|
|||||||||||||||||||||
|
Lübnan'ın ikinci büyük şehri Trablus'ta dün (13 Ağustos) meydana gelen bombalı saldırıda, 10'u asker en az 17 kişi öldü. Şubat 2005'te Lübnan eski Başbakanı Refik Hariri'nin ölümüyle sonuçlanan saldırıdan sonra en çok can kaybına neden olan bu saldırı, Lübnan'da yeni kurulan hükümeti terörle mücadele konusunda zor bir sınavın beklediğini gösterdi.
Trablus'ta sabah mesaisine gidenlerle dolu otobüsü hedef alan bombalı saldırıda ölenler arasında 10 Lübnan askeri bulunuyor. Çok sayıda otomobil ve binada ciddi hasar yaratan olayın hemen ardından sıkı güvenlik önlemleri alınarak, kurtarma çalışmaları ve soruşturma başlatıldı.
Olayın sorumluluğunu üstlenen kişi ya da örgüt olmazken, Lübnan askeri makamları, saldırının askerleri hedef aldığını savundu. Yerel basında ise, orduyu hedef alan bu saldırının Fetih el İslam adlı silahlı örgüt tarafından, Lübnan ordusunun geçen yıl Trablus yakınlarındaki Nehr el Bared Mülteci Kampı'na düzenlediği askeri harekâta karşı yapılan bir misilleme olabileceği belirtildi.
Hatırlanacağı gibi Lübnan ordusu ile Fetih el İslam örgütü arasında geçen yılın 20 Mayıs günü Nehr el Bared Kampı ve yakınlarında başlayan çatışmalar yaklaşık 100 gün sürmüş, bu süreçte 168 Lübnan askeri ile 222 Fetih el İslam militanı ölmüş, örgütün çok sayıda mensubu ise kamptan kaçmıştı. Lübnan ordusunun arama operasyonları devam ederken, Fetih el İslam militanları Lübnan ordusuna defalarca saldırı düzenledi. Bunlardan biri, Lübnan askeri istihbaratının Trablus yakınlarında bulunan merkez kampına karşı düzenlenen ve bir kişinin ölümüyle sonuçlanan saldırıydı.
Gözlemciler, saldırının Trablus'taki siyasi gelişmelerle bağlantısına da dikkat çekiyor. Farklı dini mezhep ve siyasi partilerin faaliyet gösterdiği Trablus, geçen Mayıs ayından itibaren parlamentodaki çoğunluk grubunu destekleyen Sünniler ile muhalefeti destekleyen Aleviler arasında çatışmalara sahne oldu. Onlarca kişinin ölümüne yol açan çatışmaları durdurmak için bölgede çok sayıda Lübnan askeri birliği konuşlandı. Böyle bir ortamda yapılan saldırının Lübnan ordusuna ağır darbe indirmeyi amaçladığı çok açık.
Bunun yanı sıra saldırının, Lübnan ile Suriye arasındaki ilişkilerin normalleşmesini engelleyerek yeni kurulan Lübnan hükümetini zor durumda bırakmayı amaçladığı da öne sürüldü.
Saldırı, Lübnan Devlet Başkanı Mişel Süleyman'ın tarihi Suriye ziyaretine denk geldi. Suriye'nin Nisan 2005'te Lübnan'daki askerlerini geri çekmesinden bu yana Suriye'yi ziyaret eden ilk Lübnan devlet başkanı olan Mişel Süleyman, Suriye liderleriyle iki ülke arasında diplomatik ilişkilerin kurulması konusunu ele alıyor. Gözlemciler, saldırının Lübnan-Suriye ilişkilerinin normalleşmesini istemeyenler tarafından düzenlenmiş olabileceği ihtimali üzerinde de duruyor. Nitekim Lübnan Millet Meclisi Başkanı Nebih Berri, böyle bir zamanda düzenlenen bu saldırının, Lübnan'ın Suriye'yle ilişkileri normalleştirme çabasına darbe indirmeyi amaçladığını savundu. Ayrıca saldırıdan bir gün önce Fuad Siniora başkanlığındaki Lübnan yeni hükümeti, parlamentodan güvenoyu alarak çalışmalarına başladı. Dolayısıyla saldırının bir amacının, yeni kurulan hükümete ağır darbe indirerek ülkedeki ulusal barış sürecini engellemek olduğu yönünde tahminler de yapılıyor.
Lübnan Başbakanı Fuad Siniora, saldırının hemen ardından yaptığı açıklamada, teröre asla boyun eğmeyeceklerini vurgulayarak, hükümetin çalışmalarının saldırıdan etkilenmeyeceğinin altını çizdi. Buna rağmen saldırının, Lübnan'da yeni hükümetin ekonomik gelişme ile ulusal barış sürecini ilerletirken, teröre karşı da yoğun ve zorlu bir mücadele vereceğinin habercisi olduğu savunuluyor.
© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040 |