Rusya Başbakanı Vladimir Putin kısa bir süre önce, ülkesinin askeri harcamalarının 2009 yılında yüzde 27 oranında arttırılarak, 2.4 trilyon Rus Rublesi'ne (94.1 milyar dolar) çıkarılacağını duyurdu. Rus basın kuruluşları, rekor düzeydeki bu savunma harcamalarının, Rusya'nın Güney Osetya sorunu nedeniyle Gürcistan'la çatışmaya girdikten sonra silahlı kuvvetlerini güçlendirmeye başladığını ortaya koyduğunu belirtiyor. Rusya'nın askeri bütçesinin artması karşısında, Batılı gözlemciler şoke olduklarını ifade ettiler.
Rusya ile Gürcistan arasında askeri çatışma meydana gelmesinden kısa bir süre sonra Rusya'da, askeri harcamaların arttırılması gerektiği yönünde sesler yükseldi. ABD ve NATO kuşatması nedeniyle, Rusya'nın stratejik koşulları son yıllarda sürekli olarak zarar gördü. Gürcistan da böyle bir dönemde, NATO'ya katılmak için, Rusya'yla savaşma bedelini ödemekten korkmayarak harekete geçti. Ciddi uluslararası jeopolitik durumlara karşı Rusya'nın askeri kuvvetlerini güçlendirmesi de normal bir tepki olarak görülüyor. Rusya Parlamentosu'nun alt kanadı olan Devlet Duması'na bağlı Güvenlik Komisyonu Başkan Yardımcısı Gennadi Gudkov, Gürcistan'la çatışmalar nedeniyle Rusya'nın askeri harcamalarını büyük ölçüde arttırması gerektiğini belirterek, Rus silahlı kuvvetlerinin her yıl en azından 1.5 trilyon rubleye ihtiyaç duyacağı tahmininde bulundu. Duma Başkan Yardımcısı Vladimir Jirinovski, Liberal Demokratik Parti'nin silahlı kuvvetler için "gerekli ek finansman programı" hazırladığını ve ne kadar ihtiyaç olursa o kadar vereceğini söyledi. Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev ve Başbakan Putin de ayrı ayrı yaptıkları konuşmalarda, Güney Osetya'da meydana gelen çatışmaların, Rus askeri birliklerinin silah ve diğer donanımlarında büyük ölçekli iyileştirme ihtiyacını ortaya çıkardığını ifade etmişlerdi. Bu nedenle gözlemciler, Güney Osetya sorunu üzerine Gürcistan'la meydana gelen askeri çatışmaların, Rusya'nın askeri harcamalarını artırmasına yol açan dolaysız neden olduğunu savunuyor. Ancak Putin'in askeri masrafları yüzde 27 artırarak 2.4 trilyon rubleye ulaştırma kararı, kamuoyunun beklentisini de aştı.
Gözlemciler, Rusya'nın askeri harcamalarını büyük ölçüde artırmasının arkasında derin nedenlerin bulunduğunu vurguluyor.
Birincisi, bu karar, Rusya'nın ABD'yle mücadele etme ve en temel çıkarlarını koruma ihtiyacının bir sonucu olarak alındı. Putin başbakan olduktan sonra devleti güçlendirme politikası uygulayarak, Rusya'yı uluslararası toplumdaki dev statüsüne yeniden kavuşturmak için çaba harcadı. Rusya ile ABD arasındaki rekabet hiç durmadı. ABD'nin dünyadaki etkisinin son yıllarda devamlı olarak genişlemesi ve özellikle bazı Doğu Avrupa ülkelerinin NATO'ya dahil edilmesiyle, ABD ve NATO'nun "nüfuz alanı" doğuya doğru 700 kilometreden fazla ilerledi. ABD ayrıca Doğu Avrupa'ya füze savunma kalkanı yerleştirmekte ısrar etti. Bütün bunların en temel çıkarlarını tehdit ettiğini düşünen Rusya, karşılık vermekten başka seçeneği kalmadığı sonucuna vardı.
Rusya, 15 yıldır durdurulan uzun menzilli bombardıman uçağı uçuşlarını tekrar başlatarak, NATO ülkelerinin hava sahaları yakınlarında olağan devriye uçuşuna başladı. Rus askeri uçakları, Norveç'in batısındaki deniz sahası yakınlarında askeri tatbikat düzenledi. Bu, Rusya'nın 1990'ların başından beri Norveç Denizi üzerinde gerçekleştirdiği en geniş ölçekli hava tatbikatı oldu. Bu yılın başlarından beri Rusya, askeri tatbikatlar icra etmenin yanı sıra, "ABD'yi caydırabilcek" nitelikteki "Topol-M" adlı kıtalararası balistik füzelerin deneme atışını yaptı. Gürcistan'la askeri çatışmaya girdikten sonra, bir nükleer destroyer ve çok sayıda destroyeri ABD'nin "arka bahçesi" olan Karayip bölgesine gönderen Rusya, Venezüela'yla ortak tatbikat düzenledi. Venezüela'yı ziyarete iki "Tu-160" uzun menzilli uçak da dahil edildi. Rusya'nın bu kadar yoğun bir askeri faaliyeti sürdürmesinin yeterli askeri harcamaları gerektirmesi de normaldir.
İkinci olarak, Rusya'nın son yıllardaki davranışları, dev ülke statüsüne yeniden kavuşma doğrultusundaki güçlü iradesi ile siyasi istikrar ve hızlı ekonomik büyümesine paralel olarak devlet gücünün de devamlı olarak yükselişinin bir yansımasını oluşturuyor. Putin, devlet gücünün desteğiyle askeri harcamaları büyük ölçüde artırma olanağı bulabiliyor.
Üçüncü olarak, Putin başbakan olduktan sonra sert ve kararlı politikalar uyguladı; hedefe ulaşmadan asla vazgeçmeme ruhu sergiledi. Askeri harcamaları büyük ölçüde artıracaklarını ilan etmesi, Putin'in kişisel karakterini de yansıtıyor. Ayrıca, NATO'ya katılmaya kalkan ve Rusya'yla arasına mesafe koyan komşu ülkelere de Rusya'nın kendi çıkarlarını koruma kararını ve gücünü göstermeyi amaçlıyor.
Gözlemciler, Gürcistan'la askeri çatışmaya girdikten sonra Rusya'nın ABD'yle arasındaki rekabetin daha da şiddetleneceğini savunuyor, hatta bazı basın kuruluşları bu durumu "yeni Soğuk Savaş"a benzetiyor. Rusya'nın askeri harcamalarını büyük ölçüde artıracağını ilan etmesinin bir yandan Rusya-ABD ilişkilerinde, öte yandan Rusya'nın komşu ülkelerle arasındaki ilişkilerde ne gibi etkiler yaratacağı zamanla belli olacak.
Yorumunuzu Gönderin
Rusya Başbakanı Vladimir Putin kısa bir süre önce, ülkesinin askeri harcamalarının 2009 yılında yüzde 27 oranında arttırılarak, 2.4 trilyon Rus Rublesi'ne (94.1 milyar dolar) çıkarılacağını duyurdu. Rus basın kuruluşları, rekor düzeydeki bu savunma harcamalarının, Rusya'nın Güney Osetya sorunu nedeniyle Gürcistan'la çatışmaya girdikten sonra silahlı kuvvetlerini güçlendirmeye başladığını ortaya koyduğunu belirtiyor. Rusya'nın askeri bütçesinin artması karşısında, Batılı gözlemciler şoke olduklarını ifade ettiler.
