|
|||||||||||||||||||||
|
Tabii bu, yalnızca açılış gününe ait etkinliklerin durumu. Onun dışında, geçen programda da bahsetmiştim, bu ay içinde, Pekin'de üç yeni metro hattı hizmete girdi. 8 ve 10 numaralı hatlar ile havaalanı ekspres hattı. 8 numaralı hat, 10 numaralı hattın Bei Tu Cheng istasyonundan yapılan aktarma ile olimpiyat merkezine ve olimpiyat köyüne gidiyor. Bu hatta henüz binme şansım olmadı, en kısa zamanda bineceğim. 10 numaralı hatta ise geçen hafta, sırf denemiş olmak için, görmek için, normalde 1 saat 25 dakika olan radyodan eve dönüş süremi yaklaşık yarım saat daha uzatmak pahasına bindim. 1. hat üzerindeki Guomao istasyonundan 10. hatta aktarma yaparken, bence hangi istasyona gideceğinize bağlı olarak hangi yöne gitmeniz gerektiği konusunda çok açıklayıcı tabelalar yok. Ben Çince biliyor olmama karşın, ilk defa kullandığım ve istasyonların adını, hangi istasyonun hangi yönde olduğunu bilmediğim için, hangi tarafın kuzey, hangi tarafın güney olduğu, hangi merdivenden metroya inip hangi yöne doğru giden metroya binmem gerektiği konusunda yarım dakikalık bir tereddüt yaşadım, istasyon isimlerine baktım, tabelalara baktım. Neyse, sonunda, gideceğim istasyonun adını bildiğim için, varılacak bütün istasyonların adlarını tek tek gözden geçirmem de gerekse, hangi taraftan binmem gerektiğini buldum ve istasyona indim. İstasyon, rengi itibariyle farklı olsa da, yapı olarak 5. hatta çok benziyor. Fakat birinci hattan 10. hatta aktarma yaparken kullandığınız aktarma koridorları gerçekten çok güzel yapılmış. Motifler, duvarlar, şekiller, ışıklandırma, oldukça geniş ve ferah yürüme yerleri, size bir an için metroda aktarma yaptığınızı unutturup, sanki ya büyük bir gösteri merkezine gidiyormuşsunuz, ya da restorasyonu yeni bitmiş bir müzenin girişindeymişsiniz hissi veriyor. İşte bu hisle, aslında çok kısa olmayan yürüme mesafesini hiç hissetmeden, etrafınıza hayran hayran bakarak kat ediyorsunuz.
İstasyon 5. hattın çok benzeri dedik, fakat tren farklı. Trenin dış görünüşü, renk ve şekil itibariyle farklı ve hoş tasarlanmış. İçi ise daha da farklı. Koltukların şekli ve yapısı, estetik bir bakışla tasarlanmış. "Metro koltuğu sonuçta, koltuk nasıl estetik olur ki" derseniz, eski 304 ya da Prenses marka yolcu otobüslerinin koltukları ile, Ulusoy'un Neoplan otobüslerinin koltuklarını kıyaslamanızı öneririm, sanırım fikir verir. Fakat benim dikkatimi çeken en önemli ayrıntı televizyonlar. Evet hemen hemen her metronun içinde, her hattın vagonlarının içinde televizyon var, fakat özellikle 1. hattaki televizyonlar hemen hemen her zaman ya kapalı, ya da bir yayın yok. Onun yerine "Pekin metrosuna hoşgeldiniz" şeklinde bir ibare yazıyor. 13 numaralı hattın televizyonları gibi sürekli yayın yapan televizyonlarda da, sanırım yayını dışardan alıyorlar olsa gerek, hat boyunca varolan tek tünele girildiği zaman yayın kesiliyor. Fakat 10. hattaki televizyonlarda sürekli yayın olduğu gibi, tüm televizyonlarda aynı yayın yok. Ben bindiğim zaman üç farklı yayın vardı. Bir tanesi, belgesele benzeyen bir film; bir tanesi olimpiyatları, sporları tanıtan animasyonlarla dolu, öğretici nitelikte bir program; bir tanesi de metroyu tanıtan, bir sonraki istasyonu, gidiş yönünü, o yöndeki son istasyonu yazan bir yayın yapıyordu. Yani üç farklı koltuğa oturup karşınızdaki televizyona baktığınız zaman üç farklı yayın görüyorsunuz, ve yayın hiç kesilmiyor, bozulmuyor.
