Fransız yazardan Sınır Tanımayan Gazeteciler

Yunanistan'da olimpiyat ateşi tutuşturulurken, Sınır Tanımayan Gazeteciler'in yaptığı provokasyon

    Beijing Olimpiyat Oyunları kutsal ateşinin Yunanistan'da tutuşturulması ve Paris'teki Meşale Koşusu'nun üzerinden yaklaşık üç ay geçmesine rağmen, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü'nün (STG) söz konusu etkinliklerde yarattığı gülünç olaylar, hâlâ hafızalarda taptaze duruyor. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü nasıl bir örgüttür? Örgütün amacı, Genel Sekreteri Robert Menard'ın iddia ettiği gibi "Siyasete müdahale etmek değil, basın özgürlüğünü korumak" mıdır? Örgütün mali kaynakları nereden geliyor? Bütün bu soruların yanıtlarını aramak için "Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü'nün Bilinmeyen Çirkin Yüzü" adlı kitabın yazarı, tanınmış Fransız yazar Maxime Vivas'la görüştük.

    Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü, Robert Menard tarafından 1979'da Paris'te kurulan bir sivil toplum örgütü. Örgüt, her yıl dünyanın yaklaşık 50 ülkesinde basın özgürlüğünün durumu hakkında değerlendirme yaparak rapor yayımlıyor. Maxime Vivas, yıllar süren araştırmaları sonucunda, bazı Batı ülkeleri tarafından "Gazetecilerin koruyucu meleği" ve "Basın özgürlüğünün öncüsü" olarak adlandırılan örgütün gerçek yüzünü ortaya çıkardı. Vivas, bu konuda şöyle konuştu:

    "Benim bugüne kadar topladığım bilgilerin hepsi, istisnasız olarak Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü'nün bilinmeyen çirkin bir yüzü olduğunu gösteriyor."

    Örgütün biricik amacının basın özgürlüğünü ve gazetecilerin hak ve çıkarlarını korumak değil, kendisine finansman sağlayan birkaç ülke ve holdinge hizmet etmek olduğunu vurgulayan Vivas, şunları anlattı:

    "Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü, basın özgürlüğünü hiçbir zaman korumamıştır, yalnızca kendisine finansman sağlayan birkaç ülke ve holdinge hizmet etmektedir. Buna ilişkin çok basit bir örnek vereyim: Son yıllarda dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşanan savaşlarda çok sayıda gazeteci hayatını kaybetti. Ancak örgütün yıllık raporlarında bunlardan hiçbir zaman bahsedilmedi. Buna karşın, Amerikan ordusunun Irak'ı işgal etmesinden sonra örgüt, Amerikan askerlerinin gelişiyle Irak'ın basın özgürlüğüne kavuştuğu iddiasında bulundu. Yabancı askeri işgal altında bulunan bir ülkede basın özgürlüğü söz konusu olabilir mi?"

    Bir sivil toplum örgütü olan Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü'nün varlığını ve faaliyetlerini sürdürmesi, yüklü sermaye gerektirir. Peki örgütün finansmanı kimler tarafından sağlanıyor? Vivas, araştırmalarının sonuncunda bu sorunun yanıtını buldu. Vivas, şu bilgileri verdi:

    "Örgütün mali kaynaklarının tamamına yakını, ABD Ulusal Güvenlik Müdürlüğü ile Fransa'nın bazı bakanlıkları ve holdingler tarafından karşılanıyor. Örgüt üyelerince sağlanan para, toplam mali kaynakların yalnızca yüzde 2'sine denk geliyor. Örgütün en büyük mali destekçisi ise Amerikan Ulusal Demokrasi Fonu'dur. Yönetim kurulu üyelerinin büyük bir çoğunluğu Merkezi Haberalma Teşkilatı CIA'nın yetkililerinden oluşan fon, CIA'ya hizmet ediyor. Örneğin Venezüella'da 2002'de meydana gelen siyasi darbe sırasında, darbede önemli rol oynayan Demokrasi Fonu'nun mali kaynakları birkaç kat artmıştı. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü'nün mali kaynaklarını her zaman gizlemesinin nedeni budur."

    Vivas, örgütün harcamalarını ise şöyle anlattı:

    "Örgütün bütçesinin yalnızca yüzde 7'lik kısmı, yardıma muhtaç gazeteciler ile yakınları için ayrılmıştır; geri kalan yüzde 90'ından fazlasıyla örgütün işleyiş giderleri karşılanıyor. Bunların içerisinde örgütün günlük giderleri, genel sekreterin yurtdışı seyahatlerinde yaptığı lüks harcamalar ve yönetim kadrosunun yüksek maaşları yer alıyor."

    Bütçenin çok önemli bir kullanım alanının Amerikan istihbarat birimlerine hizmet etmek olduğuna dikkat çeken Vivas, örgütün özelliklerini şu sözlerle özetledi:

    "Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü'nün temel özellikleri şunlardır: şüphe uyandıran bir oluşum, mide bulandırıcı mali kaynaklar, taraflı suçlamalar, bazı vahim suçlara gösterilen haksız hoşgörü, sahte rakamlar ve tekrarlanan yalanlar... Bütün bunlar, basın özgürlüğüyle hiçbir alakası olmayan bir 'dava'ya hizmet etmektir."

    Vivas, kitabında, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü'nün "insan haklarını koruyan bir örgüt mü, yoksa CIA ve Pentagon'un şahin kanadından yana basın kuruluşlarının destekçisi mi?" olduğu sorusuna yanıt aradığını sözlerine ekledi.