Hakkımızda | CRI  Hakkında | Eski Versiyonumuz
 
Türkler'den Çin'e Bakış | Ekonomi, Bilim ve Sağlık | Xinjiang | Çin Ansiklopedisi
Ana sayfa | Haber & Gündem | Kültür & Sanat | Yaşam Panoraması | Spor | Çin'i Gezelim | Çince Öğreniyoruz | Sanal Türk-Çin Dostluk Kulübü | Ankara Radyosu

Cumhurbaşkanından sade vatandaşına Çin'de internet

(GMT+08:00) 2008-07-02 21:00:12 cri

    Başka ülkelerdeki kitle iletişim araçlarına yansımış mıdır bilmem, ama 20 Haziran günü Çin'deki televizyonlar birinci haber olarak verdi. Ben CCTV'nin İngilizce yayın yapan 9. Kanalında seyrettim.

    Haber, Çin Cumhurbaşkanı Hu Jintao'nun bir internet sitesindeki tartışma forumuna girerek vatandaşlarla sohbet etmesiydi.

    Cumhurbaşkanı Hu, Halkın Günlüğü gazetesini ziyaret ederken, gazetenin internet baskısının hazırlandığı bölümü de gezmiş. Bu sırada Halkın Günlüğü'nün tartışma forumu hakkında kendisine bilgi verilirken Cumhurbaşkanı bilgisayar başına oturup vatandaşlarla sohbet etmek istemiş. Ama her vatandaş gibi onun da önce foruma kaydolması, bir kullanıcı ismi ve şifresi alması gerekmiş. Bu işlemler tamamlanınca Cumhurbaşkanı sanal ortamda vatandaşların arasına karışmış. Böylece Hu, internet üzerinden vatandaşlarla buluşan ilk Çin cumhurbaşkanı olarak tarihe geçti.

    Gerçi Cumhurbaşkanı vatandaşlarla sadece dört dakika sohbet edebilmiş, ama o forumdan ayrıldıktan sonra bile kendisine gönderilen soruların sayısı 30 bini aşmış. Cumhurbaşkanı nete girip vatandaşlarla "çetleşince" gazeteciler durur mu! Hemen sormaya başlamışlar:

    "Efendim, sık sık internete giriyor musunuz?"

    "Girince ne yapıyorsunuz?

    "Girince nette ne kadar kalıyorsunuz?"

    Evet, Çin Cumhurbaşkanı fırsat buldukça internete giriyormuş, ama nette kalabilmek için istediği kadar zaman ayıramamaktan şikayetçi. Girdiği zaman da daha çok vatandaşların yaşam koşulları hakkında bilgi alabileceği siteleri dolaşıyormuş. İmkan olsa internette daha çok sörf yapacağından kuşkum yok.

    Hu Jintao'nun bir tartışma forumuna girerek vatandaşlarla sohbet eden ilk cumhurbaşkanı olduğu basında söylendi; ilk Çin Cumhurbaşkanı olduğu doğrudur da, acaba başka ülkelerde Cumhurbaşkanları internette vatandaşlarla sohbet ediyor mudur? Elimde kesin bir bilgi yok, herhangi bir araştırma da yapmış değilim, ama bana öyle geliyor ki, Hu Jintao belki de vatandaşlarla sanal ortamda buluşup sohbet eden dünyadaki ilk Cumhurbaşkanıdır. ABD Başkanı, Rusya Devlet Başkanı, İngiltere Kraliçesi ya da Başbakanı, Fransa Cumhurbaşkanı internette vatandaşların dertlerini dinlese hemen bütün ajanslarda haber olurdu. Bir keresinde Baba Bush ABD Başkanıyken bir süpermarkete gitmişti de olay olmuştu. Baba Bush kasalardaki optik barkod okuyucularını görünce şaşkınlığını gizleyememişti. Yıllardır herhangi bir alışveriş merkezine uğrayıp kendi işini kendisinin görmediği her halinden besbelliydi. Peder Bush'un mağazaya yaptığı ziyaretin dünyadaki bütün televizyonların haber bültenlerinde dakikalarca görüntülü olarak verildiğini çok iyi hatırlıyorum. Adını saydığım ülkelerden birinin devlet ya da hükümet başkanı vatandaşlarıyla internette dertleşseydi kesinlikle flaş haber olacağından hiç kimsenin kuşkusu olmamalı. Şimdiye kadar böyle bir habere rastlamadık. Demek ki, bu yönde bir denemeleri olmadı. Belki küçük ülkelerde herhangi bir devlet adamı böyle birşey yapmıştır, bu olasılığı da göz önünde bulundurup ihtiyat payını katmış olmak için şöyle diyelim: Dünyadaki belli başlı ülke liderleri içinde internette vatandaşlarla sohbet eden ilk lider Çin Cumhurbaşkanı Hu Jintao oldu.