Gelelim diğer hatta. Havaalanı hattı gerçekten farklı. 2. hattın en merkezi istasyonlarından olan Dongzhimen istasyonundan başlayan, eski havaalanı otobanının şehir merkezine giriş kavşağında bulunan San Yuan Qiao istasyonunda durup yolcu alan ve sonra kesintisiz olarak, 20 dakikadan kısa bir sürede havaalanının önce üçüncü, sonra ikinci terminallerine varıyor bu hat. Fakat şaşırdığım bir şey var... Ama olumsuz bir şaşkınlık... Pekin'de bütün metrolar birbirine bağlıdır ve örneğin 13. hatta binip, sonra bir istasyonda 2. hatta, sonra başka bir istasyondan 10. hatta, sonra başka bir istasyondan 1. hatta aktarma da yapsanız hepsi ücretsizdir, yalnızca bir kere biniş ücreti ödersiniz. Ben havaalanı hattına da Dongzhimen'den aktarma ile binildiği için onu da bu şekilde sandım. Fakat Dongzhimen istasyonunda inip, havaalanı ekspres hattını gösteren tabelaları izleyince, metronun çıkış gişelerine yönlendiriliyorsunuz. Bir an tereddüt yaşadım, "neden çıkıyorum ki" gibilerinden. Fakat tabelalar net olarak o tarafı gösteriyordu. Yanımda arkadaşım Edip vardı, onu Türkiye'ye yolcu etmeye gidiyordum, hem ona yardım edecek, hem de bu hattı ve yeni havaalanını görmüş olacaktım. Neyse, çıkıştan çıktık, biraz yürüdük ve havaalanı hattının gişelerine geldik. Geldiğimiz zaman Edip bana, "Alican şuraya bak" diyerek bir tabela gösterdi. Baktığımda sesli olarak bir şaşkınlık tepkisi verdim. Orada Çince ve İngilizce olarak "fiyat 25 yuan" yazıyordu. 25 yuan gerçekten çok yüksek bir fiyattı, hiç beklemiyordum. Özel havaalanı otobüsleri 16 yuandı ve pahalıydı. Özellikle normal otobüslerin, gittiğiniz mesafeye göre 0,4 ile 2 yuan arası, normal metronun ise nereden nereye giderseniz gidin, kaç aktarma yaparsanız yapın 2 yuan olduğunu düşünürseniz 16 yuan yüksekti, hele 25 yuan çok yüksekti. Neyse, içim acıyarak kartımı geçirdim ve istasyona indim. Bu metro diğer hatlar gibi üç-dört dakikada bir gelmiyordu, yaklaşık 10-15 dakikada bir geliyordu. Neyse metro geldi ve içine bindik. İçine bindiğimizde bu kez hoş bir şaşkınlık yaşadık. Normal metro gibi yan yana yapılmış ve esas olarak ayakta duracak yer bırakmak amacıyla yapılmış bir tasarım yoktu. Koltuklar, otobüs gibi, öne ve arkaya doğru konumlandırılmış, her vagonun içinde iki farklı yerde de, toplantı yapmak için düzenlenmiş izlenimi veren birbirine dönük ikişerli koltuklar vardı. Yani çok şık, lüks, profesyonel bir metroydu. Nereye oturursanız oturun ve önünüzde kim oturursa otursun sorunsuz şekilde görebildiğiniz televizyonlar, ben bindiğim zaman en ünlü Çinli bayan pinponculardan biri olan Zhang Yi Ning'in, bir Singapurluyu darmadağın ettiği maçı yayınlanıyordu. Biz de Edip ile Zhang her sayı kaybedişinde "tüh ya, ah be" gibi tepkiler vererek varana kadar bir taraftan o maçı izledik. Evet bir taraftan maçı izledik, bir taraftan da dışarıyı. Metrodan görünen manzara, ışıklandırma, kavşaklar, otların kesiliş biçimi, gerçekten çok profesyonelce. Benden başka kimse sırf görmek için o metroya biner mi bilmem ama eğer bu şekilde keyfî olarak binerseniz mutlaka gece binin ve pencereden dışarı bakın, eminim etkileneceksiniz. Ben iki senedir burada yaşıyor olmama rağmen etkilendim, Edip de öyle.
