Hakkımızda | CRI  Hakkında | Eski Versiyonumuz
 
Türkler'den Çin'e Bakış | Ekonomi, Bilim ve Sağlık | Xinjiang | Çin Ansiklopedisi
Ana sayfa | Haber & Gündem | Kültür & Sanat | Yaşam Panoraması | Spor | Çin'i Gezelim | Çince Öğreniyoruz | Sanal Türk-Çin Dostluk Kulübü | Ankara Radyosu

Bu da oldu! Çinliler plastikten olimpik tesis yaptı

(GMT+08:00) 2008-07-15 16:37:19 cri
Bu da oldu! Çinliler plastikten olimpik tesis yaptı

26/06/2008

EMEL ALPTEKİN (Radikal)

Pekin'in her yerinde bizim ev dekorasyon sanatı olarak bellediğimiz fengşuinin izleri var. Olimpiyat tesislerini de kuzeye, yani 'para'nın olduğu yere koymuşlar. Tesislerin en güzeli, plastikten bir küp!

Pekin'de avare avare dolanırken gitmek istediğim park için yol sordum. "Şuradan sap, sonra hep kuzeye doğru git" dediler. "Pocahontas mıyım ben, ne kuzeyi ne güneyi" diye sinir olsam da haksız çıktım. Pekin'de yolu böyle tarif etmek mümkün, kaybolmaksa teknik olarak imkânsız.

Çünkü, çok 'yerleşikler'. Pekin, yaklaşık 1 milyon yıl önce oluşan çok geniş bir düzlüğün üzerine kurulu. Kuzeyi doğal bir set oluşturan tepeler ve dağlarla çevrili, Çin Seddi bu yükseltilerin üzerinde kıvrıla kıvrıla ilerliyor. Burası M.Ö. 1000 yılından beri biri gidip biri gelen hanedanların başkenti. Arada yakılmış, terk edilmiş, adı değişmiş. Ama 'Yasak Şehir' merkezde olmak üzere kentin ana planı asırlardır değişmemiş.

Bronzdan plan

Pekin Planlama Sergi Salonu'ndaki genç görevli, elindeki yeşil laser işaret ışığını duvardaki devasa bronz kabartmanın üzerinde gezdirirken rahat. Bu devasa kabartma Pekin'de 'tüm zamanların' kent planı. Ortada Yasak Şehir var. Güneyden gelen bir hat, kenti boydan boya kesip Yasak Şehir'e varıyor, onu da geçip dümdüz kuzeye uzanıyor. Yani bugün Yasak Şehir'e güneyden gelen turistler, 1600 yıl boyunca gelenlerle aynı hattın üzerinde yürüyor. Yasak Şehrin kapılarını aynı açıdan görüyor.

Güney-kuzey hattının benzeri doğu-batı ekseninde de var. Pekin'den yüzyıllar boyunca gelip geçen yöneticilerin yaptığı, ana hatları belli bu planın üzerinde belli çizgileri derinleştirmek, belli çizgileri silikleştirmek olmuş.

2008 yılı itibarıyla Olimpiyat Oyunlarını'nı ağırlamaya hazırlanan Çin Halk Cumhuriyeti yönetiminin katkısı, dama tahtasına benzeyen çizgilerin üzerinden metro hatlarıyla geçmek.

Kent bloklarını iç içe kareler halinde kavrayan metro hattı, bugünlerde hızla kuzeye uzanıyor. Yani 8-24 Ağustos'ta olimpiyat oyunlarının ağırlanacağı tesislere.

Pekin olimpiyat oyunları gibi dünya çapında bir organizasyonu ağırlayan pek çok kent gibi Pritzker ödüllü mimarların oyun sahası olmuş. Büyük bütçelerle çalışan kalbürüstü mimarlar, mühendisler Pekin gibi adı hep çevre problemleriyle anılan kentte, dünyadaki akımlara yön verecek 'çevreci çözümler'in prototiplerini üretiyor.

Olimpiyat oyunları için 12 yeni spor tesisi yapılmış. Zaten var olan 14 tesis de elden geçirilmiş. Tesisler içinde en havalı ikili 'Kuş Yuvası' da denilen Ulusal Stadyum ile 'Su Kübü' olarak adlandırılan Ulusal Su Sporları Merkezi.

258 bin metrekarelik Kuş Yuvası, isminden de anlaşılacağı gibi kuş yuvasını andırıyor. 258 bin metrekarelik bu yuva, çalı çırpı yerine 42 bin tonluk çelik şeritlerle örülmüş. Tasarımı İsviçreli Herzog & DeMeuron ile Çin Mimari Tasarım Enstitüsü'ne ait. Özelliği 69 metre yüksekliğindeki (Boğaz Köprüsü 65 metre) yapıda tek bir kolonun bile kullanılmaması. Yani yuvayı dolduran 91 bin izleyici içinde önünde kolon olduğu için sahayı tam göremeyen kimse olmayacak. Oyunların açılış ve kapanış seremonileri, atletizm ve futbol karşılaşmaları 3.5 milyar yuenlik (423 milyon dolar) bu tesiste yapılacak.

