Avro bölgesinde enflasyon baskısının sürekli artmasıyla, Avrupa Merkez Bankası yüzde 4 olan faiz oranının dün (3 Temmuz) yüzde 4.25'e yükseldiğini açıkladı. Avrupa Merkez Bankası'nın son bir yıl içinde faiz oranını ilk defa yükseltmesi, mal fiyatlarının artmasının, ekonomik büyümeden daha önemli bir sorun olduğu sinyallerini verdi.
Avrupa Merkez Bankası'nın bu kararı, avro bölgesinde enflasyon oranının rekor düzeye ulaşması üzerine alındı. Avro bölgesinde son dönemde görülen yüksek enflasyona, ekonomik büyüme hızının yavaşladığı koşullarda, esas olarak uluslararası piyasada enerji ve gıda fiyatlarının sürekli yükselmesi yol açtı. Uluslararası piyasada petrol fiyatlarının yükselmesinin, enerji ihtiyacını ithalatla karşılayan Avrupa ekonomisine getirdiği enflasyon baskısı daha büyük oldu. Yapılan son istatistiklere göre, avro bölgesinde Haziran ayında enflasyon oranı yüzde 4'e ulaşarak, avronun kullanılmaya başlandığı 1999 yılından bu yana en üst seviyeye çıktı. Bu seviye, üst üste 10 aydır Avrupa Merkez Bankası tarafından belirlenen yüzde 2'lik uyarı sınırının çok üstünde. Bu durum karşısında faiz oranlarının yükselmesi son derece doğal...
Avrupa Merkez Bankası Başkanı Jean-Claude Trichet dün yaptığı konuşmada, bankanın para politikasının amacının, esas olarak avro bölgesinde orta ve uzun vadede mal fiyatlarının istikrara kavuşmasını sağlamak olduğunu yineledi. Jean-Claude Trichet, kısa süre içinde faiz oranını bir kez daha yükseltmek gibi bir niyetleri olmadığını belirtti. Avro bölgesinde şu anki ekonomik duruma bakıldığında, Avrupa Merkez Bankası'nın faiz oranını yükseltmesi zor alınan bir karar oldu. Finans piyasasında yaşanan çalkantı, ABD ekonomisinin yavaşlaması ve mal fiyatlarının yükselmesi gibi unsurların etkisiyle, avro bölgesinin ekonomisinde iki yıldır süren kısa süreli canlanma, geçen yılın sonlarında yavaşlamaya dönüştü. Bunun yanı sıra mal fiyatları ve maaşların artmasıyla, avro bölgesinde enflasyon baskısı günden güne kendini daha çok hissettirir hale geldi.
Avro bölgesinde yer alan bazı ülkelerin siyasi ve ekonomik çevreleri, öncelikle ekonomide yaşanan "durgunluk" sorununun çözülmesi gerektiği görüşünde. Geçen yılın Eylül ayından bu yana ABD Merkez Bankası, ekonominin gerilemesini önlemek için ard arda yedi defa faiz oranını düşürdü. Avrupa Merkez Bankası ise harekete geçmedi. Bu durumda avro, ABD doları karşısında değer kazandı. Böylece avro bölgesinde ihracat önemli ölçüde sınırlandı. Ayrıca nispeten yüksek faiz oranı, işletmelere kredi açılmasını ve tüketimi de kısıtladı. Bunların etkisiyle avro bölgesinde ekonomik büyüme adımları ağırlaştı. Geçen yıldan itibaren başını Fransa'nın çektiği bazı avro bölgesi ülkeleri, Avrupa Merkez Bankası'nın faiz oranını düşürme yoluyla ekonomik büyümeyi canlandırmasını istedi. Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy geçen ayın sonunda yaptığı konuşmada, para politikasını saptarken Avrupa Merkez Bankası'nın enflasyondan çok avro bölgesinin ekonomik büyümesini düşünmesi gerektiğini belirtti. Bu nedenle faiz oranının yükseltilmesine karşı çıkıldı. Ancak tahıl ve yağ fiyatlarının sürekli yüksek seviyede seyretmesi, Avrupalı tüketicilerin alım gücünü düşürdü ve birçok ülkede geniş çaplı grevler düzenlendi. Bu nedenle bazı ülkeler, avro bölgesinde şu an faiz oranını yükseltme yoluyla öncelikle "enflasyon" sorununun çözülmesi gerektiğini savunuyor.
Avrupa Merkez Bankası titizlikle düşündükten sonra, enflasyonu faiz oranını yükselterek önleme kararı aldı. Gözlemciler, bu kararın, esas olarak uluslararası petrol piyasasının orta ve uzun vadeli geleceğinin tahlil edilmesi üzerine alındığını savunuyor. Avrupa Merkez Bankası'nın bu kararı açıkladığı gün, New York Borsası'nda Ağustos ayı teslimli hafif petrolün varil fiyatı 145.85 dolara, Londra Uluslararası Borsası'nda Ağustos ayı teslimli Kuzey Denizi Brent türü ham petrolün fiyatı ise 146 dolara yükseldi. Buna karşı Avrupa Merkez Bankası Başkanı, petrol fiyatlarının oldukça uzun bir süre daha yükselmeye devam edeceğine ve dolayısıyla avro bölgesinde enflasyon baskısının da süreceğine işaret ederek, enflasyon sorununun çözülmesinin acil olduğunu vurguladı.
Yorumunuzu Gönderin
