Asya'dan Asya'ya mektup (27-06-2008)

"Ağlamak Meselesi

Nasıl etmeli de ağlayabilmeli

farkına bile varmadan?

Nasıl etmeli de ağlayabilmeli

ayıpsız,

aşikare,

yağmur misali?

Neylersin alışkanlık

için kan ağlarken yüzün güler

dikilitaş gibi dinelirsin yine.

Yavrum, erişmek ne müşkülmüş meğer,

anneler gibi ağlamanın yiğitliğine?

Nazım Hikmet"

Canım Kızım,

Güneşin umutları ısıttığı günlerden merhaba,

Sana bu mektubumda geride kalan haftadan Çin ile ilgili bazı haberleri aktaracağım. İlk haber depremle ilgili ama öncekilerden biraz farklı.

Çin'de, deprem felaketi sonrası yardım çalışmalarına katılan bir kadın polis, öksüz bebekleri emzirince hem kahraman oldu hem de işinde terfi aldı.

Jiang Xiaojuan adlı 30 yaşındaki kadın polis, kendi bebeğini ailesine bırakarak gittiği deprem bölgesinde 9 bebeği emzirerek "polis anne" lakabını aldı. Jiang, bu davranışı nedeniyle "örnek ve kahraman polis memuru", "Komünist Parti'nin mükemmel bir üyesi" sıfatlarıyla taltif edildi.

Xinhua ajansının haberine göre, Jiang ayrıca örnek davranışı nedeniyle terfi alarak, Çin Komünist Partisi'nin Jiangyu Kamu Güvenliği Bürosu'na komiser yardımcılığına getirildi.

Haberde, birçok kişinin, ahlaki bir davranışın resmi terfi için kullanılmaması gerektiğini savunarak bu atamayı eleştirdiği belirtildi. Atamayı savunanlarsa bunun Jiang'ın iyi bir kamu görevlisi olduğunu gösterdiğini söylüyor.

İkinci haber ise farklı bir olimpiyat haberi. Çin'de, Olimpiyat Oyunlarının açılış günü olan 8 Ağustos'ta birbirine "evet" demek isteyen 1000'den fazla çift evlilik başvurusu için uzun kuyruklar oluşturdu.

Çin'de yayınlanan "Beijing Daily" gazetesinin haberine göre, 8 Ağustos'ta evlenmek isteyenlerin kayıt yaptırabilmesi için başvuruların alındığı ilk gün olan cuma günü, evlilik dairelerine kalabalık bir kitle başvurdu.

Xinhua haber ajansı da Çince anlamıyla sekiz rakamının uğurlu kabul edildiğini hatırlatarak, birçok kişinin bu uğurlu tarihte evlenmek istediğini, üstelik olimpiyat oyunlarının açılış tarihi olmasının da bugüne ayrı bir anlam kattığını aktardı. Haberde, Pekin'deki evlendirme dairelerinin, 8 Ağustos'ta yaklaşık 9 bin çiftin evleneceği tahmininde bulundukları belirtildi.

Çin'in Ankara Büyükelçisi Sun Guoxiang, ''Mersin'e Çinli iş adamlarının gelmesini tavsiye edip yatırım yapmaları konusunda çağrıda bulunacağım'' dedi.

Büyükelçi Guoxiang, Mersin'de Vali Hüseyin Aksoy'u ziyaretinde yaptığı açıklamada, Mersin'e Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen'in daveti üzerine geldiğini, burada olmaktan mutluluk duyduğunu belirtti.

Mersin'de çok canlı bir atmosferle karşılaştıklarını, şehir planlamasının çok güzel olduğunu, özellikle Adnan Menderes Bulvarı'ndaki sahil bandını çok beğendiğini ifade eden Guoxiang, şöyle konuştu:

''Mersin'in, limanı nedeniyle bölgenin bir ticaret merkezi olacağına inanıyoruz. Serbest bölgeyi ziyaret edip bilgi alacağız. Geçen yıl Çin'in Ticaret Bakanlığı, yatırım araştırma ekibini Mersin'e göndererek araştırma yaptırdı. Mersin'e Çinli iş adamlarının gelmesini tavsiye edip yatırım yapmaları konusunda çağrıda bulunacağım. Vali Hüseyin Aksoy'dan, yatırım yapacak Çinli iş adamlarına destek vermelerini bekliyoruz.''

