Kore Cumhuriyeti (KC) Cumhurbaşkanı Lee Myung-bak dün (6 Ağustos) resmi bir ziyaret için Seul'da bulunan ABD Başkanı George W. Bush'la görüşerek, KC-ABD ilişkileri ve diğer konuları ele aldı. İki taraf, görüşmeden sonra düzenlenen basın toplantısında, KC ile ABD arasındaki stratejik ittifak ilişkilerinin sağlamlaştırılması ve Kore Yarımadası'ndaki nükleer sorun ve benzeri alanlardaki işbirliğinin genişletilmesi üzerinde fikir birliği sağladıklarını belirttiler.
Bush'un KC ziyareti, Lee Myung-bak'ın geçen Nisan ayında yaptığı ABD gezisine iade-i ziyaret niteliği taşıyor. Bush ve Lee Myung-bak, Nisan ayında Washington'da yaptıkları görüşmede, 21. yüzyılı kapsayan stratejik ittifak ilişkileri oluşturulması üzerinde fikir birliğine varmıştı. İki lider dünkü görüşmede de, ittifak ilişkilerini sağlamlaştırıp ilerletmenin dayandığı ilkeleri yineleyerek, gelecekteki somut işbirliği konusunda fikir birliği sağladı ve ikili işbirliğini sadece dışişleri ve güvenlik gibi geleneksel alanlarla sınırlandırmayıp çevre, ekonomi, enerji, bilim ve teknoloji alanlarından bölgesel ve küresel sorunlara kadar genişletmeyi kararlaştırdı. KC'deki basın kuruluşları, Bush'un ziyareti ve varılan işbirliği anlaşmalarının, iki ülke arasında "dana eti krizi" nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığın giderilmesi ve ikili ilişkilere ivme kazandırılmasına yardımcı olacağını belirttiler.
Kore Yarımadası'ndaki nükleer sorun, KC-ABD zirvesinin gündemindeki önemli maddelerden biri oldu. Görüşmeden sonra iki tarafın yayımladığı ortak açıklamada, 6'lı Görüşmeler'de 19 Eylül Ortak Deklarasyonu'nun ikinci uygulama aşamasında kaydedilen ilerlemelerin olumlu karşılandığı ve bu ilerlemelerin Kuzeydoğu Asya bölgesindeki barış ve istikrarın yararına olacağı belirtildi. Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti'nin (KDHC) nükleer planını denetime tamamen açması gerektiğine işaret edilen açıklamada, bu ülkeye nükleer programından bir an önce vazgeçmesi çağrısında bulunuldu ve KC ile ABD'nin, bunun için gerekli önlemlerin hayata geçirilmesini, 6'lı Görüşmeler'e katılan diğer taraflarla birlikte sağlayacağı kaydedildi.
KC-ABD Serbest Ticaret Anlaşması konusu da, dünkü zirve toplantısının önemli görüşme maddelerinden biri oldu. Geçen yıl imzalanan Serbest Ticaret Anlaşması iki ülke parlamentoları tarafından henüz onaylanmadı. Dün yayımlanan ortak açıklamada iki lider, anlaşmanın her iki ülkenin de ekonomik büyümesi için yararlı olacağı gibi, ikili ilişkilerin ileriye taşınmasına da yardımcı olacağını yineledi ve iki ülke parlamentolarına anlaşmayı bir an önce onaylama çağrısı yaptı. Ancak KC kamuoyunda, ABD Kongresi'nde çoğunluğa sahip olan Demokrat Parti'nin Serbest Ticaret Anlaşması'na karşı çıkması nedeniyle, anlaşmanın Bush döneminde onaylanıp yürürlüğe girme olasılığının düşük olduğu görüşü hakim.
ABD, bu yıl içinde personel değişimi programı çerçevesinde bu ülkeye yıl içinde kısa vadeli ziyaret yapacak olan KC vatandaşlarına vize muafiyeti uygulamayı ve her yıl 5000 KC vatandaşı öğrenciye 1 yıl süreyle öğrenim ve çalışma vizesi vermeyi kabul etti. KC ise, ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi NASA'nın çok uluslu Ay keşif planına faal şekilde katılmayı ve uzay çalışmalarında bilimsel-teknolojik işbirliğini güçlendirmeyi taahhüt etti. İki taraf ayrıca, küresel ısınma gibi konulardaki işbirliğini de güçlendirecek.
Bush'un ziyaretinden önce KC'ndeki basın kuruluşları, ABD'nin KC'den Afganistan ve Irak'a askeri takviye yapmasını isteyip istemeyeceğinin merak edildiğini yazmıştı. KC Cumhurbaşkanı Lee Myung-bak, Bush'la görüştükten sonra yaptığı açıklamada, Bush'un KC'nin Afganistan, Irak ve Lübnan'a asker göndermesine teşekkür ettiğini, ancak askeri takviyeden hiç söz etmediğini belirtti. KC'ndeki basın kuruluşları, ABD'nin önümüzdeki dönemde, ikili ilişkilerin geliştirilmesi için KC'nin ABD liderliğindeki uluslararası harekatlara katılmasını isteyeceğini belirtiyor. İki liderin dünkü görüşmede askeri takviye gibi hassas bir konuyu ele almaktan kaçınmasının, her iki tarafın da KC-ABD ilişkilerinin kırılgan olduğunu kavradığı ve stratejik ittifak ilişkilerine yeni yük getirilmemesi için tartışmalı konuları bir yana bırakıp, zirve toplantısında samimi ve dostça atomesfer yaratmaya çalıştıkları savunuluyor.
Yorumunuzu Gönderin
