Hakkımızda | CRI  Hakkında | Eski Versiyonumuz
 
Türkler'den Çin'e Bakış | Ekonomi, Bilim ve Sağlık | Xinjiang | Çin Ansiklopedisi
Ana sayfa | Haber & Gündem | Kültür & Sanat | Yaşam Panoraması | Spor | Çin'i Gezelim | Çince Öğreniyoruz | Sanal Türk-Çin Dostluk Kulübü | Ankara Radyosu

AB, Rusya politikasını tartışıyor

(GMT+08:00) 2008-09-01 12:06:52 cri

    Avrupa Birliği Olağanüstü Zirvesi, birliğin dönem başkanlığını yürüten Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin çağrısı üzerine bugün (1 Eylül) toplanıyor. Toplantıda Gürcistan'a yardım ve Rusya'yla ilişkiler tartışılacak.

    Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev'in 26 Ağustos günü Güney Osetya ve Abhazya'nın bağımsızlığını tanıdıklarını ilan etmesi, geçen ayın başlarında Rusya ile Gürcistan arasında Güney Osetya'da yaşanan çatışmanın bölgede yol açtığı gerginliği daha da artırmanın yanı sıra, Rusya ile Batı arasındaki ilişkilerde krizin derinleşmesine de neden oldu. Batılı ülkeler Rusya'yı ağız birliğiyle kınarken, Avrupa Birliği, ABD'den farklı olarak daha esnek ve gerçekçi bir tutum sergileyerek Rusya'yla ilişkilere manevra alanı bırakmaya çalışıyor. Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner, AB Olağanüstü Zirvesi'nden önce yaptığı açıklamada, Rusya'yla diyalogu sürdürmeye hazır olduklarını belirtirken, Gürcistan konusunda AB'de ortak bir tutum belirlenmesini arzuladıklarını, bu sorun nedeniyle Rusya'ya karşı yaptırım uygulanmasından yana olmadıklarını söyledi. Fransa'nın yanı sıra Almanya ve İtalya da Rusya'ya yaptırım uygulanmasına karşı olan bir tavır sergiledi.

    İngiltere ve bazı ABD yanlısı Doğu Avrupa ülkeleri, AB Olağanüstü Zirvesi'nde tartışılmak üzere Rusya'ya yönelik bir dizi cezalandırıcı önlem tasarısı hazırladılar. Ancak Fransa Dışişleri Bakanı Kouchner, zirvede onaylanacak belgenin Fransa ve Rusya devlet başkanları arasında Güney Osetya çatışmasının çözümüne ilişkin olarak belirlenen altı maddelik ilkeyi esas alacağını ve Rusya'ya yaptırımı içermeyeceğini belirtti.

    Gözlemciler, AB'nin Gürcistan sorunu konusunda ABD'den değişik bir tutum sergilemesinin uluslararası ilişkilere bakış açısındaki farklılıklardan kaynaklandığına işaret ediyor. Hatırlanacağı gibi ABD, Soğuk Savaş'ın son ermesinden sonra Soğuk Savaş anlayışını terketmek yerine tek süper güç olmasından kaynaklanan avantajlara dayanarak tek taraflılık ve kuvvet siyaseti uygulamaya, "dost olmayan düşmandır" anlayışına dayalı dış politika izleyerek uluslararası anlaşmazlıkları silah zoru veya yaptırım yoluyla çözmeye çalışıyor. Avrupa Birliği ise, çokkutupluluk eğilimine ve kolektif güvenliğe önem vererek anlaşmazlıkları daha çok diyalog ve işbirliği yoluyla çözme tutumunu sergiledi. Çünkü AB, ABD'nin kontrolünden kurtulma yolunun, uluslararası diplomaside bağımsızlığı koruyarak "Atlantik değerleri" içinde "Avrupa değerleri"ni ön plana çıkarmaktan geçtiğinin bilincinde.

