|
|||||||||||||||||||||
|
Merhaba değerli dinleyiciler. Güzel bir Beijing havasıyla sizlerleyiz bugün. Konuğum, Sayın Murat Telek'le Çin'e bakışını ve buradaki yaşamını konuşacağız.
CRI- Murat Bey, programımıza hoş geldiniz.
Murat Telek- Hoş bulduk.
CRI- Sizi tanıyarak başlayalım sohbetimize. Kimdir Murat Telek?
M.T.- Görüşme için, teşekkür ederim. İsmim, Murat Telek. 1971 doğumluyum. İstanbul Teknik Üniversitesi, İşletme Mühendisliği ve Kadıköy Anadolu Lisesi mezunuyum. Okulu bitirdikten sonra, İşletme mastırı süresince, altı ay kadar bir fast food restoranında vardiya müdürü olarak çalıştım. Arkasından bir sene kadarda, EkTrans isminde Uluslararası nakliyat firmasında, pazarlama müdürü olarak çalıştım. Askerliğin ardından, Demirdöküm firmasına girdim. Yaklaşık on senedir, Demirdöküm'de çalışıyorum. Dört sene ihracat bölümünde çalıştım Türkiye'de. Altı senedir de Çin'de çalışıyorum. Bir sene, Shanghai'da kaldık. Beş senedir de Beijing'deyiz.
CRI- İlk görev için Çin'e, gelmeniz teklif edildiğinde Çin, hakkında neler biliyordunuz?
M.T.- Şöyle oldu; Zaten Çin'e gelmeyi ben tercih ettim. Ben istedim. Yani, o an böyle bir teklif yoktu. Ben, firmama öyle bir talepte bulundum. Çin'e gelmek istediğimi söyledim.
CRI- Peki, neden Çin?
M.T.- Çünkü ben, yirmi senedir zaten Çin'i, takip ediyordum. Genel olarak, bu tipte ülkelerle ilgili olsun, ekonomiyle ilgili olsun, ilgim olduğu için takip ediyordum. Çin'de büyük bir gelişme olduğunu görüyordum, yaklaşık yirmi senedir. Ancak,o zamanlar tabii daha şey diye düşünüyordum, 1985'li yıllarda Çin, devamlı gelişiyor, % 10 büyüyor her sene ama, ne kadar olsa, ekonomisi küçük. Bu büyüme, çok fazla değişiklik getirmez düşünüyordum. Çünkü, küçük bir ekonominin, büyük bir büyümesi şeklindeydi. Ancak, sonra yıllar geçtikçe, bu büyüme de, yaklaşık otuz sene sürünce, çok daha iyi bir noktaya geldi Çin. Ben de zaten hem yurtdışında yaşamak istiyordum ama, Çin'de bana çok ilginç geliyordu. Demirdöküm'de çalışırken, ihracat bölümünde. Bir çok bölgeye gitmiştim, Amerika'ya olsun, Güney Amerika, Avrupa ya da Ortadoğu veya Kazakistan gibi ülkelere gitmişliğim vardı. Ancak Çin'e, gelmemiştim. Ama Çin'de, benim için egzotik bir ülkeydi, değişik bir ülkeydi. Sonuçta, Uzakdoğu'da olması. Binalar olarak, insanlar olarak değişik geliyordu bana. O anlamda tabii Çin'i, istiyordum. O senelerde daha da çok dikkatimi çekmeye başladı, çok büyük bir gelişme, bu devamlı artıyordu. Bu yaklaşık, 2000'li yıllardı. Ben o zaman şirketime talepte bulundum. Çin'e gitmek istediğimi söyledim. O zaman bir yedi- sekiz ay kadar bunun değerlendirmesi oldu. Arkasından da Çin'e gönderilmemiz kararlaştırıldı.
CRI- Çok uzun yıllar gözlemlediğiniz ve incelediğiniz Çin, geldikten sonra size nasıl geldi?
