Hakkımızda | CRI  Hakkında | Eski Versiyonumuz
 
Türkler'den Çin'e Bakış | Ekonomi, Bilim ve Sağlık | Xinjiang | Çin Ansiklopedisi
Ana sayfa | Haber & Gündem | Kültür & Sanat | Yaşam Panoraması | Spor | Çin'i Gezelim | Çince Öğreniyoruz | Sanal Türk-Çin Dostluk Kulübü | Ankara Radyosu

Olimpiyatların ardından yazılan bir mektup  

(GMT+08:00) 2008-08-29 14:20:46 cri
"Elde Var Hüzün

Söyleşir

Evvelce biz bu tenhalarda

Ziyade gülüşürdük

Pır pır yaldızlanırdı kanatları kahkaha Kuşlarının

Ne meseller söylerdi mercan köz nargileler

Zamanlar değişti

Ayrılık girdi araya

Hicrana düştük bugün

Ah nerde gençliğimiz

Sahilde savruluşları başıboş dalgaların

Yeri göğü çınlatan tumturaklı gazeller

Elde var hüzün

O şehrâyin fakat çıkar mı akıldan

Çarkıfeleklerin renk renk geceye dağılması

Sırılsıklam âşık incesaz

Kadehlerin mehtaba kaldırılması

Adeta düğün

Hayat zamanda iz bırakmaz

Bir boşluğa düşersin bir boşluktan

Birikip yeniden sıçramak için

Elde var hüzün

Attila İlhan"

Canım Kızım,

Sana olimpiyatların ardından merhaba derken Server Tanilli'nin aynı başlıklı yazısını paylaşmak istedim:

"1936 Berlin Olimpiyat Oyunları yapıldığında, beş yaşındaydım; böylece, olan bitenin bilincinde değildim.

Onu İkinci Dünya Savaşı izledi.

Arkasından, 1948 Londra Olimpiyatları geldi. Olimpiyatların bilincine de onlarla vardım: Bu arada, 1936'da Berlin'de olup bitenleri de öğrendim.

Berlin'de büyük bir olay olmuştu: Almanya'da faşizm vardı; yalanlarını, en başta da ırkçılığını haykırıyordu. Berlin Stadı'nda, Hitler, her şeyi Alman milletinden bekliyordu; çünkü "üstün bir ırk"tan geliyordu Almanlar.

Ne var ki, o günlerden birinde, Amerikalı ve Siyahi Jesse Owens, 100 ve 200 metre koşu başta olmak üzere, dört madalya kazanıyor ve Hitler'in arî ırkın üstünlüğü faraziyesini binlerce insanın huzurunda, bizzat Hitler'in de gözlerinin önünde on paralık ediyordu.

O olay ve Jesse Owens unutulmadı ve unutulmayacak.

Sporun ileri ve ilerici bir anlamı vardır...

*

Eski Yunan'da, olimpiyatlar, Yunanlılar arasında Zeus onuruna düzenlenen yarışmalardı. Savaşın o dünyayı altüst ettiği bir sırada, "tanrıların çok sevdiği oyunlar" olarak, barışı getirsin diye dört yılda bir düzenlenir oldu.

Çağdaş dünyada, bu güzel geleneğin ülkeler arasında kültür alışverişine yol açması için, Baron Pierre de Coubertin'in önayak olması ve 1896'da Atina'da ilk olimpiyat oyunlarının yapılması pek güzel olmuştur.

O tarihten beri de yapılıyor.

Barışa bugün de yarın da ihtiyacımız var...

2008 Pekin Olimpiyat Oyunları, büyüleyici bir açılışla başlamıştı; geçen pazar günü de, yine büyüleci bir kapanışla sona erdi.

"Büyüleyici" diyoruz ama yetmez...

Çin, eski ve büyük bir uygarlık ve kültür olarak, olan bitene damgasını vurmuştur. Gelecekteki olimpiyatlar için de bir örnektir. Çin'de, devlet ve toplumu da, olaya birlikte sahip çıktılar ve şahane bir eser yarattılar.

Sözü, bize de getirelim.

*

Gazetelerde bir "madalya durumu" listesi.

81'lik listede, en sonda Moldova var.

Ama önemli olan başları: Çin, ABD, Rusya, İngiltere, Almanya, Avustralya, Güney Kore, Japonya, İtalya, Fransa... diye sıralanıyorlar.

En parlak durumda olan Çin: 51 altın, 21 gümüş, 28 bronz olmak üzere, tam 100 madalya. Ondan sonra gelenler, madalya azala azala listede.

Biz, Türkiye 37. sırada: 1 altın, 4 gümüş, 3 bronz madalya.