    Hu Jintao'nun internette foruma girip vatandaşlarla sohbet etmesinin basit bir halkla ilişkiler girişimi olduğunu hiç sanmıyorum. Bu kanıda oluşumun iki temel nedeni var.

    Birincisi, Çin liderleri son zamanlarda yeni bir yönetim anlayışı sergiliyor. Mümkün olduğu kadar sık vatandaşlarla bir araya gelmeye gayret ediyorlar. Örneklerini daha önce de görmüştük, ama en son Wenchuan depreminde Çin liderlerinin halkın sıkıntılarıyla birebir ilgilendiklerine doğrudan tanık olduk. Cumhurbaşkanı da Başbakan da, öteki yetkililer de depremle mücadele çalışmalarının bizzat başına geçip canla başla çalıştılar. Bu gerçek, geleneksel olarak Çin'in her davranışında kusur aramayı bir refleks haline getirmiş ülkelerin basın-yayın kuruluşlarınca da teslim edildi ve övgüyle karşılandı. Yani Çinli yöneticiler her fırsatta halkla içiçe olmaya özen gösteriyor. O nedenle Hu Jintao'nun internet forumuna girip vatandaşlarla konuşmasının sadece gazetecilerin önünde yapılmış bir hareket olmadığını düşünmek için birçok neden var.

    İkincisi, Cumhurbaşkanının internetten yararlanarak vatandaşların sıkıntılarını öğrenmeye çalışması bu ülkedeki bir tercihi yansıttığı gibi son yıllardaki gelişme eğilimine de uygun düşüyor. Çin devleti son yıllarda yurttaşların internet kullanımını tercihli bir devlet politikası olarak teşvik ediyor. Batıda Çin aleyhtarlığını meslek edinmiş olanlar ne derse desin, veriler ortada. Bugün Çinde internet kullanıcılarının sayısı, Avrupa'nın toplam nüfusuyla kıyaslanabilir düzeyde. İnternet üzerinden pazarlama yapanların Çin piyasasına baktığında ağızlarının suyunun akmasından da belli. Bugün Çin dünyada internet üzerinden en çok sipariş verilen ülke. Bu, işin ticari yönü. Bence asıl önemlisi, devletin internet kullanımını vatandaşları bilgilendirme ve yönetime katma yolunda önemli bir olanak olarak görmesi. Çin gibi devasa bir ülkede vatandaşların devlet yönetimine katılmasında internetin getirdiği olanaklar gerçekten başka ülkelerle kıyaslanmayacak kadar büyük olacaktır.

    Çindeki internet kullanımı sadece devletle ilişkilerde değişiklik yaratmakla kalmıyor. Kamuoyunun kendini ifade etmesi için de yepyeni kanallar yaratıyor. Beijing Review dergisinin verdiği sayıya göre, 2007 yılının Kasım ayına kadar Çin'de 47 milyon blog yazarının olduğu saptanmış. Bugün bu sayının 50 milyonu geçtiği söylenebilir. 50 milyon blog yazarının olduğu bir ülkede 50 milyon "köşe yazarı", yani 50 milyon kamuoyu oluşturucusu var demektir. "Nüfusu 1.3 milyar olan bir ülkede 50 milyon nedir ki!" denmemeli. Nüfusa böldüğünüzde her 26 kişiden birinin "köşe yazarı" olduğunu görüyorsunuz. Bizim ülkemizde bırakın yazarı, okuyucu olarak bile bu rakamın iki katına bir gazete düşmüyor.

