|
|||||||||||||||||||||
|
27.08.2008
GÜRCİSTAN'daki çatışmalarla Kafkasya'da kopan fırtına, Ortadoğu'yu etkisi altına almaya ve buradaki hassas dengeleri zorlamaya başladı.
Gerginlik rüzgârları şimdi özellikle bölgenin Akdeniz sahillerinde şiddetle esiyor.
Gürcistan'daki olayların kendisine sağladığı avantajla Rusya şimdi etkinliğini Ortadoğu'ya yaymak için atakta. İlk hamlelerinde de başarılı olduğu görülüyor. Örneğin Suriye'yi kendi safına çekiyor. Daha önemlisi, donanmasını Doğu Akdeniz'e sevk edip bölgenin ılık sularında askeri gücünü sergiliyor. Ve böylece, Karadeniz'de de varlık göstermek isteyen ABD'ye ve NATO'ya hissedilir bir karşılık veriyor.
Kafkasya krizi devam eder ve Moskova ile Batı arasında gerginlik daha da tırmanırsa, Ortadoğu önümüzdeki günlerde ve haftalarda, büyük aktörlerin hararetli nüfuz mücadelesine sahne olacaktır.
Güç gösterileri
Nüfuz mücadelesi alanlarından birini "denizler" oluşturuyor. ABD'nin -ve bazı Avrupa ülkelerinin- Gürcistan'daki olaylardan hemen sonra, Karadeniz'e savaş gemileri göndermesine karşılık, Rusya şimdi Doğu Akdeniz'e donanmasını sevk etmeye hazırlanıyor. Böylece Amerikalılar nasıl "Karadeniz'de biz de varız" mesajını vermek istiyorlarsa, Ruslar da "Akdeniz'de biz de varız" sinyalini gönderiyorlar!
Bu görüntü Soğuk Savaş döneminin "gunboat" politikasını anımsatıyor. Gerçi şu anda olup bitenler tam olarak bir Soğuk Savaş niteliğini taşımıyor, ama iki tarafın denizlerde giriştiği "güç şov"ları son yıllarda iyiye giden ilişkilerin şimdi ne kadar gergin ve kırılgan hale geldiğini ortaya koyuyor.
Tabii denizlerdeki bu boy gösterme çabaları, Boğazlar nedeniyle Akdeniz ile Karadeniz arasındaki trafiğin merkezinde bulunan Türkiye'yi de çok sıkıntılı bir duruma sokuyor.
Yeni köprü başı
Gürcistan'daki olaylar Rusya'ya nüfuzunu sadece Kafkasya'da pekiştirmek için değil, etkinliğini Ortadoğu'ya da yaymak ve bu bölgeleri Batı'ya kaptırmak niyetinde olmadığını göstermek fırsatını verdi.
G. Osetya'da çatışmalar cereyan ettiği sırada, Rusya Devlet Başkanı Medvedev'in Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ı ülkesine davet etmiş olması anlamlıdır. Amaç, bu vesileyle, Moskova ile Şam arasında sıkı stratejik işbirliğinin temelini atmaktı. Esad, ordusunu güçlendirmek, yeni geliştirilmiş silahlar, füzeler istiyor. Rusya bunları ("savunma amacıyla") sağlamaya hazır... Suriye de, Rus savaş gemilerini kendi deniz üslerinde ağırlamaya hazır...
İlişkilerin bu şekilde gelişmesi, Rusya'ya olduğu kadar, Suriye'ye de avantaj sağlıyor. Başkan Esad'ın gerek İsrail, gerekse Batı ile pazarlıklarında eli güçleniyor. Bu durumun Türkiye'nin arabuluculuğuyla sürdürülen (ve gelecek toplantısı haftaya İstanbul'da yapılması beklenen) dolaylı görüşmeleri nasıl etkileyeceği önemli bir soru işareti. Gerçi iki tarafta da (Ankara'da da) resmi ağızlar Kafkasya krizinin bu görüşmelere bir yansıması olmayacağını söylüyor; ama bundan emin olmak zor...
Büyük oyun sürüyor
Gürcistan ordusunun G. Osetya'ya girmesi ve Rusya'nın da buna radikal bir karşılık vermesi, gerçekten bölgesel ve küresel çapta büyük bir deprem yarattı. Bunun şoku ve yan etkileri şimdi Ortadoğu'da hissediliyor.
Bir ara Ortadoğu -hatta "geniş" Ortadoğu- üzerinde büyük hayaller besleyen ABD için olup bitenler ciddi bir darbe oluşturuyor...
Şimdiki halde Rusya kazançlı görünüyor... Ve "büyük oyun" devam ediyor!
© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040 |