Yirmi dakikadan daha kısa süren bir yolculuk sonunda metrodan indiğimizde, yeni yapılan havaalanının üçüncü terminali, tüm ihtişamıyla karşımızdaydı. Metrodan inip havaalanının içine doğru, bir yokuş çıkıyorsunuz. Yokuş boyunca yürüyen zeminler var, eğer valiziniz varsa, enerji harcamadan çıkarabilirsiniz. Fakat o yokuş, havaalanına daha esrarengiz bir hava katıyor, çünkü yokuşu çıkıp bitirmeden havaalanının içini göremiyorsunuz, yalnızca binayı ve tavanı görüyorsunuz. Yokuş bittiğinde ve yavaş yavaş her yer görüş alanınızın içine girmeye başladığında ise, kendinizi küçük hissediyorsunuz. Son derece geniş, büyük, ferah, şık, temiz, lüks bir havaalanı. Üstelik büyüklüğüne rağmen son derece düzenli. Çince, İngilizce ve Korece olarak kocaman kocaman tabelalarla bir yeri karıştırma ya da kaybolma olasılığınız yok. İkinci terminalde olduğu gibi alt kat geliş, üst kat gidiş. Biz gittiğimizde erkendi ve bir şeyler yemeye vakit vardı. Oradaki güvenlik görevlilerinden birinin yanına gittim. Gittiğimde kendi aralarında sohbet ediyorlardı. Ben gidince bana yaklaştı ve İngilizce olarak klasik soruyu sordu "Can I help you?" Ben Çince cevap verince hemen arkada kalan arkadaşlarına baktı, hepsi şaşırıp gülüştüler. Şu sıralar yabancıların büyük çoğunluğu olimpiyatlar için geldiği ve Çince bilmediği için bunu beklemiyorlardı belli ki. Ben onlara KFC'nin yerini sordum. Bana hızlı bir şekilde "Şu tarafta KFC, eğer isterseniz şu tarafta Mc Donalds, şu tarafta da lokantalar var" diye gösterdi. Biz daha hızlı olacağı ve ne yiyeceğimizden emin olacağımız için Mc Donalds'ı seçtik. Mc Donalds'ın içinde küçük bir pastane vardı ve çok güzel çikolotalı pasta satıyordu. Ve ilginçtir, Pekin havaalanında hiçbir şey abartı pahalı değil. Ben İstanbul Havaalanı'nda, bir keresinde "olsa olsa normalin iki-üç katıdır" diyerek fiyatını sormadan aldığım iki poğaça, bir dilim kek, bir kola, bir de biraya 30 liraya yakın hesap geldikten ve bir başka defa da "En azından Burger King aynı fiyattır" diye girdiğim Burger King'de de normalde 6 lira olan menüye 15 lira civarı hesap ödediğimden beri, havaalanında bir şey yiyip içmeye korkuyorum, ama Pekin havaalanı böyle değil. Mc Donalds da, KFC de her yerdekiyle aynı fiyat. Ayrıca o çok lezzetli kek de 15 yuan, ki birçok pastanede, ya da Starbucks gibi yerlerde benzer keklerin fiyatı 20-30 yuan arası değişiyor. Lokantalarda da yerseniz durum aynı, Türkiye'deki "nasılsa burada, eli mahkum, yiyecek, yolalım" mantığı burada yok, tüm fiyatlar makul.
Bu şekilde yemeğimizi ve kekimizi yedikten sonra Edip'i yolcu ettim ve 25 yuanlık lüks metroya binerek geri döndüm. Ben metrodayken Edip'in mesajı, bende günün son şaşkınlığına neden oldu: "Alican, bu havaalanı gerçekten büyük, pasaport kontrolünün olduğu yere gitmek için havaalanının içindeki bir metroya bindik, 4-5 dakikada vardık". Evet havaalanı gerçekten şık, ferah, net ve de oldukça büyük. Kimsenin hayal kırıklığı yaşamayacağına ve de çamur atmak isteyenlerin bahane bulamayacağına eminim.
Aslında bu programda size olimpiyat bilet durumlarından da bahsetmek istiyordum, fakat vakit kalmadı. Onu da bir sonraki programda anlatırım. Çincesini öğreneceğimiz kelimelerle bu haftaki programı noktalayalım. Havaalanı demek için ji(1) chang(3). Mc Donalds'ın Çincesi mai(4) dang(1) lao(2). KFC'nin Çincesi ken(3) de(2) ji(1). Terminalin Çincesi hang(2) zhan(4) lou(2). Burada zhan(4) istasyon demek. Daha önce metro demek için di(4) tie(3) dememiz gerektiğini öğrenmiştik di tie zhan, metro istasyonu. Lou(2) ise bina anlamına geliyor. Hang(2) terimi, uçak, uçuş, yolculukla ilgili terimlerde kullanılan, tek başına net bir anlamı olmayan bir kelime. Terminali tekrarlayalım hang(2) zhan(4) lou(2). Numara demek için kısaca hao(4) diyoruz. Yani 3 numaralı terminal demek için san(1) hao(4) hang(2) zhan(4) lou(2) diyoruz.
© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040 |