|
|||||||||||||||||||||
|
Merhaba sevgili dinleyiciler. Bugün ki konuğumla Çin'e bakışını konuşmak ve sizlerle paylaşmak için birlikteyiz. Konuğum, Sayın Volkan Gürcan'a programımıza hoş geldiniz diyorum.
CRI- Sizi tanıyarak başlamak istiyorum sohbetimize. Kimdir Volkan Gürcan?
Volkan Gürcan- Hoş bulduk. Volkan Gürcan, İstanbul Fatih doğumludur. 1983 doğumluyum. Yirmi beş yaşındayım. Türkiye'de üniversite eğitimi aldıktan sonra, öncelikle Çince eğitimi, arkasından da mastır eğitimimle, Çin'de eğitime devam etmekteyim.
CRI- Peki neden Çince?
V.G.- Çince, sizinde bildiğiniz gibi dünyanın en büyük, dünyada tek güç olmaya aday ülkesi ve Türkiye'de olsun, dünyanın diğer şehirleri olsun, ticaret açısından, Çin'le içli dışlı olduğu için, benim üniversite uzmanlığımın da işletme ve ötesinde uluslararası ticaret olduğu için, Çin'e gelmenin benim için olabilecek en faydalı karar olduğunu düşündüm. Onun için, önce Çince öğrenerek, ardından da mastır eğitimimi daha da uzmanlaşarak, tamamlamayı düşünüyorum.
CRI- Türkiye'de Çince hakkında bir çalışma yaptınız mı?
V.G.- Türkiye'de Çince hakkında hiç bir çalışmam olmadı. " Selam- Ni hao" demesini bile bilemiyordum. Çin'de öğrendim her şeyi ve bunun çok büyük zorluğunu çektim.
CRI- İlk geldiğinizde değil mi?
V.G.- İlk geldiğim zaman. Keşke bir şeyler öğrenip, gelseydim diyorum kendime. Çok zorlandım.
CRI- Peki ne kadar süredir Çin'desiniz?
V.G.- Şu an iki sene oldu.
CRI- Çince hakkında neler düşünüyorsunuz? Çince, sizce nasıl bir dil?
V.G.- Çince aslında konuşma olarak, göründüğü kadar zor olmasa da, yazma ve karakterleri tanıma açısından zor bir dil. Ama, günlük konuşma, belli bir süre Çin'de kalındıktan sonra ve gerekli eğitim alındıktan sonra, rahatlıkla üstesinden gelinebilecek bir dil. Çok büyük kaygılarla geldim ama, dilin içine girince, çalışmaya, öğrenmeye başlayınca dili, aslında o kadar büyük bir zorluğu olmadığını gördüm. Ama, şu an için bile yazarken, karakterleri tanırken problemler yaşıyorum. Ama, konuşma açısından korkulacak bir kısmı olmadığını düşünüyorum.
CRI- Yabancı öğrenci olmak ve yabancı bir ülkede eğitim almak konusunda neler düşünüyorsunuz?
V.G.- Biraz açık konuşmak gerekirse, dünyanın her hangi bir ülkesinde, bir Avrupa'da, bir Amerika'da yabancı öğrenci olmakla, Çin'de yabancı öğrenci olmak çok farklı. Çünkü, burada bir kere başlı başına, tamamıyla farklı bir kültür. İnsanlar farklı, bazı insanların yabancılara karşı bakışları da farklı. Çin'de yabancı öğrenci olmak, hakikaten çok zor ve sokağa çıktığınız zaman, bir Amerika'ya gittiğiniz zaman, İngilizce konuşabilirsiniz, sokakta birilerini bulup, size yardımcı olabilirler. Ama, burada hiç bir Çince bilginiz yoksa, sokaktan rasgele bir şey sormak istediğiniz bir insanın, İngilizce bilme ihtimali çok az. Mutlaka bunun için, Çince bilmeniz gerekiyor. Bilemiyorsanız, mesela benim daha önce başıma geldi. Gideceğim yeri bilemiyorum, soramıyorum. İngilizce bilen kimseye rastlamadım. Dört saate yakın yol yürüdüm eve dönmek için. Bu zorlukları mutlaka yaşamak gerekiyor. Zorlukları yaşamadan bir dili öğrenmek, bir kültürü anlamak mümkün değil. Mutlaka zorluklar var ama, şöyle diyeyim, Türkiye'den Çin'e gelmek isteyen Türk arkadaşlarımız varsa, onlar mutlaka bir araştırma yapsınlar. Kalacakları yerin nasıl bir yer olduğunu, okullarını, okulun çevresini çok detaylı bir araştırsınlar. Mümkünse burada tanıdıkları birini bulabiliyorlarsa onlarla da iletişim kursunlar. Çünkü, Türkiye'den gözükenle, buraya gelince gözüken çok da uyuşmuyor.
CRI- Şu anda aldığınız eğitimi konuşalım. Sizce Türk eğitim sistemiyle, Çin eğitim sistemi arasında benzerlikler ya da farklılıklar var mı?
V.G.- Türk eğitim sistemi ile Çin eğitim sistemi arasında bence çok büyük bir fark yok. Çünkü, Türk eğitim sistemi genellikle ezber üzerine. Çin'deki okullardaki eğitim sistemi de genellikle ezber üzerine. Bilgiye, görüşe fazla dayanmayan, kitabın size ne tarif ediyorsa, onu hocaya sunmanız şeklinde genelde eğitim anlayışları ve Çinli öğrenciler çok çalışkanlar. Onlarla rekabet etmeniz de hakikaten çok zor. Günde yirmi saat, yirmi dört saat çalıştıkları oluyor hiç uyumadan. Biz Türkiye'de daha bir rahatız. Türk eğitim sistemi belki daha rahat.
CRI- Çin'deki sosyal yaşam hakkında neler düşünüyorsunuz? Çinli arkadaşlarınız sosyal yaşam içerisinde nasıl yer alıyorlar sizce?
V.G.- Ben, Beijing'de yaşamaktan çok mutluyum. Çinli insanların şöyle bir özelliği var. Diğer şehirleri fazla bilemiyorum, Beijing'de bunu gördüm. Benim yaşadığım yerde ufak park var. Akşam oldu mu, saat sekiz oldu mu, insanlar orada yaşlılar, gençler hep beraber müzik eşliğinde dans edebiliyorlar. Sokakta insanlar Çin daması oynuyor, baktığınız zaman belki hali vakti yerinde olmayan insanlar ama o kadar mutlular ki, o damayı oynamakta, sosyal olmakta. Çin'inde bu güzelliği beni sürekli cezp ediyor. Ne güzel diyorum, ne güzel insanlar mutlu. Onların da mutlaka problemleri var ama, en azından dışarıya bedenleriyle bunu yansıtmıyorlar. Çin'in bu sosyal yanı beni çok cezp ediyor.
Sevgili dinleyiciler, Sayın Volkan Gürcan'la sohbetimizin ikinci bölümünü, önümüzdeki hafta, aynı gün dinleyebilirsiniz.
© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040 |