|
|||||||||||||||||||||
|
Dost şehirler, sevgili, anne şehirler
Nice anılar, nice mutluluklar yaşadım her birinizde
Delikanlı bir sevinçle sokaklarınızdan geçtiğim oldu
Kederli günlerim oldu aklımı yitiresiye
Sonsuz kareli bir film gibi
Yaşamım geçiyor belleğimden
Tekrar etmek duygusu
Her şeyi yeniden, yeniden...
Bir sabah tanıdık bir şehre girerken
Hüzünlü, tuhaf şeyler düşünür insan
Sadece o şehrin değil
Kendisinin de değiştiği duygusundan...
Ataol Behramoğlu'nun, çok sevdiğim bir şiirinden alıntıyla ,merhaba demek istedim bugün, sevgili dinleyiciler. Bir "Türklerin Gözüyle Çin" programımızla daha sizlerleyiz. Şairinde dediği gibi, tanıdık bir şehri konuşacağız konuğum, Sayın Fikret İlze'yle.
CRI- Öncelikle yoğun iş temponuzda bana vakit ayırdığınız için, çok teşekkür ederim, Fikret Bey. Dinleyicilerimize kendinizi tanıtmanızı rica ediyorum. Kimdir Fikret İlze?
Fikret İlze- 1966 yılında, Bingöl'de doğdum. Ailem, ben iki- üç yaşındayken, İstanbul'a göç ettiği için, İstanbul'da yaşadım. İstanbul'da ilkokul, ortaokul ve liseyi bitirdikten sonra, üniversite için, beş yıl Mersin'de yaşadım. Otuz yaşlarında, Türk Hava Yollarına girdim. Yolcu hizmetleri bölümünde, bilet satış bölümünde çalıştıktan sonra, 2004 yılında, Nisan'ın 12'sinde Beijing'e tayinim çıktı. O zamandan beri de Beijing'deyim.
CRI- Çin'e gelmeden önce sizce Çin, nasıl bir ülkeydi ve geldikten sonra, düşüncelerinizde ne tür değişiklikler oldu?
F.İ.- Çin'e gelmeden evvel Çin'le ilgili düşüncelerimin başında gelen Çin'in, çok büyük olduğu ki, halen aynı düşünce geçerli. Nüfus yoğunluğu tabiî ki. Nüfus yoğunluğu değil de aslında, nüfus çokluğu. Bir milyar üç yüz elli milyon insanın yaşadığı devasa bir ülke. Ekonomisinin büyüklüğü. Geldikten sonraki farklılıklarsa, Çin'le ilgili olarak, Çin'in, bu kadar gelişmiş olduğunu düşünmüyordum. Gelip, gördükten sonra Çin'in gerçekten ne kadar kısa bir süre de büyük değişimi ve gelişimi yakalamış olduğunu gördüm. En büyük farklılık bu.
CRI- Ülkenizden bu kadar uzakta görev yapmanın, zorlukları ya da kolaylıkları nelerdir?
F.İ.- En büyük zorluğu mesafe. Giderken ve gelirken, gün dönüyor. En azından buradan bile, mesafenin büyüklüğünü görebiliyoruz ki, Allahtan Türk Hava Yolları var. Mesafeleri kısalaştırıyor, bizler için.
CRI- Peki, uzun sayılabilecek bir yolculukla, iki ülke arasında seyahat eden Çinli yolcuyu, yakından gözlemleme şansına sahipsiniz. Çin, insanı nasıl bir seyahatçi tipi sergiliyor?
F.İ.- Çin insanı için söyleyebileceğimiz seyahat tipi olarak, ikiye bölebiliriz. Bir tanesi, gerçekten sürekli seyahat eden, kuralları bilen, zamanında gelip, giden yolcu. Diğer tipte, çoğunlukla yurtdışına, çok fazla işçi gönderen bir ülke Çin. Türk Hava Yollarını da kullanıyorlar bu anlamda. Tabii ki bunlarda grup liderleriyle hareket ettiklerinden dolayı, zamanında havaalanında bulunma, zamanında olması gereken yerlerde oluyorlar. Kurallara uyma konusuna değinecek olursak, çok fazla kurallara uyamıyor, bildiği kadarıyla uyuyor diyebiliriz.
CRI- Çin'deki meslektaşlarınızın işe bakışı nasıl? Nasıl iş arkadaşılar? Türkiye'deki meslektaşlarınızdan farkları nedir?
F.İ.- Türkiye'deki arkadaşlarımızın, işlerine bakış açısı daha farklı. Çinlilerden. Tabii ki, herkes çalışacak, herkes görevini yapacak. Türklerin, işlerine bakış açısı, sahiplenme. Yaptıkları işi, kendi işleri gibi görüp, o şekilde götürmeleri. Ama Çinliler, sadece bir iş olarak bakıyorlar. Yani, o işi sahiplenmiyorlar. Bir işi yaptıktan sonra geriye dönüp, bir eksikliği, bir yanlışlığı var mı,yok mu gibi, herhangi bir meseleleri yok içlerinde. Görevlerini yaptıklarına inandıklarında işlerini de yaptıklarını düşünüyorlar.
CRI- Peki, hayata nasıl bakıyor Çinli insan?
F.İ.- Hayatı seviyorlar. Hayattan zevk almayı seviyorlar. Zaten Beijing'de, dışarıya çıktığınızda bir akşam üzeri, bir çok Çinlinin, dışarıda yemek yediğini ve yalnız yemek yemediğini, arkadaşlarıyla, aileleriyle, akrabalarıyla toplanarak birlikte, dışarıda eğlenerek yemek yediklerini görürsünüz. Eğlenmeyi seviyorlar, hayattan zevk almayı seviyorlar.
CRI- Beijing'de, olimpiyat oyunları, çok yakın zamanda gerçekleşecek. Bu konuda neler düşünüyorsunuz?
F.İ.- Bir olimpiyat şehrinde bulunmak güzel bir şey. Onu yaşıyor olmak güzel bir şey. Güzelliklerini yaşayacağız inşallah hep birlikte, daha iki ay zamanımız var. Ama, biz şimdiden zorluklarını yaşamaya başladık olimpiyatların Beijing'de maalesef . Umut ediyorum, güzel bir olimpiyat dönemi geçireceğiz on beş gün burada.
Değerli dinleyiciler, Sayın Fikret İlze'yle, sohbetimize önümüzdeki hafta aynı gün devam edeceğiz.
© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040 |