|
|||||||||||||||||||||
|
Türkiye ile İran arasında dün (14 Ağustos) İstanbul'da güvenlik ve ekonominin de dahil oluğu 5 alanı kapsayan bir işbirliği anlaşması imzalandı ve enerji işbirliğinin güçlendirilmesine ilişkin ortak açıklama yayımlandı. Gözlemciler, ABD ve İsrail'in şiddetle karşı çıkmasına karşın, iki ülkenin çeşitli alanları kapsayan işbirliğini derinleştirmekte ısrar etme nedeninin karşılıklı ihtiyaçlarda yattığı görüşünü dile getiriyor.
İmza töreninin ardından düzenlenen basın toplantısında Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve İran Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinejad, Orta Doğu bölgesinde komşu ve iki büyük ülke olan Türkiye ile İran'ın uzun geçmişe ve zengin parlak kültürlere sahip olduğunu, iki ülke arasındaki dostluk ve işbirliği ilişkilerinin geliştirilmesinin bölgenin barış ve istikrarı için yararlı olduğunu fikir birliğiyle dile getirdi. İki lider, ikili ilişkilerin mevcut durumundan memnuniyet duyduklarını ve her alandaki işbirliğini içişlerine karışmama temelinde ilerletmeye devam edeceklerini kaydetti.
Gözlemciler, Türkiye ile İran'ın, ABD ve İsrail'in şiddetle karşı çıkmasına karşın, aralarındaki işbirliğini güçlendirme konusunda anlaşmaya varmasını çeşitli nedenlere bağlıyor.
Her şeyden önce ekonomik ihtiyaçlar geliyor. Batılı ülkelerin uyguladıkları yaptırımlara maruz kalan İran, bir yandan makine ve askeri ürünlerin ithalatına acil ihtiyaç duyuyor, diğer yandan da ekonomisini geliştirmek için enerji ürünlerini ihraç etmek istiyor. Türkiye ise Avrupa'ya açılan önemli bir ticaret koridorunda yer alıyor. Enerji kıtlığı yaşayan Türkiye, İran'la dostluk ilişkilerini koruyarak, hem bu ülkenin sahip olduğu zengin petrol ve doğal gaz kaynaklarını kendi enerji istikrarı için bir güvence haline getirebilir, hem de Orta Asya ülkeleri ile arasındaki ekonomik ilişkileri İran aracılığıyla geliştirebilir. İki ülke liderleri dün yaptıkları konuşmalarda önümüzdeki 4 yıl içinde ikili ticaret hacmini 10-20 milyar ABD Dolarına çıkaracaklarını belirtti. İki ülke tarafından aynı gün yayımlanan enerji işbirliği konulu ortak açıklamada da, bu alandaki işbirliğinin her iki tarafa yarar sağlayacağı kaydedildi.
İkinci sırada siyasi ihtiyaçlar geliyor. ABD ve İsrail, Türkiye'yi Orta Doğu bölgesinde askeri bakımdan güvenilir bir siyasi müttefik olarak kabul ederken, İran'ı düşman olarak görüyor. Başında ABD'nin bulunduğu Batılı ülkelerin uyguladığı ciddi yaptırımlar karşısında İran'ın, Batılı ülkeler üzerinde belli bir etkiye sahip olan Türkiye'yle ilişkilerini yakınlaştırması, kuşkusuz bir yandan karşı karşıya olduğu uluslararası baskıları hafifletebilir, diğer yandan da ABD'nin askeri niyetini anlamasına yardımcı olabilir. İran Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinejad, kısa süre önce yaptığı konuşmada, Türkiye'nin İran ile ABD arasındaki temaslarda önemli rol oynayabileceğini söylemişti. Bazı komşu ülkelerle etnik sorunlar, sınır anlaşmazlıkları ve su kaynakları gibi konularda sıkıntılar yaşayan Türkiye için bölgenin büyük ülkelerinden biri olan İran'la dostluk ilişkilerini geliştirmek hem güvenliğinin korunması bakımından yararlı olabilir, hem de PKK'yla mücadelede ABD ile pazarlık payını arttırabilir. Bunun için Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, İran nükleer sorunun, nükleer silahların yayılmasının önlenmesi ve İran'ın sahip olduğu yasal hak ve çıkarlara saygı gösterilmesi doğrultusunda diplomatik yollarla çözülmesi gerektiğine işaret etti.
Son olarak da güvenlik ihtiyaçları geliyor. İki ülke Kürt sorununda önemli ortak çıkarlara sahip. Günümüzde sürekli terör olayları çıkaran hükümet karşıtı Kürt örgütleri her iki ülkenin güvenliği için ciddi tehditler oluşturuyor. Türkiye ve İran için aralarındaki işbirliğini güçlendirme, bu tehditle mücadele etmenin iyi bir yolunu oluşturuyor. Bunun yanı sıra Irak'ın kuzeyinde etkisi gittikçe güçlenen Kürtlerden çıkan bağımsızlık sesleri de sürekli artıyor. Irak'ın kuzeyindeki Kürtlerin bağımsızlıklarına kavuşması, Türkiye ve İran içindeki Kürtlerin bağımsızlık arayışlarını da kışkırtacak. Bu da hiç kimsenin görmek istemediği bir sonuç. Bundan dolayı Türkiye ve İran, sınırları içindeki Kürt güçlerine karşı yönelik askeri opersyon yürütmenin yanı sıra, Kuzey Irak'ın bağımsızlığına ilişkin tutumlarda eşgüdüm sağlamaya çalışıyor. İki ülke arasında dün imzalanan güvenlik işbirliği anlaşması bunun bir kanıtını oluşturuyor.
Gözlemciler, Türkiye ve İran'ın çeşitli nedenlerden dolayı yakınlaşmak istemelerine karşın, iki ülkenin sahip olduğu farklı ideolojinin ikili ilişkilerin gelişmesini belli ölçüde engelleyeceği görüşünü savunuyor. Bunun yanı sıra, her iki ülkenin Ortadoğu ve Orta Asya bölgelerinde büyük ülke olma rüyasını gerçekleştirme peşinde koşmasının da çıkar çatışmasına neden olabileceği görüşü dile getiriliyor. Son olarak ABD ve İsrail'in önemli müttefiklerinden biri olan Türkiye'nin, bu iki ülkeden gelen baskıları da göğüslemesi gerekiyor. Türkiye ile İran arasında, İran'ın doğal gaz ihracatı konusundaki işbirliğinde anlaşmaya varılamaması bunu kanıtlıyor.
© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040 |