|
|||||||||||||||||||||
|
Avrupa Birliği Sonbahar Zirvesi dün (16 Ekim) Brüksel'de sona erdi. Zirve toplantısına katılan Birliğe üye 27 ülkenin liderleri, 12 Ekim günü Avro Bölgesi Zirvesi'nde üzerinde anlaşmaya varılan hareket planı temelinde şu anki finans krizine birlikte karşı koyma konusunda fikir birliği sağladı. Zirve toplantısında ulaşılan sonuca bakıldığında, AB liderlerinin dünyadaki gelişmeler hakkında yaptığı değerlendirmelerde sık sık "kriz" kelimesinin kullanıldığını ve ortak meydan okumalarla başa çıkılması için alınması gerekli bulunan tutumun eşgüdümü güçlendirmek olduğunu görebiliriz. AB liderleri küresel kriz krşısında ilk defa dayanışma ve birlik tutumu sergiledi. Bu, AB ülkelerinin krizin üstesinden gelebilmek için Birliğin topyekun gücüne giderek daha çok bel bağladığını gösteriyor.
Küresel finans krizi karşısında AB ülkeleri ilk başta bile savunma ve önleme tedbirleri aldı, ancak birbirlerinden ayrı olarak aldıkları önlemler kesin sonuç vermedi. AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, AB Zirve Toplantısı'ndan önce yaptığı konuşmada, herhangi bir ülkenin tek başına aldığı önlemlerin AB'nin bütün çıkarlarını zedeleyebileceğini ifade etmişti. Zirve toplantısından sonra yayımlanan Başkanlık Bildirisi'nde, üye ülkelerin Birlik ekonomisinin etkili olarak büyümesini sağlamak amacıyla eşgüdüm içinde hareket ederek finans sisteminin düzgün işleyişine yeniden kavuşturulacağı ve ekonomi ile istihdamı canlandırma planı hazırlanacağı belirtildi. Bildiride, finans kuruluşlarına, özellikle çokuluslu şirketlere yönelik denetimin güçlendirilmesi çağrısı yapıldı, Birliğe üye ülkelerin denetim birimlerinin başındaki sorumluların ayda bir toplanarak bilgi değişimi yapması önerisinde bulunuldu.
AB liderleri, üye ülkelere finans piyasasını istikrara kavuşturma çağrısı yaparken, bakışları sadece Birlik sınırları içinde kalmadı. Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, uluslararası toplumun gelecekte krizin tekrarlanmasını önlemek için mevcut finans sisteminde büyük çaplı reform yapılması gerektiğini dile getirdi. Sarkozy, tamamen yeni bir uluslararası finans düzeninin oluşturulması için bu yılın sonundan önce küresel çapta bir zirve toplantısı düzenlenerek bu konunun ele alınması önerisinde bulundu. Sarkozy, AB Zirvesi'nden sonra düzenlenen basın toplantısında, Avrupa ekonomisinin şu karşı karşıya bulunduğu sorunun sadece finans krizi değil, krizin daha da ciddileşmesi ve toptan ekonomik krizin de kapıya dayanması olduğunu belirtti. Zirve toplantısının bildirisinde, gerileme eğiliminin Birlik ekonomisine yayılmasının önlenmesi için, AB Komisyonu'nun Birlik işletmelerinin uluslararası rekabet gücününün yükseltilmesini desteleyen önlemleri bu yılın sonuna kadar belirlemesi talebinde bulunuldu.
AB'nin enerji ve iklim değişiklikleriyle ilgili önlem paketi de zirvede ağırlıklı olarak ele alınan konular arasında bulunuyordu. Zirve toplantısından bir gün önce, AB'nin enerji tasarrufu ve boşaltımı azaltma planını saptama çabasının İtalya ve Polonya'nın karşı çıkışı nedeniyle engellerle karşı karşıya kalacağı haberi duyuldu. AB geçen Mart ayında tek taraflı olarak, 2020 yılına kadar Birliğin sera gazı boşaltımını 1990 yılına göre en az yüzde 20 oranda azaltma taahüdünde bulunmuştu. İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi, finans krizinin ortaya çıktığı koşullarda, boşaltımı azaltma planını uygulamanın Birlik ülkelerine daha çok masraf getireceğine işaret etti. Zirve toplantısının bitiminde onaylanan Bildiride, Fransa hükümeti ve AB Komisyonu'nun birkaç hafta içinde Birlik ülkelerinin koşullarına uygun bir politika belgesi hazırlaması istendi. Bildiride ayrıca, Birlik ülkelerinin Ocak 2009'dan önce enerji ve iklim değişiklikleriyle ilgili bir paket plan üzerinde anlaşmaya varmasına iyimser bakıldığı da bildirildi.
Son AB Zirvesi'nde, Lizbon Antlaşması'yla öngörülen Avrupa'nın bütünleşmesi konusunda ortaya çıkan kriz ve AB ile Rusya arasındaki ilişkiler gibi konular üzerine açık bir tutum sergilenmedi; bu sorunlar AB Kış Zirvesi'ne bırakıldı. Gözlemciler, AB liderlerinin sahip olduğu kriz anlayışı nedeniyle, Kış Zirvesi'ne kadar geçecek sürede Birlik ülkelerindeki hükümetlerin sorunları çözerken daha çok Birliğin toplu çıkarlarını göz önünde bulunduracağını ortaya koyduğunu belirtiyor. Ancak bazı basın kuruluşları, finans kriziyle mücadele ederken bölgesel eşgüdüm rolünü yeterince oynayamadığı için AB Komisyonu'nu eleştirdi. Ancak ne olursa olsun, "AB gemisi" ancak üye ülkelerinin eşgüdüm içinde kürek çekmesi halinde doğru yönde ilerleyebilecek; hatta finans krizi gibi "tehlikeli kayalıklar" başarıyla geçildikten sonra bile, gelecekteki rüzgar ve dalgalar AB ülkeleri liderlerinin siyasi cesaretini ve aklını sınayamaya devam edecek.
© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040 |