M.T.- Tabii geldiğim anda bu kadar gelişmişlik beklemiyordum. Shanghai'ya geldik ilk indiğimiz anda, Beijing'de olsun, daha sonra Shanghai'da havaalanı indiğimizde, arkasından şehre doğru gittiğimizde veya şehri gördüğümde, umduğumdan daha fazla gelişmiş olarak gördüm. Tamamen bir dünya şehri gibi, bir New York gibi, bir Amerika gibi, büyük bir yerdi. Ben, bu kadar büyük bir gelişme beklemiyordum. Hemen, hemen belki Türkiye'den, Çin'e ilk gelen herkesin göreceği şekildedir bu. Ki, o zaman 2001 yılıydı. Ama, tabii müthiş gelişmiş gördüm Çin'i. Bu da benim hoşuma gitti. Devamlı zaten, Shanghai'da olsun, Beijing'de olsun, bu gelişmenin devam ettiğini, yeni, yeni binaların, yeni bulvarların, caddelerin yapılmakta olduğu veya şirketlerdeki büyük gelişmeyi, büyümeyi, üretim anlamında büyümeleri görmek, benim için çok ilgi çekici bir deneyim oldu.
CRI- Tianjin'de görev yaptığınızı biliyorum. Beijing, Shanghai dediniz. Başka hangi kentlerini gördünüz?
M.T.- Shanghai'da yaşadık. Beijing'de yaşıyoruz. Şirketimiz, Tianjin'de. Tianjin Serbest Bölgesi'nde kurduk şirketi. Ancak, ofisimiz de Tianjin, şehrin içerisinde. İş anlamında Çin'in, hemen, hemen her yerine gittim. Turistik anlamda da gittiğimiz çok yerler oldu ama, iş anlamında da şu anda söyleyemeyeceğim herhalde, elliden fazla şehrine gitmişimdir. Olabilecek bütün bölgelerinde bulundum. Belki en güneydeki, bizim işlerimiz ısıtma sektörüyle ilgili olduğu için. Güneydeki, Shanghai'ın güneyindeki bölgelerinde biraz eksiğimiz var ama, ülkenin güneyindeki bölgelerin hemen, hemen hepsine gittim.
CRI- Genel gözleminiz nedir bütün Çin için?
M.T.- Yani tabii, büyük şehirlerde, büyük bir gelişme olduğunu gördüm. Ama, beni şaşırtan,Türkiye'de küçük olarak göreceğimiz bazı şehirlerde dahi burada gittiğimiz, yüz, yüz elli nüfuslu yerlerde bile,büyük bir gelişme olduğunu gördüm. Büyük yatırımlar var, büyük binalar, yüksek binalar var. Fabrika olsun, ticaret olsun yatırımlar yapılıyor. O zaman tabii, benim ilgimi çeken o oldu. Çin'de sadece büyük şehirlerde değil, küçük olan bölgelerde de çok büyük gelişme var. Yani bu gelişme, bütün bir genele yayılmış durumda. Buraya geldiğimizde, belli fuarlara katıldığımızda, söyleşi ya da bazı konferanslara katıldığımızda, Çin'in değişik bölgelerinin hükümet yetkilileri, her zaman için, kendi bölgelerine yatırım çekmek için, yarıştıklarını görüyordum. O yüzden de bizim ofisimize olsun, bize geldiklerinde yatırım yapabilmek imkanımız olabilir mi diye incelemek anlamında.O zaman da anladım ki, her bölge, kendi bölgesinin potansiyelini attırmak anlamında, yabancı sermayenin gelmesi için büyük bir yarış içerisinde. Bu sebeple de Çin'de, yabancı sermaye her sene, altmış- yetmiş milyar geliyor, hepsi bu yarışın içerisinde olduğu için de, her bölge de büyük bir gelişme oluşuyor.
Sevgili dinleyiciler, Sayın Murat Telek'le sohbetimize burada ara veriyoruz. İkinci bölümü, haftaya aynı gün dinleyebilirsiniz.
© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040 |