Dünyaya örnek

Geceleri mavi mavi ışıldayan 'Su Kübü'yse plastikten. ETFE (etilen tetrafluroetilen) adı verilen bu özel plastik, son yıllardar daha hafif dolayısıyla daha az yakıt harcayan 'çevreci' uçaklar için kullanılmaya başlamasıyla dikkat çekti. Avrupa'da son 20 yılda yaklaşık 800 binada bu malzeme kullanılmış. 80 bin metrekarelik 'Su Kübü' bu binalar içinde en büyüğü. Almanlar tarafından metrekaresi 500 avroya üretilen malzemenin fiyatı, firmanın Çinlilerle kurduğu ortak üretim sonucu (Çin mucizesi) neredeyse yarısına inmiş. 100 yıl boyunca dayanacağı iddia edilen 'plastik' bina, içerideki ve dışarıdaki Çinlilerin bağışlarıyla inşa edilmiş. Su Kübü, çatısında yılda 10 bin ton yağmur suyu biriktirecek, yılda 140 bin ton suyu geri dönüştürüp kullanacak.

Gerek olimpik tesislerde gerekse Pekin'de pıtrak gibi biten binalarda dikkat çeken yön, mutlaka Çin'den bir öğe barındırmaları. Yani gökdelen gökdelen ama öyle bir kubbesi veya külahı var ki, her şeyiyle Çin. Ya da bina önden dümdüz ama kuşbakışı planı ejderha. Olimpiyat oyunları boyunca bilişim hizmetlerinin verileceği bina örneğin, bilgisayar çipini andırıyor. (İçindeki IT?'köle'leri sağa sola bakıp dalmasınlar diye doğru dürüst pencere bile koymamışlar.) Bir de fengşui inancına göre çok önemli bir ilke olan 'boşluk' var. Bazı dev gökdelenlerin önünde ya da bloklar arasında tamamen camla kaplı bomboş, alanlar var. Sadece boşluk olsun, insanlar boşluğu hissedebilsin diye öylece duran alanlar.

Fengşui ilkeleri, Pekin için gelgeç bir heves değil, hayat pratiği.

Kapılar, şu yöne bakacak, baba evin kuzeyinde oturacak, kıymetli oğul şu cenahı kapacak derken öyle bir plan tutturulmuş ki, kimseye bir şey sormadan sadece suskun evlere bakarak güneşin nereden doğup rüzgârın ne yönden sert estiğini kestirmek mümkün. 200-250 yıllık bir hutongda oturanın her sabah güneşi 17 kuşak önceki ninesinin gördüğü yerde görmesi 'normal' hal. Sürekli değişen ama 'aynı kalan' Pekin'de yaşamak pusulanın içinde yaşamak gibi bir şey. Hep 'merkez'de hissediyorsunuz. (En altta Roma'dan kalma geniş caddeler; onun üzerinde mahalle camilerinin etrafında halka halinde gelişmiş Osmanlı mahalleleri ve Osmanlı mahallelerini bazen kesip, bazen ezip geçen cumhuriyet caddeleri, yönünü şaşırmış binalar.) İstanbul'da niye hep feleğini şaşırmış gibi hissediyor, insan Pekin'e bakınca anlıyor.

***

Operaya giden en sulu yol

Pritzkerli mimarların şov sahası haline gelen Pekin'in son 'cici'lerinden biri de Ulusal Büyük Sahne. Yapay bir göletin içine oturtulan bina, suda yüzen bir yumurtaya benzetildiği için 'Yumurta' diye de anılıyor.

Yumurta'nın içinde 2 bin 416 koltukluk bir opera evi, 2 bin 17 kişilik konser salonu ve 1040 koltuklu bir tiyatro sahnesi var. 'Yumurta'nın içine de göletin altındaki yeraltı geçitlerinden ulaşılıyor. Geçitlerin üzeri camla kaplı, dolayısıyla yürürken tepenizde göletin sularının kıpırtılarını görebiliyorsunuz. Çinlilerin su sevgisinin bir tezahürü daha... Bu 'sevgi' zaman zaman zıvanadan da çıkıyor. Orta hallice lokantalarda bile aynı su sevgisiyle tuvalet yoluna cam merdivenler kondurup arasından şıpır şıpır su akıtanlara rastlamak da mümkün. Ortamın bereketi meselesi...

  İlgili Haberler
  Yorumunuzu Gönderin
Yayın Çizelgesi
Günlük Konuşma
• Ders 45 Kayıt yaptırmak
• Ders 44 Kaybedilen önemli belgeler için bildirimde bulunmak
• Ders 43 Kredi kartı kullanmak
• Ders 42 Havale yapmak
• Ders 41 Ödemek
Diğer>>
Tavsiye Edilen Programlar
• Çin döviz rezervleri ve Amerika
• Amerika'yı "kazanmak" stratejisi
• "Avrupa futbol takımları 18 yaşı altındaki yabancı futbolcuları almamalı"
• Çin Seddi'nde Beşiktaş kutlaması
• "Çıplak ayaklı doktorlar"dan köy hastanelerine
• Makam sanatının "ilkbaharı" için
• Dışlanan rejimlerle ilişkiler...
• An Lee, Booker ödüllüromanını peyaz perdeye aktaracak
• Almanya Badminton Açık Turnuvası'nda en büyük galibiyet Çin takımının
• "Çirkin ördek yavrusundan güzel kuğu"ya dönüşen halterci Chen Xiexia
Diğer>>
china radio international china radio international

© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040