Qin hanedanından kalma Çin Seddi'nde gezi

    Çin Seddi, dünyada yapımı en uzun süren, en büyük savunma projesi olarak bilinir. İlk şeklini M.Ö. 2. yüzyıldaki Qin hanedanı döneminde alan 5 bin kilometre uzunluğundaki Çin Seddi, aradan geçen iki bin yılı aşkın sürede defalarca onarılmıştır.

    Çin Seddi'nin Qin hanedanı döneminden kalma bölümü, İç Moğolistan Özerk Bölgesi'ne bağlı Guyang ilçesinin dışında bulunuyor. Kendisi de bu bölgeden olan rehberimiz Wang Bao, Çin Seddi'ni tanıtmadan önce, seddin eteklerinde yaşayan köylülerin yaşamını anlatarak şunları söyledi:

    "Yöremizin insanları son derece dürüst ve misafirperverdir. Olur da buralarda aç veya susuz kalırsanız, bu civardaki köylerden hangisine giderseniz gidin, her ev size kapısını açar. Yol sorarsanız da, gitmek istediğiniz yere kadar size mutlaka eşlik ederler."

    Tarihi kayıtlara göre Çin'in ilk imparatoru Qinshihuang, Çin'i birleştirdikten sonra ülkenin kuzeyinde hakim olan Hunların saldırısını engelleyerek imparatorluk yönetimini sağlamlaştırmak amacıyla, bölgeye 300 bin asker göndermiş ve upuzun bir set inşa ettirmiş. Çinlilerin atalarının üstün zekâsını ortaya koyan Çin Seddi, uzun bir tarihsel dönem içinde Çin'i dış saldırılardan korumuştur. Aradan 2200 yıl geçmesine karşın, Qin hanedanı döneminde kurulan ilk Çin Seddi'nin bazı bölümleri bugün hâlâ ayaktadır.

    Çin Seddi'nin bu bölümü, İç Moğolistan'ın önemli şehirlerinden Baotou kenti yakınlarındaki Guyang ilçesi sınırlarında yer alıyor. Çinli arkeologlar tarafından gerçekleştirilen çalışmalar sonucunda seddin bu bölümünün M.Ö. 214 yılında yapıldığı anlaşıldı. Bu bölüm, Qin Hanedanı döneminden kalma Çin Seddi'nin en iyi korunmuş bölümü olarak kabul edilir.

    Guyang ilçesindeki Çin Seddi'nin hemen ötesinde uçsuz bucaksız Moğolistan Çölü yer alır. Sedde gitmek üzere Guyang ilçesi merkezinden arabayla yola çıktık. Yaklaşık 20 dakika sonra Tianshengcheng köyüne vardığımızda, arabayla gidilebilecek yolun sonuna gelmiştik.

    Arabadan inince karşımıza Çin Seddi değil, birbirlerini izleyen sıradağlar çıktı. Çin Seddi'ne ilk kez ancak yaklaşık bir hafta yürüdükten sonra ulaştığını söyleyen rehberimiz Wang Bao, bize şunları anlattı:

    "Günde 10 küsur kilometre yürüdüm. Sırtımda yiyecek ve su vardı. Hemen hemen hiç yol yoktu. Çin Seddi'ni ancak yaklaşık bir hafta sonra gördüm."

    Wang Bao'nun eşliğinde beş-altı dakika yürüdükten sonra bir dere gördük. Hava sıcaklığı 15-16 derece olmasına karşın, dereyi kaplayan buz henüz tümüyle çözülmemişti. Nehrin kenarında durup Wang'ın işaret ettiği yöne doğru baktığımızda, çok uzaklarda, gri dağ yamaçlarında dolanarak uzanan Çin Seddi'ni fark ettik...

    Seddin yapımında, çevredeki dağlardan toplanan granit taşları kullanılmıştı. Aradan iki bin yılı aşkın süre geçmesine rağmen taşlar, renklerinin koyulaşması dışında hemen hemen hiç zarar görmemişti.

    Çin Seddi'nin bütün bölümlerinde gözlem ve haberleşme için kullanılan kuleler bulunur. Tepeye tırmanarak kulelerden birine çıktığımızda, ekip arkadaşlarımızdan Xin Ping heyecanlanarak şunları söyledi:

    "Nihayet bir gözlem kulesine çıktım! Eni yaklaşık 15 metre, yüksekliği de 6-7 metre olan bu kuleler sayesinde, uzun bir tarihsel dönem boyunca Çin ulusu, güven içinde yaşadı. Burada bulunmaktan büyük gurur duyuyorum."

    Çin Seddi'nin Qin hanedanı döneminden kalan bölümü, 1996'da öncelikli devlet koruması altına alındı. Guyang ilçesinde, Çin Seddi'nin korunması ve önemli bir turizm kaynağı olarak değerlendirilmesini sağlamak üzere, her yıl Çin Seddi Kültür Festivali düzenleniyor. Çin Seddi'nin tarihini ve yöre insanlarının örf ve adetlerini anlatan festivale hepiniz davetlisiniz...