    Blog yazarları tabii ki kişisel duygularına, başlarından geçen olaylara, şakalara, pek ciddi olmayabilecek şeylere de yer veriyor. Ama yarıdan fazlasının haber, toplumsal konular siyaset, kültür, ekonomik analizler, akademik tartışmalar gibi alanlarda yoğunlaştığı istatistik olarak saptanmış bir olgu. Bu gerçek dikkate alınınca, bu yeni kanalın ülkedeki düşünsel yaşam üzerindeki etkisi kendiliğinden anlaşılır. Blogları okuyan Çinli internet kullanıcılarının sayısı yüzmilyonlarla ifade ediliyor. Yani yüzmilyonlarca kişi siyaset ve kültür yaşamına ilişkin tartışma ve yorumları, ekonomik analizleri, akademik çalışmaları izliyor.

    Wenchuan depremi sırasında bölgeden henüz haber alınamıyorken, ilk haber depremden 4 dakika sonra Yunnan eyaletinden bir blog yazarı tarafından verildi. Bu, Çin'deki önde gelen internet portallarından biri olan sina.com'da Shuo Lai Hua Chang kullanıcı ismiyle yazan bir blogcunun haberiydi. Wencuan depreminden sonra haberleşmede internetin oynadığı rol, bu aracın Çin toplumunda üstlendiği yeni görevi de gözler önüne serdi. Pekçok internet kullanıcısı blog yazarak depreme ilişkin haberler verdi, gözlemlerini aktardı, çağrılar yaptı, bloglar kullanılarak çeşitli düzeylerde kampanyalar örgütlendi. Yüzmilyonlarca insan yakınlarından ilk haberleri internet üzerinden aldı.

    Bir bilgi de blogcuların cinsiyetlere göre dağılımı hakkında: Blog yazarlarının yuzde 57'si kadın, yüzde 43'ü erkekmiş. Bu alanda başı kadınlar çekiyor.

    Blogcuların yanısıra podcastçıların sayısı da bir hayli fazla. Her konuda milyonlarca podcast her gün yüzmilyonlarca dinleyici buluyor.

    Çinde devletin de desteğini alan internet yeni bir halk medyasının doğum yeri olarak görülüyor. O nedenle Cumhurbaşkanı'nın internet ortamında vatandaşlarla buluşmasının televizyonlarda ve gazetelerde geniş yer bulması bir medya atraksiyonu olarak değil, bir teşvik olarak algılanmalı. Çinli liderler diğer alanlarda olduğu gibi internet kullanımında da vatandaşlara öncülük ediyor.

    21. Yüzyılın internet çağı olacağı da söyleniyor, Çin yüzyılı olacağı da… Herhalde ikisi de doğru. Öyleyse, "21. Yüzyıl internette de Çin çağı olacak" demek gerekiyor. Kimi uzmanlara göre on yıl içinde internette hakim dil Çince olacakmış. Cumhurbaşkanından taşradaki sade vatandaşına kadar internete bu kadar önem verildiği göz önünde tutulunca buna hiç şaşmamalı.

  İlgili Haberler
  Yorumunuzu Gönderin
Yayın Çizelgesi
Günlük Konuşma
• Ders 45 Kayıt yaptırmak
• Ders 44 Kaybedilen önemli belgeler için bildirimde bulunmak
• Ders 43 Kredi kartı kullanmak
• Ders 42 Havale yapmak
• Ders 41 Ödemek
Diğer>>
Tavsiye Edilen Programlar
• Çin döviz rezervleri ve Amerika
• Amerika'yı "kazanmak" stratejisi
• "Avrupa futbol takımları 18 yaşı altındaki yabancı futbolcuları almamalı"
• Çin Seddi'nde Beşiktaş kutlaması
• "Çıplak ayaklı doktorlar"dan köy hastanelerine
• Makam sanatının "ilkbaharı" için
• Dışlanan rejimlerle ilişkiler...
• An Lee, Booker ödüllüromanını peyaz perdeye aktaracak
• Almanya Badminton Açık Turnuvası'nda en büyük galibiyet Çin takımının
• "Çirkin ördek yavrusundan güzel kuğu"ya dönüşen halterci Chen Xiexia
Diğer>>
china radio international china radio international

© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040