Eğitimde 30 yılda büyük atılım

    1978 yılında başlatılan reform ve dışa açılma uygulamalarıyla birlikte, Çin'deki eğitim çalışmalarında geçen 30 yılda gelişmiş ülkelerde 100 yılda gerçekleştirilen hedeflere ulaşılarak bütün dünyanın dikkatini çeken başarılar elde edildi. Bütün çocuklara dokuz yıllık zorunlu eğitim sağlanırken, genç ve yetişkinlerin tümüne okuma-yazma yeterliği kazandırıldı, yüksek eğitim de popüler eğitim haline geldi.

    Çin Halk Cumhuriyeti'nin kurulmasından sonra devlet, eğitime daima büyük önem vererek insan kaynaklarının ülkenin gelişmesi için taşıdığı önemi her zaman vurguladı. Reform ve dışa açılma uygulamaları sonucunda gerçekleştirilen hızlı ekonomik büyümeyle birlikte devletin eğitim harcamalarının sürekli olarak artması, eğitim çalışmalarının hızla gelişmesini sağladı.

    Çin Pedagoji Derneği Başkanı Gu Mingyuan, reform ve dışa açılma uygulamalarının 30 yılında eğitimin gelişme sürecini "atılım" ve "mucize" olarak tarif ederek şöyle konuştu:

    "Çin, kültür düzeyi son derece geri kalmış kalabalık bir ülkeyken 30 yıl gibi kısa bir sürede güçlü insan kaynaklarına sahip bir ülke haline geldi. 30 yılda iki tarihi atılım gerçekleştirmeyi başardık. Bunlardan ilki, dokuz yıllık zorunlu eğitimin ülke genelini kapsaması, ikincisi ise yüksek öğretimin popüler eğitim dönemine girmesi. Bu büyük atılımlarla bir mucize yaratıldı."

    Çin Halk Cumhuriyeti'nin kurulduğu 1949 yılında okuma-yazma bilmeyenler, ülke nüfusunun yüzde 80'inden fazlasını oluştururken, okul çağına gelen çocukların yalnızca yüzde 20'si ilkokula girebiliyordu, ortaokula girme oranı ise yüzde 6 dolayındaydı. 1986'da yürürlüğe giren Zorunlu Eğitim Yasası'yla birlikte uygulanmaya başlanan dokuz yıllık zorunlu eğitim, bugün ülkede yaşayan çocukların ve gençlerin tamamına yakınını kapsamış durumdadır."

    Çin Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Müdür Yardımcısı Wang Dinghua, ABD ve Japonya başta olmak üzere çeşitli gelişmiş ülkelerin 100 yıl harcayarak gerçekleştirebildikleri herkese zorunlu eğitim hedefine Çin'in 30 yıldan kısa bir sürede ulaştığına dikkat çekerek şunları anlattı:

    "Dokuz yıllık zorunlu eğitim, 2007 sonu itibariyle ülkemizin okul çağındaki çocuklarının yüzde 99.3'ünü kapsadı, tüm çocuklara zorunlu eğitim verilen ilçelerin oranı da yüzde 98.5'e ulaştı. Bu oran, en geç 2010 yılında yüzde 100'e çıkaracaktır."

    Üzerinde değişiklik yapılarak 2006'da yürürlüğe giren yeni Zorunlu Eğitim Yasası'nda, yoksul ailelerin maddi yükünü azaltmak için zorunlu eğitim harcamalarının tümünün devlet maliyesi tarafından karşılanması öngörülüyor. Bu kapsamda Çin'deki çeşitli kademelerdeki yönetimler, 2006 ile 2010 yılları arasındaki dönemde kırsal bölgelerdeki zorunlu eğitim çalışmalarına yaklaşık 270 milyar yuan tutarında yeni harcama yapacak. Wang Dinghua, bu konuda şu bilgileri verdi:

    "Ülkemizin kırsal bölgelerindeki zorunlu eğitim çalışmalarında uygulanan okul ve ders kitapları masrafları muafiyetinden 2007 yılı sonu itibariyle yaklaşık 150 milyon çocuk yararlandı. Ücretsiz zorunlu eğitim, geçen Eylül ayında bütün şehirlerde de uygulanmaya başladı."

    Temel eğitimin yanı sıra yüksek eğitimde de tarihi bir atılım gerçekleştirildi. "Kültür devrimi" sırasında ara verilen üniversiteye giriş sınavlarının 1977'de yeniden başlatılmasıyla birlikte yeniden canlanan yüksek eğitim, Çin'in modernleşme inşasına güçlü destek sağladı. Özellikle son 10 yılda hızla gelişen Çin'in yüksek eğitim çalışmaları, "elit eğitim"den "popüler eğitim"e dönüştü. Çin'deki yüksek öğretim kurumlarının bu yıl aldığı öğrenci sayısı 6 milyona ulaşarak 10 yıl öncesindekinin yaklaşık dört katına ulaştı. Bugün üniversiteye giriş sınavlarına katılanların yüzde 57'sinin yüksek öğretim görme imkanına sahip olduğuna işaret eden Çin Eğitim Bakanlığı Yüksek Öğretim Müdür Yardımcısı Jiang Gang, bu konuda şunları anlattı:

    "1999'da başlatılan yüksek öğretimin kapsamını genişletme politikası, toplumsal ve ekonomik yapılanmada eğitimli insan kaynaklarına duyulan ihtiyacı karşılamanın yanı sıra, daha fazla vatandaşa yüksek eğitim görme imkanı da sağladı. Geçen 10 yılda yüksek öğretim kurumlarına giren öğrenci sayısı 40 milyon 100 bine ulaşarak son 30 yılın toplamının yüzde 75'ini oluşturdu."

    Çin'in eğitim alanındaki dışa açılma boyutu da son 30 yılda durmadan genişledi. 1978 ile 2007 yılları arasındaki dönemde yurt dışında öğrenim gören 1 milyon 212 bin kişinin büyük bir bölümü, öğrenimlerini tamamladıktan sonra Çin'e dönerek ekonomik ve toplumsal gelişmede önemli rol oynamaya başladı. Bunun yanı sıra Çin, 1 milyon 200 binden fazla yabancı öğrenci de kabul etti, 188 ülke ve bölgeyle eğitim işbirliği ve değişimi ilişkileri kurdu.