    Gürcistan sorununa gelince, ABD'nin NATO'nun doğuya yayılması sürecini var güçle hızlandırması, bölgedeki gerginliğin temel nedenini oluşturuyor. ABD, Soğuk Savaş sonrasında Rusya'nın stratejik nüfuz alanını daha da daraltmak amacıyla önceki dönemde Gürcistan'da "Kadife Devrimi" planladı, ardından Gürcistan'ın NATO üyeliğine tam destek verdi. Bütün bu davranışlar, Gürcistan ile Rusya arasındaki gerilimin giderek artmasına yol açtı. AB ise NATO'nun doğuya doğru sınırsız olarak yayılmasına karşı. Nitekim Almanya ve Fransa'nın itirazları nedeniyle geçen Nisan ayında Bükreşte düzenlenen NATO Zirvesi'nde Gürcistan'ın NATO'ya üyelik için eylem planına katılmasına onay verilmedi. Güney Osetya çatışmalarının patlak vermesinden sonra ise Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, AB dönem başkanı sıfatıyla Gürcistan ve Rusya'ya giderek bizzat arabuluculuk girişimlerinde bulundu ve iki taraf arasında altı maddelik anlaşmanın imzalanmasını sağladı. Kısacası Güney Osetya konusunda ABD "yangın çıkarma", AB ise "yangın söndürme" politikası izledi.

    Bunun yanı sıra AB, Rusya'yla işbirliği yapmanın stratejik çıkarlarına uygun olduğunu düşünüyor. Karşılıklı stratejik güveni oluşturarak bu işbirliğine sağlam bir zemin hazırlamak amacıyla AB, geçen Temmuz ayında Rusya'yla yeni Ortaklık İlişkileri ve İşbirliği Anlaşması'na ilişkin müzakere sürecini yeniden başlattı.

    Enerji, AB-Rusya ilişkilerinde uzun süreden beri hızlandırıcı bir rol oynuyor. AB'nin enerji alanında Rusya'ya olan bağımlılığı, bilinen bir gerçek. Bu bağımlılığın kısa sürede giderilmesi de mümkün görünmüyor.

    Gözlemciler, Gürcistan sorununa ilişkin söz düellosunun, AB'nin Rusya'yla siyasi çıkar ve değer yargıları konularındaki ayrılıklarına rağmen Rusya'yla ilişkilerine istikrar kazandırma yolunun düşmanlıktan değil, işbirliğinden geçtiğini çok iyi anladığını ortaya koyduğunu savunuyor. Dolayısıyla AB'nin Rusya politikasının, gerçekçilik yönündeki temel çizgisinden kolay kolay uzaklaşmayacağı görüşü ifade ediliyor.

  İlgili Haberler
  Yorumunuzu Gönderin
Yayın Çizelgesi
Günlük Konuşma
• Ders 45 Kayıt yaptırmak
• Ders 44 Kaybedilen önemli belgeler için bildirimde bulunmak
• Ders 43 Kredi kartı kullanmak
• Ders 42 Havale yapmak
• Ders 41 Ödemek
Diğer>>
Tavsiye Edilen Programlar
• Çin döviz rezervleri ve Amerika
• Amerika'yı "kazanmak" stratejisi
• "Avrupa futbol takımları 18 yaşı altındaki yabancı futbolcuları almamalı"
• Çin Seddi'nde Beşiktaş kutlaması
• "Çıplak ayaklı doktorlar"dan köy hastanelerine
• Makam sanatının "ilkbaharı" için
• Dışlanan rejimlerle ilişkiler...
• An Lee, Booker ödüllüromanını peyaz perdeye aktaracak
• Almanya Badminton Açık Turnuvası'nda en büyük galibiyet Çin takımının
• "Çirkin ördek yavrusundan güzel kuğu"ya dönüşen halterci Chen Xiexia
Diğer>>
china radio international china radio international

© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040