Bu madalyaları kazanan sporcularımızı elbette yürekten kutluyoruz.

Ama milletçe üzücü durumdayız; Hikmet Bila'nın deyişiyle "madalya fukarası"yız.

Niçin öyleyiz?

Şundan: Olimpiyatlarda başarıya kavuşanlar ve madalyalarla ödüllendirilen sporcular, sporu bir "yaşam biçimi" haline getirmiş ülkelerden çıkıyor; o ülkelerde spor, ilköğretimden üniversiteye, her aşamada eğitimle iç içe geçmiştir; o ülkelerde, sporun her dalı için büyük ve sürekli yatırımlar yapılmıştır.

Olimpiyatlarda, madalya olarak devşirilen, başta toplumun yaptığı yatırımın karşılığıdır.

Biz, toplum olarak bunu yapmış değiliz.

Spor olarak, bellediğimiz "futbol"dur; o ise spordan çok başka bir şeydir.

Sporu bir değer olarak bellemeliyiz; ve oradan hareketle, "Sporda Devlet Politikasımız" olmalı. Eğitimden başlayıp yaşamın her alanında yaşanan bir politika!

Önümüzde zaman da azalmıştır: 2023'te 1923 Devrimi'nin 100. yılını kutlayacağız.

İçinde spor fethimizle ilgili bir şeyler olmayacak mı?

Bugünden kollarımızı sıvalayalım; ve "ata sporu güreş"ten başlayarak..."

Şimdi de geride kalan haftadan bazı haberleri hatırlayalım:

"BM Genel Sekreteri Ban Ki-Mun, Çin hükümeti ve halkını, Pekin-2008 Olimpiyat Oyunları'nın son derece başarılı bir biçimde düzenlenmesi dolayısıyla kutladı.

BM Genel Sekreteri Ban, Çin'in başkenti Pekin'de düzenlenen 29. Yaz Olimpiyat Oyunları'nın sona ermesi dolayısıyla bir açıklama yaparak, oyunların, uluslararası toplumun diyalog ve karşılıklı anlayış temelinde uluslararası barış ve uyuma katkıda bulunduğunu söyledi.

Ban, bu kapsamda Çin hükümetinin ve halkının, oyunların çok başarılı geçmesinden dolayı gururlu olmalarının son derece doğal olduğunu bildirdi ve Çin'e, tüm dünyadan sporcuları ''olimpiyat ruhu, işbirliği ve iyiniyeti'' çerçevesinde biraraya getirmek için gösterdiği ''eşsiz'' çabalardan dolayı tebriklerini iletti."

"Çin yönetiminin Rusya'nın 2014 Kış Olimpiyatları'nı Soçi'de düzenleme hakkını desteklediği bildirildi.

China Daily gazetesinin haberinde Çin Devlet Başkanı Hu Jintao'nun Duşanbe'de Rusya lideri Dimitri Medvedev'le görüşürken, Rusya'nın oyunları düzenlemesini desteklemenin yanı sıra kış oyunlarının başarısı için organizasyon ve güvenlik konusunda her türlü yardımı yapmaya hazır olduklarını ilettiği kaydedildi."

"Çin Devlet Başkanı Hu Jintao, "Şanghay İşbirliği Örgütü'nün (ŞİÖ) bölgesel güvenlik ve istikrarın sağlanmasında daha faal rol alması gerektiğini" söyledi.

Hu, Tacikistan'ın başkenti Duşanbe'de düzenlenen ŞİÖ zirvesinde yaptığı konuşmada, dünyada mücadele edilmesi gereken 3 kötülük olduğunu ifade ederek, bunların; uluslararası terör, aşırıcılık ve uyuşturucu kaçakçılığı olduğunu kaydetti.

Çin Devlet Başkanı Hu, son zamanlarda ŞİÖ ülkelerinin, örgütün güçlendirilmesi, güvenlik ve istikrarın sağlanması ve diğer problemlerin çözümüne yönelik çok çaba harcadığını ifade etti.

ŞİÖ ülkelerinin, kendi ülkelerinin toprak bütünlüğü ve egemenliğiyle ilgili olarak müşterek tutum sergilediğini söyleyen Hu, örgüt çerçevesinde ekonomik işbirliğinin daha da geliştirilmesine önem verilmesi gerektiğini belirtti."

"Şanghay İşbirliği Teşkilatı zirvesi için Tacikistan'ın başkenti Duşanbe'de bulunan Çin Devlet Başkanı Hu Jintao, zirvenin ardından Türkmenistan'ı ziyaret edecek.

Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbanguli Berdimuhamedov'un geçen yıl yaptığı Pekin ziyaretinden sonra Çin liderinin Aşkabat ziyaretinde tarafların başta enerji olmak üzere iki ülkeyi yakından ilgilendiren uluslararası meseleler, eğitim, siyasi, ekonomik ve kültürel alanlarda işbirliğini ele alması bekleniyor.

"Hu ve Berdimuhamedov, 2007 yılında temeli atılan Türkmenistan-Çin boru hattı projesinin hayata geçirilmesi sürecini de değerlendirecekler. Berdimuhamedov, daha önce yıllık 30 milyar metre küp doğal gaz kapasiteli olarak planlanan projenin kapasitesinin 40 milyara çıkarabileceklerini ifade etmişti.

Türkmen tarafı bu projeyi "yüzyılın projesi" olarak adlandırırken, söz konusu hattın 2009 yılında sevkıyata başlaması planlanıyor. Görüşmelerin ardından iki ülke arasında işbirliğinin geliştirilmesini öngören birçok anlaşmaya da imza atılması bekleniyor.

İki ülke arasında, diplomatik ilişkilerin 6 Ocak 1992 tarihinde kurulmasından bu yana toplam 69 anlaşmaya imza atıldı. Ticari ilişkiler giderek gelişirken, 2000-2007 yılları arasında dış ticaret hacmi 18 kat arttı. 2008 yılının ilk yarısındaki verilere göre Çin, Türkmenistan'ın dış ticaretinde beşinci sırada bulunuyor. Türkmenistan Çin'e tarım, kimya ve tekstil ürünleri ihraç ederken, Çin'den metal ürünleri, araç, elektrik ve inşaat malzemesi ithal ediyor.

Türkmenistan'da halen Çin sermayeli 30 şirket, enerji ve telekomünikasyon gibi sektörlerde faaliyet gösteriyor."

"Irak ile Çin arasında 3 milyar dolarlık petrol anlaşmasına varıldı. Böylece devlete ait Çin Ulusal Petrol Şiketi (CNPC) devrik Saddam Hüseyin rejimi sonrasında Irak'la anlaşma imzalayan ilk yabancı firma oldu. Irak Petrol Bakanı Hüseyin el Şahristani'nin Çin'i ziyareti sırasında varılan anlaşma, 1997'de yapılan bir anlaşmanın canlandırılmasıyla, CNPC'ye başkent Bağdat'ın güneyindeki El Ahdab petrol sahasında petrol arama yetkisi veriyor. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Kin Gang, anlaşmanın piyasa kurallarına uygun olduğunu ve üçüncü tarafların çıkarlarına zarar vermediğini söyledi."

Haftaya devam etmek üzere seni özlem ve sevgiyle kucaklıyorum.

Öptüm.

Baban Cemil Kaptan

29 Ağustos 2008

"Acının Tutanakçısıyım

Acının tutanakçısıyım

Anlatıp dururum aşkları

Ayrılıkları ve o destan

Yalnızlığını ömrümüzün

Göçebe, Gezgin ve Aylak

Birmiydim aklıma gelmedi

Bir çingeneyle bir bilici

Hep ayni şeydi bildiğim

Ve serseriliğimdi aşklar

Bir masalcıydım belki de

Yaşadım o büyük serüvenleri

Yolculuklar tarihimdi benim

Acılar yaşanıyordu yurdumda

Pespese yakılıyordu kentler

Bense hep oralardaydım

Daha yangın başlamadan önce

Ahmet Telli"

  İlgili Haberler
  Yorumunuzu Gönderin
Yayın Çizelgesi
Günlük Konuşma
• Ders 45 Kayıt yaptırmak
• Ders 44 Kaybedilen önemli belgeler için bildirimde bulunmak
• Ders 43 Kredi kartı kullanmak
• Ders 42 Havale yapmak
• Ders 41 Ödemek
Diğer>>
Tavsiye Edilen Programlar
• Çin döviz rezervleri ve Amerika
• Amerika'yı "kazanmak" stratejisi
• "Avrupa futbol takımları 18 yaşı altındaki yabancı futbolcuları almamalı"
• Çin Seddi'nde Beşiktaş kutlaması
• "Çıplak ayaklı doktorlar"dan köy hastanelerine
• Makam sanatının "ilkbaharı" için
• Dışlanan rejimlerle ilişkiler...
• An Lee, Booker ödüllüromanını peyaz perdeye aktaracak
• Almanya Badminton Açık Turnuvası'nda en büyük galibiyet Çin takımının
• "Çirkin ördek yavrusundan güzel kuğu"ya dönüşen halterci Chen Xiexia
Diğer>>
china radio international china radio international

© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040