Hakkımızda | CRI  Hakkında | Eski Versiyonumuz
 
Türkler'den Çin'e Bakış | Ekonomi, Bilim ve Sağlık | Xinjiang | Çin Ansiklopedisi
Ana sayfa | Haber & Gündem | Kültür & Sanat | Yaşam Panoraması | Spor | Çin'i Gezelim | Çince Öğreniyoruz | Sanal Türk-Çin Dostluk Kulübü | Ankara Radyosu

Çin nereye?

(GMT+08:00) 2008-06-17 16:51:04 cri

Çin nereye?

Korkut Boratav

29 Nisan 2007

Sol

Son yıllarda Çin Halk Cumhuriyeti, dünya ekonomik tarihinin bir dizi rekorunu üst üste kırmaktadır. 1989-2006 arasında, yani yirmi yıla yaklaşan uzunca bir dönem boyunca, milli geliri ortalama yüzde 9.5 oranında büyümüştür. Büyüme hızı 2003-2006 arasında hiç bir yıl yüzde 10'un altına düşmemiş; 2007'nin ilk üç ayında yüzde 11.1'e ulaşmıştır.

Bu gelişme temposunun ardında, bir başka dünya rekoru vardır: Son yıllarda Çin milli gelirinin yüzde ellisini tasarruf etmekte; yüzde 45-46'sını yatırıma tahsis etmektedir.

Ulusal tasarruflar yatırımları aşmaktaysa (yani bir tasarruf fazlası oluşmuşsa) ekonomi dış dünyaya karşı bir cari işlem fazlası verir. Yakın geçmişte bu durum genellikle gelişmiş ekonomiler için söz konusu olmuştu. Zira bu zengin toplumlarda tasarruf oranları yüksektir; yatırım gereksinimleri bakımından doygunlaşma söz konusudur. Tek önemli istisna, süper emperyalist konumunun ayrıcalıkları nedeniyle son çeyrek yüzyıl boyunca sürekli ve artan dış açıklar veren ABD ekonomisidir.

Azgelişmiş ekonomilerde ise tasarruf oranları yoksulluk nedeniyle düşük; yatırım gereksinimi ve tutkusu ise yüksektir. Bu nedenle büyüme hızı belli bir eşiği aştığında cari açık verirler. Bir azgelişmiş ekonomi cari fazla veriyorsa bu durum, genellikle küçülme, durgunlaşma yıllarında gerçekleşir; veya bir kriz ertesinde dış borç ödeme yükümlülükleri nedeniyle söz konusu olur.

Bir azgelişmiş ekonomi, uzunca bir süre boyunca hızlı büyüme ile cari işlem fazlasını birleştirebilse "bir taşla iki kuş vurmuş" olur: Hem hızla büyüyerek yoksulluğu aşma doğrultusunda mesafe alır; hem de bunu emperyalist sistemden borçlanmadan, kaynak almadan, yani bağımlılık ilişkilerini hafifleterek gerçekleştirmiş olur. Heyhat! Bu mutlu durum pek nadir gözlenir; hatta hemen hemen hiç... Eğer, son 15-20 yılın Çin ekonomisini saymazsak...

İşte Çin, yüzde 10'a yaklaşan bir hızla büyüdüğü yıllar boyunca sürekli cari işlem fazlası vermiş; böylece dış bağımlılığı hafifleterek azgelişmişlik kaderini aşmaya yönelen istisnai bir ülke konumuna geçmiştir. 2006'da 239 milyar dolarlık cari işlem fazlası vermiştir. Mart 2007'de rezervleri 1200 milyar (1,2 trilyon) dolara ulaşmıştır. Bu toplamın en az dörtte üçü Amerikan dolarlarından (daha doğrusu çoğunlukla ABD hazine bono ve tahvillerinden) oluşuyor. Böylece, 21. yüzyılın başlarında, süper emperyalist ABD, dış kaynak gereksinimleri, doların bir "dünya parası" olma ayrıcalığını sürdürebilmesi ve ekonomik istikrar bakımından Çin'e bağımlı hale gelmiştir: Çin dolar rezervlerini bir ekonomik savaş aracı olarak kullanmaya karar verirse, ABD ekonomisini ciddi boyutlarda sarsacak güce sahiptir; üstelik, çok fazla zarar görmeden...

Öte yandan Çin, bu hızda büyümeyi sürdürebildiği takdirde, bu yüzyılın içinde önce toplam, sonra da kişi başına milli gelir bakımından ABD'yi yakalayacaktır. Ne var ki, bu noktadan çok önce, tüm dünya ekonomisini etkileyecek ham madde ve doğal kaynak sınırlarına ulaşılması söz konusudur. Örneğin, bugünkü tempoyu sürdürdüğü takdirde 2031'de Çin'in günlük ham petrol tüketimi 99 milyon varile ulaşacaktır. Bugünkü petrol üretiminin günde 84 milyon varil olduğu dikkate alınırsa, bu imkânsız görülüyor. Gelir düzeyiyle otomobil sahipliği arasında ABD'deki oranlara ulaştığı takdirde 25 yıl sonra Çin'deki otomobil sayısı 1 milyarı aşacaktır. Bugün tüm dünyada otomobil sayısı ise 800 milyondur. Bu artışların yaratacağı çevre bozulmalarının boyutları dramatiktir.

***

Çin, bu başarısını, planlama stratejisine ve iktisat politikalarına borçludur. Her iki öğenin de temelleri 1949'u izleyen yılların sosyalist dönüşümlerine dayanır. Neo-liberal reçetelere fazlaca yüz vermemiş; özelleştirme furyasının dışında kalmış; kamu işletmelerini korumuş; spekülatif sermaye hareketlerine izin vermemiş; stratejik sektörlerin önceliğini gözeten müdahaleciliği sürdürmüştür. Öte yandan pragmatizm esastır. Kapasite genişletici özellik taşımak koşuluyla doğrudan yabancı yatırımlar teşvik edilmiş; küçük üretim ve ticareti kapsayan özel girişimlerin önü açılmış; stratejik öncelikleri ve bölüşümü hedefleyen sübvansiyonları etkilemediği ölçülerde piyasa mekanizması kısıtlanmamıştır.

  İlgili Haberler
  Yorumunuzu Gönderin
Yayın Çizelgesi
Günlük Konuşma
• Ders 45 Kayıt yaptırmak
• Ders 44 Kaybedilen önemli belgeler için bildirimde bulunmak
• Ders 43 Kredi kartı kullanmak
• Ders 42 Havale yapmak
• Ders 41 Ödemek
Diğer>>
Tavsiye Edilen Programlar
• Çin döviz rezervleri ve Amerika
• Amerika'yı "kazanmak" stratejisi
• "Avrupa futbol takımları 18 yaşı altındaki yabancı futbolcuları almamalı"
• Çin Seddi'nde Beşiktaş kutlaması
• "Çıplak ayaklı doktorlar"dan köy hastanelerine
• Makam sanatının "ilkbaharı" için
• Dışlanan rejimlerle ilişkiler...
• An Lee, Booker ödüllüromanını peyaz perdeye aktaracak
• Almanya Badminton Açık Turnuvası'nda en büyük galibiyet Çin takımının
• "Çirkin ördek yavrusundan güzel kuğu"ya dönüşen halterci Chen Xiexia
Diğer>>
china radio international china radio international

© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040