Medvedev'in dış politika çizgisi

    Rusya'nın dış politika çizgisini açıklayan belge, dün (15 Temmuz) Devlet Başkanı Dmitri Medvedev'in imzasıyla açıklandı. Buna göre Rusya, Avrupa ve uluslararası düzeni, hatta Birleşmiş Milletler'deki (BM) reformu ve dünyanın çok kutuplulaşma sürecini ilerletmeye çalışacak. Gözlemciler, Devlet Başkanı Medvedev'in izleyeceği dış politikayı yansıtan bu belgenin, uygulanma açısından hem sert, hem de yumuşak unsurlar içerdiği görüşünde...

    Rusya'nın saptadığı Asya politikasının en önemli kısmı, Çin ve Hindistan'la dostluk ilişkilerini geliştirme üzerine kurulu. Rusya, uluslararası kritik sorunlardaki ilkelerin örtüşmesi şartıyla, bölgesel hatta küresel istikrarın temel parçalarından biri olarak gördüğü Çin'le stratejik ortaklık ilişkilerini her alanda güçlendirecek.

    Medvedev, geçen Mayıs ayında göreve başlar başlamaz hemen Kazakistan, Çin ve Almanya'yı ziyaret etmiş, daha sonra da St. Petersburg'da düzenlenen Uluslararası Ekonomi Forumu'na katılmıştı. Bu diplomatik faaliyetlerle Medvedev'in dış politikası ilk ipuçlarını vermişti. Gözlemciler, Medvedev'in dış politika alanında eski Devlet Başkanı Vladimir Putin'in hem Batı hem de Doğu'ya bakan "iki kanatlı dış politikası"nı sürdürdüğünü dile getirdiler. Ancak Medvedev dışişleri alanında kendi tarzını oturtmaya çalışacak.

    Medvedev dün Rusya Dışişleri Bakanlığı tarafından düzenlenen yabancı ülkelerdeki büyükelçiler toplantısında yaptığı konuşmada, Rusya'nın bazı önemli uluslararası sorunlar üzerindeki tutumunu açıkça ifade etti. Medvedev, BM'nin uluslararası işlerdeki yönlendirici rolünün sağlamlaştırılmasının yanı sıra uluslararası düzende reform yapılmasını savunarak, yeni Avrupa Güvenlik Sözleşmesi'nin imzalanmasını ve Avrupa-Batı Atlantik bölgesinde gerçek anlamda açık ve kolektif bir güvenlik sistemi oluşturulmasını önerdi. ABD'nin Doğu Avrupa'da füze savunma sistemi konuşlandırmasına değinen Medvedev, Rusya'nın buna kayıtsız kalmayacağını, ancak "ilan etmeden de savaşmayacağını" söyledi.

    Kosova sorunuyla ilgili olarak Medvedev, ABD için Irak neyse, Kosova'nın da Avrupa Birliği için o hale geldiğine işaret ederek, ABD ve AB'nin Kosova'nın tek taraflı bağımsızlığını desteklemesinin, uluslararası ilişkilerin temel ilkelerini çiğneyen yeni bir kanıt olduğunu vurguladı. Medvedev, Çin ve Hindistan'la etkili siyasi ve ekonomik işbirliğini geliştirmek ve Japonya'yla iyi komşuluk ve yaratıcı ortaklık ilişkileri kurmak isteyen Rusya'nın, Kore Yarımadası'ndaki nükleer sorunun siyasi yolla çözülmesi yönündeki çabalarını sürdüreceğini ve Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti ve Kore Cumhuriyeti'yle yapıcı ilişkilerini koruyacağını belirtti. Rusya ayrıca, Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği ASEAN ve diğer Asya-Pasifik ülkeleri, Ortadoğu, Afrika ve Latin Amerika ülkeleriyle arasındaki ilişkileri de sağlamlaştırıp geliştirecek.

    Medvedev'in dışişleri alanındaki katılığı ve özgüveni, Rusya'nın siyasi, ekonomik ve askeri alanlarda günden güne artan gücü ve uluslararası nüfuzunun durmadan genişlemesinden kaynaklanıyor. Medvedev'in, St. Petersburg'da düzenlenen Uluslararası Ekonomi Forumu'nda yaptığı konuşmadan bir bölüm bunun önemli işaretlerinden biri... Medvedev forumda şöyle demişti: "Rusya günümüzde dev bir ülkedir. Dünya için üstlenmemiz gereken sorumlulukların bilincinde olmalıyız. Küresel ekonominin oyun kurallarının saptanmasına katılmak istiyoruz. Sözde imparatorluk duygusuyla hareket ederek değil, Rusya'nın sahip olduğu kabiliyet ve zengin kaynaklardan ötürü bu istekte bulunuyoruz."

    Gözlemciler, Rusya'nın günden güne canlanması, dış ekonomi ve dışişleri politikalarının stratejik olmasına rağmen, dış politika alanındaki uluslararası ortamın çok karmaşık olduğunu, bunun Medvedev için bir sınama olacağını belirttiler. Öte yandan, Medvedev'in mevcut dış politikasını sürdürürken, "hem sert, hem yumuşak" taktikler izlemesi halinde, Rusya'nın gelecekte uluslararası işlerde daha büyük rol oynayacağı savunuluyor.