Sürekli olarak ciddileşen finans krizi karşısında avro bölgesindeki 15 ülkenin liderleri, tarihteki ilk zirve toplantısını dün (12 Ekim) Fransa'nın başkenti Paris'te yaptı. 3 saat süren zirve görüşmesinden sonra ortak bir hareket paketi oluşturuldu. Avro bölgesi ve Avrupa Birliği'ne üye ülkeler, bu ortak hareket planı doğrultusunda kendi ülkelerindeki somut koşullara göre finans kriziyle mücadele önlemleri saptayacak.
Fransa Cumhurbaşkanlığı tarafından yayımlanan bildiride, avro bölgesi ve Avrupa Birliği'ne üye ülkelerin hükümetleri, merkez bankaları ve finans denetim kuruluşlarının eşgüdüm sağlayarak, bankaların yeterli sermaye bulundurmasını ve normal işleyişlerini korumasını güvence altına alacakları belirtildi. Üye ülkelerin hükümetleri, bankalara finansman garantisi verecek veya bankalara para aktaracak. Kamuoyunun da tahmin ettiği gibi, ortak hareket planı, İngiltere'nin piyasayı kurtarma projesinin bir kopyası oldu. İlk aşamada, hükümetlerin bankalara para aktarma tarzının, bankaların batık kredilerini dolaysız şekilde satın almak yerine, tercihli veya benzer hisse senetleri almak olması, hükümetlerin bankalar arası borçlanmaya garanti sağlaması ve 2009 yılının sonuna kadar geçecek sürede garanti miktarını kendilerinin belirlemesi kararlaştırıldı.
AB dönem başkanlığını yürüten Fransa'nın Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, zirve toplantısından sonra düzenlenen ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, ortak hareket planının avro bölgesi ve AB içindeki eşgüdümü sağlamayı amaçladığını, ancak ülkelerin ortak planı "esnek şekilde" uygulayacaklarını belirtti. Verilen bilgiye göre, Fransa, İngiltere, Almanya ve İtalya hükümetleri, bugün kendi hareket planlarını açıklayacak.
Gözlemciler, ortak hareket planının AB içindeki beraberliğin güçlendirilmesi için yararlı olacağını belirttiler. Avrupa basın kuruluşları, Fransa'nın ABD'nin piyasa kurtarma planını taklit ederek, bir Avrupa Vakfı oluşturması önerisinde bulunmuş, ancak bu öneri Almanya tarafından rededilmişti. ABD tarzı piyasa kurtarma planı, bazı Avrupa ülkelerinin düşüncelerini temsil ediyor olabilir; ancak AB tek bir ülke değil, 27 ülkenin meydana getirdiği bir Birlik olduğu için, planın uygulanabilirliği Birlik çapında sözkonusu olamaz. Çünkü, 27 ülkenin finans ve hukuk sistemleri aynı değil; finans kuruluşlarının kriziden gördüğü zararlar da farklı. Ayrıca bazı ülkelerdeki iktidar partileri seçim dönemine girmek üzere; bu nedenle kendilerini kurtarmak için seçmenlerin veya vergi yükümlülerinin yüz ifadelerine bakmak zorunda kalıyorlar. Avrupa piyasasını kurtarma fonu oluşturulması için finansman sağlanması daha da zor olur. Finans krizinin patlak vermesinden bu yana, AB olsun, birlikten daha küçük avro bölgesi olsun, üye ülkeler finans kriziyle kendi yöntemleriyle mücadele ediyor. Bu ülkeler arasında işbirliği yok, hatta karşılıklı suçlamalar dahi duyuluyor.
Ancak finans krizinin Avrupa'daki etkisinin giderek daha da artmasıyla, AB de krize karşı koyma planı oluşturmak istedi. AB dönem başkanı Fransa aktif şekilde temaslarda bulunup Almanya, İngiltere ve İtalya'nın katıldığı küçük çaplı bir irve toplantısı düzenledi. Bu toplantıdan sonra AB Maliye Bakanları da müzakereler yaptı. Ancak AB ülkelerinin, piyasayı ortaklaşa kurtarma stratejisi üzerinde fikir birliği sağlamaması nedeniyle, toplantıda somut ve AB üyeleri için bağlayıcı nitelikte bir plan oluşturulamadı; toplantıya katılan ülkeler sadece krizle ortaklaşa mücadele etme iradesini ifade etti. Bu tür toplantılar, piyasayı istikrara kavuşturma rolü oynayamıyor. Avro geçen bir hafta içinde ABD doları karşısında değer kaybetti, Avrupa borsalarında ciddi çalkantılar yaşanarak büyük düşüşler görüldü ve bir "kara hafta" yaşandı. Bunlar, avro bölgesinin, hatta tüm Avrupa'nın finans krizi karşısında gösterdiği güven yetersizliğini yansıttı.
AB ülkeleri acil durumlarda fikir ayrılıklarını bir kenara bırakıp görüş birliği sağlayarak somut önlemler alınmasının önemini kavradı. Bu nedenle AB Zirvesi'nden sonra bir de avro bölgesi zirve toplantısı düzenlendi. Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy, AB içindeki dayanışma ve birlik için önce avro bölgesinde eşgüdümün güçlendirilmesi gerektiğini belirtti. Avro Grubu Başkanı ve Lüksemburg Başbakanı Jean Claude Juncker, zirve toplantısının AB ülkeleri için bir "alet kutusu" sağladığını söyleyerek, bunun ülkelerin genel kabul gören bir çerçeve içinde finans krizine karşı koyma önlemlerini saptayabileceğini ortaya koyduğunu kaydetti.
Yorumunuzu Gönderin
Sürekli olarak ciddileşen finans krizi karşısında avro bölgesindeki 15 ülkenin liderleri, tarihteki ilk zirve toplantısını dün (12 Ekim) Fransa'nın başkenti Paris'te yaptı. 3 saat süren zirve görüşmesinden sonra ortak bir hareket paketi oluşturuldu. Avro bölgesi ve Avrupa Birliği'ne üye ülkeler, bu ortak hareket planı doğrultusunda kendi ülkelerindeki somut koşullara göre finans kriziyle mücadele önlemleri saptayacak. 
