, iki poşet Zanba, biraz çay ve tereyağ bulunur.

      Tibetlilerin özel bir çay içme protokolü vardır. Çay, önce yaşlılara ve misafirlere verilir. Evde hazırlanan çay önce anne-baba ve yaşlılara sunulur, saygın bir misafir eve gelince evsahibi misafirin önündeki çay bardaklarını temiz suyla bir daha yıkayıp kurutur, sonra çay doldurur. Misafir bir yudum içtikten sonra evsahibi hemen tekrar doldurur. Yakını, arkadaşı veya komşusu hastalandığında veya yolculuğa çıktığında insanlar sıcacık tereyağlı çay götürüp ziyaret eder veya uğurlama yapar.

      Tibetliler düğün veya cenaze törenlerinde de çok çay kullanır. Nikahta çeyizdeki çay miktarı, kızın ailesinin zenginliğini gösteren bir ölçü olarak kabul edilir. Düğün yemeğinde çay ve içki, vazgeçilmez iki malzemedir. Doğum olduğunda aynı köyde oturan akrabalar ve diğer aileler çay, içki ve tereyağ gönderip doğumu kutlar. Doğumdan sonra bir ay dolduğunda bebek tapınağa götürülüp tören yapılır. Ancak evden çıkmadan önce bebeğin burnuna çaydanlığın altından biraz kül sürülür. Bunun amacı, bebeği şeytanlara karşı korumaktır.

      Tapınaklarda daha sıkı bir kural vardır. Toplu çay içme uygulamasında bütün rahipler büyük salonda rütbelerine göre oturur; çay demlemekle görevli rahipler tarafından birer kase çay dağıtılır, çay içerken ses çıkarılması yasaktır. Toplu halde içilen çay tapınağın satın aldığı veya Budizme inanan halkın bağışladığı çaydır. Qing hanedanında merkezi hükümetin Tibet'e gönderdiği bakan, belli aralıkla büyük tapınaklara çay bağışlardı.

      Çayı çok seven Tibetliler çayla ilgili çok sayıda edebi eser ve hikaye yaratmıştır. Örneğin, Çay ve Tuzun Hikayesi'nde, aşık olan bir çift genç yaşadıkları süre içinde aile kuramaz, öldükten sonra tuz ve çaya dönüşür. Tibetliler çay demlerken, içine tuz koyar. Böylece aşık olan iki genç de nihayet gece gündüz birlikte olur. Bu hikaye, Tibetlilerin çaya tuz koyma geleneğine romantik renk katar.

      Tibetlilerin üretim ve yaşamında çay her yerde görülür, bu nedenle çay ihtiyacı fazladır, çay ticareti de hızla büyür. Tarih boyunca her hanedan dönemindeki merkezi hükümet, Tibetlilerin kullanımına sunulan çay üretimi, satışı, nakliyatı, vergisi, fiyatı, kalitesi ve denetimiyle ilgili bir dizi yasa çıkarmış. Tibet'in çevresindeki Gansu, Qinghai, Sichuan ve Yunan gibi bölgelerde de bu nedenle çay pazarları oluşturulmuş. Çay ticaretinin gelişmesiyle işadamlarının işlem çerçevesi yavaş yavaş çayla sınırlı kalmamış, Orta Düzlüklerden ipek ve diğer kumaşların, günlük eşyaların ve hırdavatların, Tibet'ten ise ilaçların, koyun derilerinin ve altınların ticareti yapılmaya başlamış. Bu ticarete kolaylık sağlamak için yüzyıllardır merkezi hükümet ve yerel hükümetler yol yapmış, böylece Tibet ekonomisi canlanmış.

     Çayın 1000 yıl önce Tibet'e girmesinden sonra Tibet milliyetinde zengin ve kendine özgü özellik taşıyan çay kültürünün oluşturulmasına kadar insanlar, çayın Tibetliler için sadece bir içecek olmakla kalmayıp, aynı zamanda Tibet ile Han ve diğer azınlık etnik gruplar arasında maddi ve kültürel temasları güçlendiren bir bağ olduğunu görebilir.

  İlgili Haberler
  Yorumunuzu Gönderin
Yayın Çizelgesi
Günlük Konuşma
• Ders 45 Kayıt yaptırmak
• Ders 44 Kaybedilen önemli belgeler için bildirimde bulunmak
• Ders 43 Kredi kartı kullanmak
• Ders 42 Havale yapmak
• Ders 41 Ödemek
Diğer>>
Tavsiye Edilen Programlar
• Çin döviz rezervleri ve Amerika
• Amerika'yı "kazanmak" stratejisi
• "Avrupa futbol takımları 18 yaşı altındaki yabancı futbolcuları almamalı"
• Çin Seddi'nde Beşiktaş kutlaması
• "Çıplak ayaklı doktorlar"dan köy hastanelerine
• Makam sanatının "ilkbaharı" için
• Dışlanan rejimlerle ilişkiler...
• An Lee, Booker ödüllüromanını peyaz perdeye aktaracak
• Almanya Badminton Açık Turnuvası'nda en büyük galibiyet Çin takımının
• "Çirkin ördek yavrusundan güzel kuğu"ya dönüşen halterci Chen Xiexia
Diğer>>
china radio international china radio international

© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040