Mersin'e geldiklerinde hava sıcaklığının 35 derece olduğunu ancak Türk halkının Çin halkına duyduğu sıcaklığın bunun üzerine çıktığını hissettiğini belirten Guoxiang, ''İki ülke halkı arasında eskiye dayanan dostluk var. Önceki yıl 60 bin olan turist sayısı, geçen yıl 80 bine ulaştı. Bu sayı giderek artıyor. Ticaret hacmi de geçen yıla oranla yüzde 30 artarak, 10 milyar doları geçti'' dedi.

Çin hükümetinin Türkiye'yi çok önemsediğini ve İstanbul-Ankara hızlı tren projesine 700 milyon dolar kredi temin ettiğini hatırlatan Guoxiang, gelişen ticaret hacminin umut verdiğini kaydetti.

Çin hükümetinin Türkiye'ye öğretmenler gönderdiğini ifade eden Guoxiang, ''Türk gençliğinin Çince öğrenmesi için burs olanakları sağlıyoruz. Bütün bu ilişkileri geliştirmek için iki ilkemiz var, ticaret ve ekonomi. Ayrıca, Mersin ile Çin'in Quanzhou kentini kardeş şehir ilan ettik. Kardeşliğin derinleşmesini istiyoruz'' dedi.

Vali Aksoy'a Çin'i görmesini ve Çince öğrenmesini öneren Guoxiang, ''Türkiye'nin Çin'de tanıtımına önem veriyoruz. İki ülkenin ortaklaşa yapacağı çok iş var'' diye konuştu.

Vali Aksoy da Mersin'in Doğu Akdeniz'deki en önemli şehirlerden olduğunu, her alanda önemli potansiyel barındırdığını ifade etti.

Aksoy, ''Mersin, limanı, serbest bölgesi, tarım potansiyeli ve organize sanayi bölgesi ile ekonomik anlamda büyüyen ve gelişen bir il. Turizm, lojistik ve taşımacılık sektörleri açısından da zengin bir potansiyele sahip olan kentimiz, Türkiye'nin 8'inci büyük ekonomisine sahip'' dedi.

Mersin'in limanından dolayı lojistik ve taşımacılık bakımından önemli olduğuna işaret eden Aksoy, turizm sektöründe de hak ettiği yere gelebilmesine yönelik çalışmaların sürdürüldüğünü sözlerine ekledi.

Vali Aksoy, Büyükelçi Guoxiang'a kentin tanıtıldığı broşür ve kitapçıklar, Guoxiang ise Aksoy'a vazo hediye etti.

Son haber ise sinemayla ilgili. 11. Shanghai Uluslararası Film Festivali'nde, Vladimir Kott'un yönettiği ''Mukha'' adlı Rus filmi, festivalin en büyük ödülü ''Jin Jue'' ödülünü aldı.

Babasının öldüğünü sanan ve ortaya aniden çıkmasıyla şaşıran bir genç kızın öyküsünü anlatan film, 9 gün süren festivalde ''en iyi film'' dalında ödüle layık görüldü.

Çin'de bir bomba imha uzmanının hikayesini anlatan Çin filmi ''Old Fish'' (An Meselesi) Jüri Büyük Ödülü'nü alırken, öyküsü İrlanda ve Litvanya'da geçen Litvanya filmi ''Loss'' ise yönetmen Maris Martinsons'a ''en iyi yönetmen'' ödülünü getirdi.

''Old Fish'' filminden Ma Guowei ''en iyi aktör'', Çek filmi ''Vaclav'' daki rolüyle Emilia Vasaryova ''en iyi aktris'' dalında ödüller aldı.

''Vaclav'' filmi ''en iyi senaryo'', Alman filmi ''My Mother's Tears'' ise ''en iyi sinema fotoğrafçılığı'' ödülünü aldı.

Haftaya devam etmek üzere seni özlem ve sevgiyle kucaklıyorum.

Öptüm.

Baban Cemil Kaptan

27 Haziran 2008

"Ah! Neydi Benim Geçliğim

Nerde böyle hüzünlenmek o zaman;

İçip içip ağlamak,

Uzaklara dalıp şarkı söylemek;

Hafta sekiz ben eğlentide;

Bugün saz,yarın sinema,

Beğenmedin Aile Bahçesi;

Onu da beğenmedin,parka;

Sevdiğim dillere destan;

Sevdiğim,

Meyil verdiğin;

Ben dizinin dibinde elpençe divan,

Samanlık seyran.

Nerde,

Nerde,

Nerde böyle hüzünlenmek o zaman!

Orhan Veli Kanık"